"yakındır" - Translation from Turkish to Arabic

    • قريب
        
    • قريبة
        
    • وشيكة
        
    • يطول
        
    • متقاربة
        
    • العديدين
        
    • وقريب
        
    Bu diğer uygulama bizim hedeflediğimiz projelere ve uygulamalara yakındır. TED هذا تطبيق آخر قريب من المشاريع والتطبيقات التي نهدف لها.
    Sonuç olarak, kum tepelerinin büyük çoğunluğu kritik değerin civarında bir eğim açısına sahiptir, çökmeye yakındır. TED كنتيجة لذلك, الغالبية العظمى من الكثبان الرملية لها ميلان قريب من القيمة الحرجة, قريبة من الانهيار.
    Aynı zamanda, benim için ve diğer insanlar için bu türden bir görüş tatmin edecek derecedeki bilince dayalı verileri reddetmeye oldukça yakındır. TED في نفس الوقت، بالنسبة لي ولكثير من الأشخاص الآخرين، هذا الرأي قريب جدًا من إنكار مسند الوعي ببساطة ليكون مُرضيًا.
    Ve daha çok benzer mikrobu olan mikrobiyomlar birbirlerine daha yakındır. TED والنبائت التي تمتلك العديد من الميكروبات المشتركة قريبة من بعضها.
    Karanlık zamanlar yakındır firavunum. Dua ve ona sunduğumuz hediyeler onu durdurmak için yeterli olmayacak. Open Subtitles الأزمنة الحالكة وشيكة يا مولاي الفرعون، الصلوات والقرابين لن يكفوا لردعها.
    Tanklarıyla Şanzelize Cadde'ne çıkması yakındır. Open Subtitles لن يطول الأمر قبل أن تقتحم دباباته شارع الشانزليزيه الخاص بك
    Onları çölde, gökyüzünde dönerken görürseniz, ...bu; ya orada bir ceset olduğunu gösterir, ...ve onun kemiklerini toplayacaklardır, ...ya da ölüm yakındır, ...ve onlar işlerini yapmak için bekliyorlardır. Open Subtitles هذا يعني بأن هناك شيئاً ما قد مات, وأنهم سيأكلون لحمه. أو أن الموت قريب. وهم ينتظرون لحدوثه,
    Ama bir kutu süt veya bir paket sigara aldığın market, büyük ihtimalle, evine yakındır. Open Subtitles ولكن الحصول على الحليب وعلبة السجائر سيكون من مكان قريب
    Mağazadaki satıcı onu hatırlamasa bile mağaza muhtemelen yaşadığı yere yakındır. Open Subtitles ،حتّى لو لم يعرف عامل المتجر مَن هي ففي الغالب المتجر قريب من حيث تعيش
    Belirli bir tanesi bu yıldıza çok yakındır. Muhtemelen çok sıcaktır. Open Subtitles والآن ، ذلك الكوكب بحد ذاته قريب جداً من النجم
    Büro size aittir. Size en yakın telefon kadar yakındır. Open Subtitles إنّه ينتمي لكم فهو قريب منكم كمثل هاتفكم بالمنزل.
    Zamanı geldiğinde ki o an çok yakındır senin derini yüzmek için hazırda bekleyen ben olacağım. Open Subtitles عندما يحين الوقت المناسب و هو قريب سأكون الشخص الذي سيمر بالسيف على رقبتك
    Siz yapın, Amerika'da başlatın, çünkü bilirsiniz, konseptler Amerikan düşüncesine çok, çok yakındır. TED تقوم بذلك، تبدأ في الولايات المتحدة، لأنّها، تعلمون، المفاهيم قريبة جدا من نمط التّفكير الأميركي.
    "Doğrusu, size söylüyorum: Kıyametten konuşulacak günler yakındır! Open Subtitles أقول لكم أنه بلا ريب قد أصبحت أيام نهاية العالم قريبة
    Doğrusu, size söylüyorum: Kıyametten konuşulacak günler yakındır! Open Subtitles أقول لكم أنه بلا ريب قد أصبحت أيام نهاية العالم قريبة
    Yıldızlar o kadar yakındır ki uzansan onlara dokunacakmışsın gibi gelir. Open Subtitles النجوم قريبة فوق راسك فتشعرين انك تستطيعين الوصول اليهم و تحركيهم كيفما شئت
    Isabela, zamanla sakinleşmesine rağmen hâlen aktif olan volkanik bölgeye yeterince yakındır. Open Subtitles بالرغم من أن إيزابيلا تنخفض بالعمر هي ما زالت قريبة بما فيه الكفاية إلى البقعة الساخنة للبقاء نشطة
    Ayrılmaları yakındır. Open Subtitles ، تأشيرات الخروج وشيكة
    Sonu iyi biten her şey iyidir, ve torununuza merhaba demeniz yakındır. Open Subtitles لكن كل شيئ جيد ينتهي بشكل جيد و هذا لن يطول كثيراً قبل أن تستطيعوا إلقاء التحية على حفيدكم
    Fetüsken, hücreleriniz birbirine yakındır. Büyüdüğünüzde, ayrılıp özelleşirler. Open Subtitles عندما تكون جنيناً، تكون خلاياكَ متقاربة وعندما تنمو، فإنها تتوزع وتتخصّص
    yakındır. Doktor da var. Open Subtitles هناك طبيب مشهور عالج العديدين
    Ancak oluşum şekli sebebiyle bizimki aşırı derecede büyük ve yakındır. Open Subtitles لكن بسبب طريقة تكوينه، قمرنا كبير على غير العادة وقريب جداً،

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more