"yakıtını" - Translation from Turkish to Arabic

    • بالوقود
        
    • وقودها
        
    • وقود الصاروخ
        
    Çalışamamak uğultunun geri gelmesine olanak sağladı, sanki, uzakta olduğum sırada uğultunun makinesi yakıtını tazeledi. TED أن الكف عن العمل هو ما جعل من عودة الطنين ممكناً. وكأن محرك الطنين يتم تزويده بالوقود فقط في حال غيابي.
    yakıtını korumak için çok alçaktan ve düşük hızda uçmak zorunda. Open Subtitles عليه الطيران على علو منخفض وبسرعة منخفضة ليحتفظ بالوقود
    Uçağın yakıtını koyup hazır bekletin. Open Subtitles من الأفضل أن تكون الطائرة مزودة بالوقود وجاهزة.
    Güneş, en sonunda, dört ya da beş milyar yıl sonra nükleer yakıtını tükettiğinde gazı soğuyacak ve basıncı düşecek. Open Subtitles حينما تستهلك الشمس وقودها النووي بشكل كامل بعد أربعة أو خمسة مليار سنة من الأن غازها سوف يبرد والضغط سينخفض
    Güneşten biraz daha büyük bir yıldız, yakıtını yakarak tüketirse, küçülür, kısık, yoğun bir hal alır ki beyaz cüce olarak adlandırdığımız bir duruma gelir. Open Subtitles عندما تكون شمس أكبر من شمسنا قد استنفذت وقودها لتحترق فهي تنكمش فيخفت ضوئها وتزيد كثافة
    Roket yakıtını Mars topraklarından hâlâ uzak tutarken, büyük bir taşıtı nasıl indirebiliriz? TED كيف يمكننا ان نجعل العربة تهبط مع المحافظة على وقود الصاروخ بعيدا عن تربة المريخ؟
    Öncelikli endişem, gulanit elde etmek gemimin yakıtını doldurmak, tamir etmek ve ırkımı yeniden canlandırmak. Open Subtitles هدفي الرأيسي ان احصل على الاوبتين ازود السفينه بالوقود واصلحها واعيد بناء جنسي
    Küçük bir bilgiyle Krasnov, içindeki roket yakıtını çıkarıp bombası için kullanmış. Open Subtitles للمتفجرات مع القليل من معرفة كيف تعمل بالوقود كما عرف كراسنوف
    Bu fabrika Doğu Yakası'ndaki tüm Mekanikler ve Uzay Gemileri'nin yakıtını yapıyor. Open Subtitles هذه المنشأة تزود بالوقود كل "الميكس" و"البيمرز" في الساحل الشرقي
    Bir Boeing C-17'ye yüklenmesini istiyorum uçağın yakıtını doldurun. Open Subtitles أريد تحميلها على متن طائرة "بوينغ -3-17" و تتركونها ممتلئة بالوقود و فارغة على مدرج 19.
    Bu fabrika Doğu Yakası'ndaki tüm Mekanikler ve Uzay Gemileri'nin yakıtını yapıyor. Open Subtitles هذه المنشأة تزود بالوقود كل "الميكس" و"البيمرز" في الساحل الشرقي
    Cordova uçağının yakıtını doldurtuyor. Open Subtitles بأنّ طائرة (كاردوفا) زوّدت بالوقود
    yakıtını doldur. Open Subtitles عبأها بالوقود.
    - yakıtını bitirmiş olan bir yıldız. Open Subtitles نجمه قد أحترقت بدون وقودها
    Bize en yakın yıldız, Hidrojen yakıtını tükettikten sonra serinleyip kütleçekim gücünün etkisiyle aşama aşama çökecek. Open Subtitles بينما تستهلك وقودها الهيدروجيني يبدأ أقرب نجم لنا (الشمس) بأن يبرد وتبدأ بالانهيار على نفسها بالتدريج تحت تأثير الجاذبية للداخل
    Bakalım: Mars'a gidiyoruz, iki düzine gönüllü roket bilimciye, bir düzine gönüllü metalürji uzmanına, arka bahçesinde roket yakıtını karıştıran bazı deli dostlara ihtiyacımız var. TED دعونا نرى: سنذهب إلى المريخ، سنحتاج إلى أربع وعشرين عالم فضاء متطوع، واثني عشر عالم معادن متطوعين، والمجنون الذي سيحضّر وقود الصاروخ في حديقته الخلفية وهلم جراً.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more