Burada Güney yakasında bir oyun çevireceğine dair söylenti var... | Open Subtitles | ثمة أشاعة بإنه سيقوم بعملية احتيال هنا في الجانب الجنوبي |
O ilgisini çekmedi, sanırım batı yakasında bir şey istedi. | Open Subtitles | هى لم تكن مهتمة كانت تريد شيئاً فى الجانب الغربى |
Tek bildiğim doğu yakasında büyük bir Meth laboratuvarı olduğu. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أنه لديه معمل قذر على الجانب الشرقي |
Doğu yakasında büyük bir fırtına çıkmaktaymış. Bütün havayolları kapanıyormuş. | Open Subtitles | ثمّة عاصفة كبيرة تضرب الساحل الشرقيّ و كلّ المطارات تتوقّف |
Basın bölümünün doğu yakasında. Yeşil bluz, siyah etek, siyah ceketli. | Open Subtitles | الجهة الغربية من القسم الإعلامي قميص أخضر، تنورة سوداء، ومعطف أسود |
Batı yakasında da başka biriyle görüşüyor. Neyse ki park arada tampon oluyor. | Open Subtitles | ولديه إمرأة أخرى بالجانب الغربي، لا ورد بلا شوك |
Bunun ne demek olduğundan emin olamayız fakat doğu yakasında şafaktan önce savaş başlığının infilak edeceğine işaret ediyor olabilir. | Open Subtitles | لا يمكننا التأكد من معنى هذا الكلام ولكنها ربما تشير إلى أن الصاروخ سيتم إطلاقه قبل الفجر بالساحل الشرقي. |
Arama bir dakikadan az sürmüş ve Doğu yakasında bir ankesörlü telefondan yapılmış. | Open Subtitles | إتصال دام أقل من دقيقة وتتبعته إلى هاتف عملة في الجانب الشرقي البعيد |
Kuzey yakasında kadınlar kumar oynamayacak demiştik. | Open Subtitles | و قد أتفقنا على عدم مقامرة النساء فى الجانب الشمالى |
Annem Batı yakasında bir mağazada çalışıyor. | Open Subtitles | إنى أمى تعمل فى محل للأزياء فى الجانب الغرب |
Güney yakasında bir bahis çetesi var. Paketleme fabrikası ve birkaç bankası var... | Open Subtitles | يدير مراكز مراهنات في الجانب الجنوبي ومصنع تعليب لحوم وبضعة بنوك |
Sizin Avrupa yakasında bir otelde konaklamanızı tercih ettik. | Open Subtitles | آمل أننا فعلنا الشئ المناسب فى حجز مكان لك فى فندق على الجانب الأوروبى ذلك أفضل من الجانب الأسيوى |
Orada, nehrin diğer yakasında her şey tamamen farklı. | Open Subtitles | هناك فى الجانب الاخر من البحيرة ، كل شئ مختلف |
Sösyetikler şehrin güney yakasında kalsalardı, her şey daha iyi giderdi. | Open Subtitles | لكانت الأمور تسير بشكل أفضل اذا بقي سوكز في الجانب الجنوبي من المدينة |
Batı yakasında bir yer olsun. Orada haftalardır bir iş yapmadık. | Open Subtitles | لتكن في الجانب الغربي، فنحن لن نسرق من ذلك الجانب لعدة أسابيع |
Doğu yakasında insanların sevdiği Step Tavuğu isimli bir kuş vardı. | TED | كان هناك طائر يدعى بدجاجة هِيثْأحبها سكان الساحل الشرقي |
Kaliforniya'da, batı yakasında veya dünyanın başka yerlerinde yaşayan arkadaşların, ailen veya iş arkadaşların olduğunu düşün. | TED | فكر في أصدقائك وأهلك وزملاء عملك في كاليفورنيا، على الساحل الغربي أو في مناطق أخرى من العالم. |
Batı yakasında depoların oralarda bir kümelenme dışında. | Open Subtitles | باستثناء تجمّع المخازن والمستودعات في الجهة الغربية من المدينة |
"Serena Yukarı Doğu yakasında yaşamaya devam ederek... kendisini çevre koruması ve küçük lige adayarak gönüllü olmayı ve iki harika çocuğa sahip olmayı umuyor." | Open Subtitles | سيرينا تتمنى الإستمرار في العيش بالجانب الشرقي الأعلى كرّست حياتها تطوعًا لخدمة الطبيعة دعيني أرى ذلك |
Hedef saati sabah 8'di. Doğu yakasında saat 10'u bile geçti. | Open Subtitles | الوقت المحدد كان الثامنة صباحا، ولكن الوقت تجاوز العاشرة الاّن بالساحل الشرقي |
- Yukarı Doğu yakasında ailesiyle birlikte. - Klas! | Open Subtitles | ـ في بيت والديه، في ابار ويست سايد ـ هائل |
Şey, üzerinde küçük mavi bir elbise vardı... küçük beyaz yakasında kırmızı... çizgileri olan bir elbise. | Open Subtitles | كانت ترتدي بذلة زرقاء لطيفة مع ياقة بيضاء مزينة ببيون أحمر اللون أجل؟ |
- Fakat nehrin karşı yakasında Poros yani Hindistan'da ki bir kral ordusuyla beklemekte. | Open Subtitles | وفي الناحية المقابلة من النهر كان الملك بوروس مع جيشه |
Sence neden Bay Timberlake Batı yakasında yemek yemeyi tercih ediyor? | Open Subtitles | لماذا تظن أن السّيد تمبرلك سيختار تناول العشاء في الطرف الغربي؟ |
Şehrin diğer yakasında saat ikiydi ve Miranda uyuyamıyordu. | Open Subtitles | بالجهة الأخرى من المدينه كانت الساعه الثانيه ولم تكن "ميراندا" بالقرب من النوم |
Kari'nin çocukluğu doğu yakasında geçmişti Phillip'inki ise batıda. | Open Subtitles | كاري نشأت في الجهه الشرقيه من المدينه أما فيليب من الغرب |
Cinayet gecesi giydiğiniz ceketin yakasında kahverengi saç telleri vardı. | Open Subtitles | الجاكت الذى كنت ترتديه على العشاء ليلة الجريمة يوجد على ياقته شعر بنى |
Chloe, ben Jack. Doğu yakasında turlayıp duruyorum. | Open Subtitles | (كلوي)، معكِ (جاك)، أنا أحوم فوق الطرف الشمالي. |