Çocuğun birini yaktılar. Bize lazım olan adamı ellerinden kaçırdılar. | Open Subtitles | لقد أحرقوا صبياً وأخطأوا الرجل الذي كنا نريد خطفه للمبادلة |
Evini yaktılar. Aynen böyle oldu. Çocukları bilirsiniz. | Open Subtitles | أحرقوا منزله, هذا ما حصل تعرف كيف يتصرف الأولاد |
- Köyümü yaktılar. Gözümün önünde babamın başına ok sapladılar. | Open Subtitles | لقد حرقوا قريتي وقذفوا سهماً في رأس والدي أمامي |
O yüzden savaştan sonra hepsini yaktılar. | Open Subtitles | لهذا السبب قاموا بحرق جميع النسخ بعد انتهاء الحرب |
Onu kazan dairesinde ölene kadar yaktılar ve kalıntılarını sakladılar. | Open Subtitles | أحرقوه إلى الموت في غرفة غلايته وأخفوا البقايا |
Evimi yaktılar. Evim gitti, Gelfling gitti. Fakat Aughra hiçbir şey! | Open Subtitles | لقد أحرقوا منزلي لقد ضاع منزلي، وهرب الغلفلنغ |
Dev bir ateşte cesedini yaktılar ve küllerini Cabrini-Green'e serptiler. | Open Subtitles | أحرقوا جسمه على محرقة عملاقة... ... ثمّبعثروارماده فى كابرينى الخضراء. |
Biz uçağa bindikten 45 dakika sonra orayı yaktılar. | Open Subtitles | بعد 45 دقيقة من أخلائنا لقد أحرقوا المكان |
Emrim altındakiler, adamlarım... köyü yağmaladılar... evleri yaktılar... ve yaşayan her şeyi öldürdüler. | Open Subtitles | بناء على أوامري، نهب رجالي القرية أحرقوا المنازل.. |
"Chestertown'da gümrük binasını yaktılar iki sulh hakimini katranlayıp tüye buladılar. | Open Subtitles | في تشيسترتاون أحرقوا مراكز الجمارك والقطران والريش اثنين من القضاة |
Sıçan bokları, sigorta için mekanı yaktılar, cehennem gibiydi. | Open Subtitles | القذرين أحرقوا المكان لأجل التأمين، أمر سيء. |
Kalıntılarını yaktılar. Ama tüm parçalar yok edilemedi. | Open Subtitles | لذا حرقوا رفاتها، لكن تعذّر تدمير بعض عظامها. |
- 1812'de başkentinizi yaktılar. - Bu propaganda. | Open Subtitles | فى عام 1812 , حرقوا عاصمتكم هذة اكاذيب |
- 1812'de sizin başkentinizi yaktılar. - Bu propaganda. | Open Subtitles | فى عام 1812 , حرقوا عاصمتكم هذة اكاذيب |
Buraya ulaşmak için 1300 km yol yaptılar. 3000 kalori yaktılar ve vücut ağırlıklarının üçte birini yitirdiler. | Open Subtitles | وقد سافروا لمسافة 800 ميل, وقاموا بحرق أكثر من 3000 سعرة حرارية, وفقدوا ثلث وزن اجسامهم حتى يصلوا إلى هنا. |
Babamın boynuna bir lastik geçirip onu diri diri yaktılar. | Open Subtitles | وضعوا إطار سيارات حول عنق أبى و أحرقوه حيا |
Seni yaktılar, değil mi? | Open Subtitles | لقد أحرقوك, أليس كذلك؟ |
Karısını diri diri yaktılar. | Open Subtitles | زوجته أحرقوها وهي على قيد الحياة |
Hayır, onlar terörist. Dağdaki hizmet mülklerini yaktılar. Şehirdeki birçok lüks arabayı mahvettiler. | Open Subtitles | لقد قاموا بإحراق شقق العطلات التي على الجبل وقد دمّروا مواقف سيارات فخمة بالبلدة المجاورة |
Sonra da Monroe'yla Rosalee'nin bahçelerinde wolfsangel yaktılar. | Open Subtitles | و عليه علامه الولفسنغل و لقد احرقوا الولفسنغل |
Yıllar önce, 3000 kişilik bir kasabayı yaktılar ve yağmaladılar. | Open Subtitles | منذ عدة أعوام مضت, نهبوا وأحرقوا مدينة مكونة من ثلاثة الآلاف شخص. |
Kürk eldivenler ve botlar giydiler ve ısınmak için fok yağı yaktılar. | Open Subtitles | ارتدوا قفازاتٍ وأحذيةٍ فروية وحرقوا دهن الفقمة لتدفئتهم |
Rus askerleri beni, Chechnya'daki yerel bir hapishaneye götürüp elimi kızgın yağda yaktılar. | Open Subtitles | الجنود الروس أخذونى أسير, وعذبونى _ و هذا قد حُفِرَ فى رأسى _ |
Hastaydı ve onu krematoryumda fırına koyup yaktılar. | Open Subtitles | كان مريض وضعوه في الفرن وأحرقوه |
Destek mektuplarını aldılar ve dışarıda yaktılar. | Open Subtitles | و أخذوا تلك الأوراق للخارج و قاموا بحرقها |
Canını yaktılar ve sinirlendin-- Lütfen. | Open Subtitles | لقد أذوك وأنت منزعجة |