Aşağıdaki adamlara, konuya bir çiçek aşısı gibi yaklaşıp, direnç oluşturmak için küçük bir miktar antijen kullanarak hastalığın etkilerini tersine çevirip çeviremeyeceklerini sordum. | Open Subtitles | لقد سألت الرجال بالأسفل اذا كان يمكن ان نقترب بهذا مثل لقاح الجدري ان نستعمل كميات قليله لمواجهة آثار المرض |
Sadece dikkatini dağıtmalıyız. Gizlice yaklaşıp üstüne atlarız. | Open Subtitles | فلنصرف انتباهها فقط نقترب منها خلسة ثم ننقض عليها |
Bu nedenle Ajan Scully'ye yalnız yaklaşıp kendisine bilgi verenin kim olduğunu bulmam gerektiğine karar verdim. | Open Subtitles | لهذا قرّرت بأنّني يجب أن أقترب الوكيل سكولي لوحده للإكتشاف من إتصالها. |
Bu bize yaklaşıp ve öldürme fırsatı verebilir. Yeterince yaklaşabilirsem, infaz emri için karar sizde olur. | Open Subtitles | يمكن أن يعطينا ذلك فرصة للاستهداف أقترب منهم، وتكونون أنتم مستعدين |
Djilar iblislere yeterince yaklaşıp onların zayıflıklarını... bulmanda yardımcı olur. | Open Subtitles | الجيلار.. سيساعدك في الاقتراب كفاية من الشياطين لاكتشاف نقاط ضعفهم |
Saygıdeğer ABD Temyiz Mahkemesi huzurunda işi olan herkes yaklaşıp dikkatle dinlesin çünkü mahkeme toplanmış bulunuyor. | Open Subtitles | أمام محكمة الولايات المتحدة العليا المشرفة عليهم الاقتراب وإعطاء الانتباه الكامل لهذه المحكمة التي بدأت جلستها. |
yaklaşıp, çatıya ineceğim. | Open Subtitles | -سأقوم بالإقتراب وأحط على السطح . |
Bir damla suya, yeterince yaklaşıp, yeterince yakından bakılırsa... | Open Subtitles | لنتعمّق أكثر وَ نقترب أكثر في داخل قطرة ماء، |
Eğer yeterince yaklaşıp Garuda'ya bu zehiri vereceksek, bu farklılıklarımızı bir kenara koymamız gerekli.. Bakın paketimde gelmiş.. | Open Subtitles | نحن نحتاج ان نبعد اختلافاتنا ان كنا نريد ان نقترب من الجارودا كي ننقل سم ناغا طلبيتي وصلت |
Yalnızca bize yaklaşıp üzerimize ateş edilmesi gibi bir durumda sen ateş et. | Open Subtitles | النار فقط في حال أننا أطلق عليه ونحن نقترب. |
Callicoon'a bu kadar yaklaşıp da uğramadan geçmenin doğru olmayacağını düşündüm. | Open Subtitles | أنا لا أظن أن هذا صواب أن نقترب كثيراً من كاليكون بدون المرور ! |
O halde yaklaşıp, öğrenmeliyiz. | Open Subtitles | إذن فيجب أن نقترب ونكتشف |
Bu bize yaklaşıp ve öldürme fırsatı verebilir. Yeterince yaklaşabilirsem, infaz emri için karar sizde olur. | Open Subtitles | قد يعطينا ذلك فرصة استهداف أنا أقترب منهم، وتكونون جاهزين للتدخل |
O gün öğleden sonra yeşil gözleriyle kumral saçlı iri göğüslü güzellik yaklaşıp beni büyülerken barda Mai Tai'nin tadına bakıyordum. | Open Subtitles | ترى، بعد ظهر ذلك اليوم، أنا كان لذيذ المذاق ماي تاي في شريط اللوبي، عندما كنت أقترب من قبل ساحر، |
Ben onlara daha da yaklaşıp, üstümüze gelmelerini istedim. | Open Subtitles | أردت أن أقترب أكثر فوقعنا فيه كلنا |
Bu ikisini elde etmek için, yeterince yaklaşıp altıpatları serbest bırakırsın. | Open Subtitles | مما يعطى الحريه لمطلق النار من الاقتراب للتحكم فى هذين |
Bunu yapabilecek kadar yaklaşıp, filmi alacak şansa sahip tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنتي الشخص الوحيد الذي يملك فرصة الاقتراب منه بشكل كافي لقتله واستعادة الفيلم |
Belki Richard'ı terbiye eden Mord'Sith'e, öldürecek kadar yaklaşıp onu serbest bırakmasını sağlayabilirim. | Open Subtitles | ربما استطيع الاقتراب من المورد ساث" التي دربته و اقتلها" .و احرره من سيطرتها عليه |
yaklaşıp, çatıya ineceğim. | Open Subtitles | -سأقوم بالإقتراب وأحط على السطح . |
Ya da onlara yaklaşıp Ruffnut'u bir insan kalkanı olarak kullanabiliriz. | Open Subtitles | أو يمكننــا الأقتراب منه و إستخدام (ريفيننت) كدرع بشرى. |
Kraliçeye yaklaşıp iyice belirteceğim ki ya mürettebat onları sahile ulaştıracak bir rehberle birlikte serbest bırakılacak ya da Kraliçe de birkaç gün içinde Kral'la birlikte ölecek. | Open Subtitles | حينها سأقترب من الملكة وأجعل الأمر واضح بأن يتحرر كل فرد من هذا الطاقم، مع مرشد يأخذهم إلى الشاطئ بأمان، |