"yakınlardaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • القريبة
        
    Kimliklerde önce yakınlardaki veya yukarı bölgelerdeki ilçelere ait adresler görmeye başladık sonra başka eyaletlere ait adresler. TED بدأنا في الانتباه إلى بطاقات التعريف التي رأيناها: عناوين من المقاطعات القريبة والبعيدة ثم ببطء خارج الولاية.
    Biz de yakınlardaki taş ocaklarına gitmeye karar verdik, bir dağın, üreticiden satın aldığın kusursuz kare bir çiniye dönüştüğü süreci daha iyi anlamak için. TED لذلك قررنا الذهاب إلى المحاجر القريبة لنفهم العملية التي تحول الجبل إلى بلاط مربع كالذي تشتريه من الموزع.
    yakınlardaki tek yerçekimi etkisi, şu dev gibi olan gaz bulutu ve uydusunda var. Open Subtitles الجاذبية القريبة الوحيدة هي هذه الكرات الغازية الضخمة والقمر
    İlk olarak yakınlardaki bir kanalı suyla dolu tutmak için inşa edilen bu makine o kadar devasadır ki, makinenin kendi operatörü vardır. Open Subtitles إنها هائلة الحجم،وقد بنيي هذا المحرك بغرض إبقاء القناة القريبة منها مغمورة بالمياه دافعة مشغلها ذاته
    Kazayla, yakınlardaki bir waffle yığınına vuran ışığın fotoğrafını çekmeye çalışıyordur. Open Subtitles بالصدفة أثناء محاولتها لأخذ صورة للضوء وهو ينعكس من بعض الوافلز القريبة
    yakınlardaki volkanik bacalardan yükselen buharların analizi beklenmedik bir şeyi gözler önüne serer. Open Subtitles بتحليل البخار المتصاعد من الشقوق البركانية القريبة يكشف شيئا غير متوقع
    En azından yakınlardaki evleri tahliye etmelisin. Open Subtitles عليك على الأقل أن تخلي جميع المنازل القريبة
    yakınlardaki köyün yok olduğunu söyledi. Open Subtitles لقد قالوا أن القرية القريبة من المدينة قد إختفت
    Bu fikir, 1960'lara dayanıyor, Frank Drake adında genç bir gökbilimci West Virginia'da bu anteni kullandığı zaman, onu E.T. 'yi gizlice dinleyebileceği umuduyla yakınlardaki bir iki yıldıza doğrulttu. TED بدأت الفكره في عام 1960 ، عندما قام رائد فضاء شاب اسمه فرانك دريك باستعمال هذه الهوائيات في غرب فرجينيا . وجهها الى بعض النجوم القريبة على امل ان يتصنت على مخلوقات فضائية
    Madenciliğin bu şekli, doğal yaşam alanlarının büyük bir bölümünü yok eder ve hava ve su kirliliğine neden olarak, yakınlardaki toplulukların sağlığını tehdit eder. TED هذا النوع من التعدين يدمر مساحاتٍ واسعة من المساكن الطبيعية للحيوانات، ويسبب تلوثاً في المياه والهواء، مما يهدّد صحة المجتمعات البشرية القريبة.
    - Evet, temsil ettiğim şirket yakınlardaki bir arazi için yatırım yapacak. Open Subtitles -نعم, الشركة التي أمثلها قامت بشراء بعض الأراضي القريبة لتطويرها
    Ama yakınlardaki aktivitelerini öğrendim. Open Subtitles ولكنِ علمتً عن أنشطة القريبة من وطنة.
    Planları evi yenileyip sonrasında ise mutlu mesut yaşamakmış ama yakınlardaki bir üniversiteden bir kız öğrenciyle ilişkisi olmuş ve sonra karısı öğrenmiş, üzüntüyle dolmuş ve kendisini bodrum katta asmış. Open Subtitles الخطة كانت أن يعيد ترميمه ويعيش بسعادة بعدها .ولكن كان لديه علاقة غرامية مع طالبة من الجامعة القريبة وعندما اكتشفت زوجته ذلك
    yakınlardaki kasabanın adı neydi? Open Subtitles ما اسم تلك القرية القريبة من هناك؟
    SS'lerle birkaç dakikalık göğüs göğüse mücadelenin ardından bir kısmı yakınlardaki ormana kaçmayı başardı ama sonra hepsi yakalandı ve öldürüldü. Open Subtitles بعد دقائق من الإشتباك "بالأيدى مع "إس إس "إستطاع بعض "الفرق الخاصة المُساعدة الهروب إلى الغابة القريبة لكن كلّهم أسروا لاحقا وضربوا بالرصاص
    İstediğin gibi ÜFA'nın ana malzemelerini kontrol ediyorum, yakınlardaki mekânlara yapılan sevkiyatları inceliyorum, ama hala bir şey yok. Open Subtitles (أنا مستمر بإجراء تعقيب على كل مكونات الـ(تى.ب.جى مثلما طلبتى أبحث عن شحنات لأي من الأماكن القريبة
    yakınlardaki çiftlikleri araştırıyoruz. Open Subtitles ونحن نتحرى عن المزارع القريبة
    yakınlardaki ormandan topladığı mantarları pişiriyor. Open Subtitles شواء الفطر من الغابة القريبة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more