Ayrıca içerik çok yakın olduğu için de. | TED | الى مشروعي المفضل لان هدفه كان قريباً جداً من هدفي .. |
Burayı babam Kanada'ya yakın olduğu için satın aldı. | Open Subtitles | أنشأ أبي هذا المنزل لأنه كان قريباً من (كندا) |
Biz, bilirsin işte, yakındık, sonra beni terketti. Evet. Görünüşe göre yakın olduğu birisi daha varmış. | Open Subtitles | لقد كنا قريبين جدا، عندما تخلت عني يبدوا أنها أصبحت قريبة من شخص آخر الآن |
Biz, bilirsin işte, yakındık, sonra beni terketti. Evet. Görünüşe göre yakın olduğu birisi daha varmış. | Open Subtitles | لقد كنا قريبين جدا، عندما تخلت عني يبدوا أنها أصبحت قريبة من شخص آخر الآن |
Daha sonra da verdiği tarifin arabaya çok yakın olduğu ortaya çıktı. | Open Subtitles | كما اتضح لنا, كان وصفها قريباً للغاية من الحقيقة. |
Yemek masama yakın olduğu müddetçe, nerede oturduğun hiç umurumda değil. | Open Subtitles | لا يهمني أين تجلس طالما أنه قريب من مائدة عشائي |
Burada yakın olduğu bir hasta var mı? | Open Subtitles | هل كان قريباً من أي شخص هنـا |
Neyse yakın olduğu belli. | Open Subtitles | مهما يكن ، فقد كان قريباً |
Edenock ve Nemesis arasındaki Diyargeçitleri yalnızca yansıma aylar birbirlerine en yakın olduğu zaman açılır. | Open Subtitles | تفتح البوابة السحرية بين عالميناً ... فقط عندما يكون القمر قريباً للغاية من السماء |
Yemek masama yakın olduğu müddetçe, nerede oturduğun hiç umurumda değil. | Open Subtitles | طالما أنه قريب من مائدة عشائي لأنني أصبحت جائعاً |