"yalın" - Translation from Turkish to Arabic

    • حافية
        
    • عاري
        
    • أن أبسط
        
    • حفاة
        
    • حافي
        
    • حافيا
        
    Evet. Yalın ayaklı küçük, kör kız ve arkadaşları bir kaç gün önce buradan geçtiler. Open Subtitles نعم ، فتاة عمياء حافية القدمين مرت من هنا مع أصدقائها منذ يومين
    Yalnızca odamda çalışıyordum. Ve sonra biraz uykum geldi. Daha sonra da Yalın ayak sokaktaydım. Open Subtitles كنت أدرس بغرفتي، ثم أصبحت نعسانة نوعاً ما، وبعدها أفقت بعرض الشارع حافية القدمين
    Öğleden sonra sonbaharın sarı yaprakları içinde Yalın ayak dans ettiğimi hayal ettim. Open Subtitles في آخر هذا اليوم أتخيلها ترقص في الحديقة حافية القدمين, على أوراق الخريف الصفراء المتساقطة
    Ve bir daha kütüphanede Yalın ayakla dolaşmayacağım. Open Subtitles واعدكِ ان لا امشي عاري القدمين في المكتبة
    Önemli değil. Ben Yalın ayak dolaşırken sen de bana katlanmıştın. Open Subtitles لقد وقفتَ بجانبي عندما كنتُ شخص عاري القدمين
    Harold'ın hayatının Yalın ve gösterişsiz unsurlarının... Open Subtitles ...كان أمراً مدهشاً كيف أن أبسط
    Kendinden geçmiş bir topla, Yalın ayak oynuyorlardı, kale olarak taş yığmışlardı. TED كانوا يلعبون حفاة الأقدام بكرة بالية ومرمى مصنوع من الصخور.
    İdmanlarda Yalın ayak oynayabilirim ama maçlar için ayakkabıya ihtiyacım var. Open Subtitles أعني يمكنني التدّرب حافي القدمين. لكن في المباريات، أحتاج حذاءاً.
    Bu adamların etrafta Yalın ayak dolaştığını hayal edebiliyor musun? Open Subtitles هل يمكنك التصور اي من هؤلاء يركض حافيا ؟
    Yalın ayak mutfakta yürüyüşünü izlemeyi özledim. Open Subtitles لقد افتقدت رؤيتكِ تمشين حافية القدمين في ارضية المطبخ
    Ve Yalın ayak olmasının tek sebebi aptal ayakkabısını elinde tutamamış olman. Open Subtitles هذا موضّح في الاسم والسبب الوحيد في أنها حافية هو أنكِ لم تحافظي على حذاؤها
    Yatakhanemin kapısını kilitsiz bırakabiliyor, çimlerde Yalın ayak yürüyebiliyor ve yıldızlarla dolu bir gökyüzü görmek için yukarı bakabiliyordum. TED كنتُ أستطيع مغادرة غرفة السكن دون إغلاق، والمشي حافية القدمين على العشب، والنظر إلى أعلي لرؤية سماء الليل مليئة بالنجوم.
    "Yalın ayak", "sarı yapraklar"... Bu çağdaş sanatın bir kataloğu! Open Subtitles "حافية القدمين" هذه مجلة معرض فنون معاصرة.
    "Sonbaharın sarı yaprakları içinde Yalın ayak dans ettiğimi hayal ediyorum." Open Subtitles -بالطبع. -أتخيلها ترقص" حافية القدمين "على أوراق الخريف الصفراء المتساقطة."
    Bunu okuduğunu hayal et: "Yalın ayak olsa bile yağmur dans etmeyecekti." Open Subtitles هل تتخيل ان قرأ هذا؟ "حتى الأقدام حافية, لن يرقص المطر".
    Cinayet tahtasındaki adamlardan biri Yalın ayaktı. Open Subtitles واحد من الرجال في مسرح الجريمة كان عاري القدمين
    Cinayetleri yanında kurtla Yalın ayak dolaşan bir adam işlemiş. Open Subtitles هذه الجرائم تم ارتكابها ...من قِبل رجل عاري القدمين معه ذئباً
    - Dışarıda Yalın ayak mı çalışıyorsun sen? Open Subtitles هل تركض بالخارج عاري القدمين؟
    Harold'ın hayatının Yalın ve gösterişsiz unsurlarının yepyeni bir yaşamın tetikleyicisi konumuna geldiğinin apaçık göstergesi olmaları son derece enteresandı. Open Subtitles كان أمراً مدهشاً كيف أن أبسط ...و أكثر عناصر حياة (هارولد) تواضعاً ...المسلم بها غالباً قد تكون الحافز لحياة جديدة تماماً
    Ayakkabılarınızı çıkarıp kumun üzerinde Yalın ayak yürümenizi tavsiye ederim. Open Subtitles وأقترح أن تخلعوا أحذيتكم وتسيروا حفاة على الرمال الساخنة
    Yalın ayak hippiler frizbi oynuyor... Open Subtitles مجموعة من الهيبي حافي الأقدام يلعبون لعبة الطبق الطائر
    Katil ve kurbanın ikisi de Yalın ayakmış. Open Subtitles القاتل والضحية كانا كلاهما حافيا

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more