Katil yakınlarda bir yere atmış olabilir. | Open Subtitles | لا شيء في الداخل. ربّما رماه القاتل في مكان قريب. |
Hiçbir yerde kan yok, kızı gözlerden uzak bir yere götürmek için katil arabasını yakınlarda bir yere park etmiş olmalı. | Open Subtitles | ليس هناك أي دم بأي مكان إذاً القاتل يجب أن يكون قد أوقف السيارة في مكان قريب أخذها لمكانٍ منعزل |
Eniştesinin madeni ziyarete gitmek için ayrıldığı gün Kont da Japonya'ya dönüyormuş gibi ayrıldı ve yakınlarda bir yere saklandı. | Open Subtitles | يوم مغادرة عمها لزيارة المنجم الخاص به تظاهر الكونت بعودته إلى اليابان ولكنه اختبئ في مكان قريب |
Ben uzun menzilli bir silahla yakınlarda bir yere konumlanabilirim. | Open Subtitles | أحزر أن بوسعي التمركز في مكان قريب ببندقية. |
Evet, ki bu yakınlarda bir yere yaya olarak gittiğini gösterir. | Open Subtitles | نعم، الذي يعني هو must've مشى من مكان ما في مكان قريب. |
Yâda, yakınlarda bir yere bıraktı. | Open Subtitles | -أو أنّه تركها في مكان قريب |