Çalıntı arabayla yakalanırsan, tek başınasın. | Open Subtitles | إذا قبض عليك متلبسا بسرقة سيارة فأنت مسئول عن نفسك |
Bugün "göze göz", "yakalanırsan" demek. | Open Subtitles | اليوم العين بالعين تعني فقط لو تم القبض عليك |
Kaçmaya çalışırken yakalanırsan infaz edilirsin! | Open Subtitles | إذا ما ألقي القبض عليك في محاولة الهرب,فسيتم اطلاق النار عليك |
Çünkü arka koltukta, kızın saçlarına yapışmış yakalanırsan gönderirler seni anana, mukavva bir kutuda! | Open Subtitles | لأنهم لو أمسكوك وانت بالمقعد الخلفي فسيحاولوا كسر أقفالها و سيعيدونك إلى الأم في صندوق كرتوني |
Bir daha kaçmaya çalışırken yakalanırsan sana zarar verebilirler. | Open Subtitles | يمكنك أن تصاب بأذى إن أمسكوا بك و أنت تحاول الهروب ثانيةً. |
Bence yapma,yakalanırsan biteriz | Open Subtitles | لا ، لا ، لا لايمكنك ذلك إذا تم القبض عليكِ وبحوزتكِ إقامة مزورة |
- Ben... - Beni dinle! yakalanırsan işin biter. | Open Subtitles | انصت إليّ , إذا تم الإمساك بك سينتهي أمرك |
Eğer yakalanırsan 4 numaralı kapıdan girdim dersin. | Open Subtitles | إذا مُسكت أخبرهم أنك مررت من الباب 4 |
Eğer yakalanırsan durumun göz önünde bulundurulunca affedilirsin. | Open Subtitles | إذا قبضوا عليك فربما يراعوا الرأفه معك نظرا لحالتك |
Eğer onunla yakalanırsan 90. doğumgünün olduğunu söyle. | Open Subtitles | و إذا قبض عليك أخبرهم أنه عيد ميلادك التسعين |
Michael, Ulusal Güvenlik'e sızmaya çalışırken yakalanırsan endişeleneceğin son şey bu bomba olur. | Open Subtitles | مايكل إذا قبض عليك تخترق الأمن القومي القنبلة ستكون أقل ما يقلقك |
Şarap deposu soyarken yakalanırsan on yıl yersin. | Open Subtitles | لو قبض عليك لنهب مستودع نبيذ ستسجن لمدة عشر سنوات |
Eğer ceza bölgenin dışında yakalanırsan, ondan bekleyebileceğimiz en fazla yönetim kuruluna bir mektup göndermesi olur. | Open Subtitles | إذا تم القبض عليك متلبساً خارج منطقة حظرك حسنا، كل ما سيقوم به هو كتابة رسالة إلى مجلس إدارته |
Ancak şimdi yakalanırsan senin için bir kayıp olacaktır. | Open Subtitles | وعلى أي حال فلن تخسر إن تم القبض عليك الآن |
Şunu unutma ki eğer yakalanırsan; hiç bir talepte bulunamayacaksın. | Open Subtitles | من واجبي ان اذكرك انك إذا تم القبض عليك, الوكالة ستتبرأ منك |
Ama eğer yanında o tuğla olmadan yakalanırsan, ...bovling topu taşıman gerekiyor. | Open Subtitles | ولكن إذا ما ألقي القبض عليك من دون الطوب لديك لقيادة الكرة البولينج. |
Toprak bükerken yakalanırsan ne olacağını biliyorsun. | Open Subtitles | أتعرف ماذا سيحدث إذا أمسكوك و أنت تُخضع الأرض؟ |
Bu yüzden, eğer yakalanırsan kahve yapamıyor numarası yap. | Open Subtitles | و بالتالي إن أمسكوا بك تظاهر بأنه لا يمكك إعداد القهوة |
Ait olmadığın bir yerde yakalanırsan daire basar ve hepimizi kaldırır. | Open Subtitles | إذا تم القبض عليكِ في أي مكان أنتِ لا تنتمين المنظمة ستنقضّ علينا و سنختفي جميعنا |
Bak, belki de yakalanırsan bizlere ne olacağı umurunda değil ama yakalandığında kovulacağını umursamamak, aptallık. | Open Subtitles | .. انظري ربما أنت لا تهتمين بما قد يحدث لنا جميعاً لو تم الإمساك بك و لكنك ستكونين حمقاء إن اعتقدت انه لن يتم فصلك |
yakalanırsan seni tanımıyoruz. Bugünden sonra irtibat yasak. | Open Subtitles | ولا اعترافا إن مُسكت لا تواصل من اليوم |
Ama Abed, eğer kendine alırken yakalanırsan kovulursun ve yine Britta gibi yemeye başlarız. | Open Subtitles | و لكن يا عابد لو قبضوا عليك و طردت و سنعود مرة أخرى لنتناول مثل طعام بريتا |
Hiçbir zaman bilemeyeceksin. Böylece, eğer yakalanırsan, herkes isimsiz olacak. | Open Subtitles | لن تعرفي، بهذه الطريقة إذا قُبض عليك يبقى الجميع مجهولون |
Annemle yakalanırsan, bu suç ortaklığına girer yani federal suçtur. | Open Subtitles | لو أمسك بك معها بعلاج أو بمرافقة فهي جريمة فيدرالية |
Eğer burada yakalanırsan, bu beni bir aksesuar mı yapar? | Open Subtitles | إذا مسكوك هنا ألن يجعلني ذلك متورطة؟ |
yakalanırsan hayatının geri kalanını parmaklıkların ardında geçirirsin ya da daha kötüsü olur. | Open Subtitles | إذا أمسك بك، قد تمضي بقية حياتك خلف القضبان أو أسوأ |