Evet. Yalın ayaklı küçük, kör kız ve arkadaşları bir kaç gün önce buradan geçtiler. | Open Subtitles | نعم ، فتاة عمياء حافية القدمين مرت من هنا مع أصدقائها منذ يومين |
Yalnızca odamda çalışıyordum. Ve sonra biraz uykum geldi. Daha sonra da Yalın ayak sokaktaydım. | Open Subtitles | كنت أدرس بغرفتي، ثم أصبحت نعسانة نوعاً ما، وبعدها أفقت بعرض الشارع حافية القدمين |
Öğleden sonra sonbaharın sarı yaprakları içinde Yalın ayak dans ettiğimi hayal ettim. | Open Subtitles | في آخر هذا اليوم أتخيلها ترقص في الحديقة حافية القدمين, على أوراق الخريف الصفراء المتساقطة |
Ve bir daha kütüphanede Yalın ayakla dolaşmayacağım. | Open Subtitles | واعدكِ ان لا امشي عاري القدمين في المكتبة |
Önemli değil. Ben Yalın ayak dolaşırken sen de bana katlanmıştın. | Open Subtitles | لقد وقفتَ بجانبي عندما كنتُ شخص عاري القدمين |
Harold'ın hayatının Yalın ve gösterişsiz unsurlarının... | Open Subtitles | ...كان أمراً مدهشاً كيف أن أبسط |
Kendinden geçmiş bir topla, Yalın ayak oynuyorlardı, kale olarak taş yığmışlardı. | TED | كانوا يلعبون حفاة الأقدام بكرة بالية ومرمى مصنوع من الصخور. |
İdmanlarda Yalın ayak oynayabilirim ama maçlar için ayakkabıya ihtiyacım var. | Open Subtitles | أعني يمكنني التدّرب حافي القدمين. لكن في المباريات، أحتاج حذاءاً. |
Bu adamların etrafta Yalın ayak dolaştığını hayal edebiliyor musun? | Open Subtitles | هل يمكنك التصور اي من هؤلاء يركض حافيا ؟ |
Yalın ayak mutfakta yürüyüşünü izlemeyi özledim. | Open Subtitles | لقد افتقدت رؤيتكِ تمشين حافية القدمين في ارضية المطبخ |
Ve Yalın ayak olmasının tek sebebi aptal ayakkabısını elinde tutamamış olman. | Open Subtitles | هذا موضّح في الاسم والسبب الوحيد في أنها حافية هو أنكِ لم تحافظي على حذاؤها |
Yatakhanemin kapısını kilitsiz bırakabiliyor, çimlerde Yalın ayak yürüyebiliyor ve yıldızlarla dolu bir gökyüzü görmek için yukarı bakabiliyordum. | TED | كنتُ أستطيع مغادرة غرفة السكن دون إغلاق، والمشي حافية القدمين على العشب، والنظر إلى أعلي لرؤية سماء الليل مليئة بالنجوم. |
"Yalın ayak", "sarı yapraklar"... Bu çağdaş sanatın bir kataloğu! | Open Subtitles | "حافية القدمين" هذه مجلة معرض فنون معاصرة. |
"Sonbaharın sarı yaprakları içinde Yalın ayak dans ettiğimi hayal ediyorum." | Open Subtitles | -بالطبع. -أتخيلها ترقص" حافية القدمين "على أوراق الخريف الصفراء المتساقطة." |
Bunu okuduğunu hayal et: "Yalın ayak olsa bile yağmur dans etmeyecekti." | Open Subtitles | هل تتخيل ان قرأ هذا؟ "حتى الأقدام حافية, لن يرقص المطر". |
Cinayet tahtasındaki adamlardan biri Yalın ayaktı. | Open Subtitles | واحد من الرجال في مسرح الجريمة كان عاري القدمين |
Cinayetleri yanında kurtla Yalın ayak dolaşan bir adam işlemiş. | Open Subtitles | هذه الجرائم تم ارتكابها ...من قِبل رجل عاري القدمين معه ذئباً |
- Dışarıda Yalın ayak mı çalışıyorsun sen? | Open Subtitles | هل تركض بالخارج عاري القدمين؟ |
Harold'ın hayatının Yalın ve gösterişsiz unsurlarının yepyeni bir yaşamın tetikleyicisi konumuna geldiğinin apaçık göstergesi olmaları son derece enteresandı. | Open Subtitles | كان أمراً مدهشاً كيف أن أبسط ...و أكثر عناصر حياة (هارولد) تواضعاً ...المسلم بها غالباً قد تكون الحافز لحياة جديدة تماماً |
Ayakkabılarınızı çıkarıp kumun üzerinde Yalın ayak yürümenizi tavsiye ederim. | Open Subtitles | وأقترح أن تخلعوا أحذيتكم وتسيروا حفاة على الرمال الساخنة |
Yalın ayak hippiler frizbi oynuyor... | Open Subtitles | مجموعة من الهيبي حافي الأقدام يلعبون لعبة الطبق الطائر |
Katil ve kurbanın ikisi de Yalın ayakmış. | Open Subtitles | القاتل والضحية كانا كلاهما حافيا |