| Esek arabasından buna terfi etmek icin üç yıI yalakalık yaptım. | Open Subtitles | حسنا لقد تطلب مني ثلاثة سنوات من التملق لرفع درجتي من عربة الكارو التي يجرها الحمار |
| Onlar öğretmen için. Çocuk matematikten "D" alıyor, yalakalık yapma zamanı geldi. | Open Subtitles | الأطفال يحصلون على ادنى الدرجات فى مادة الرياضيات ، لذا علينا تقبيل كفوف المعلمين |
| yalakalık yapıyorsun çünkü önemsenecek biri olduğumu fark ettin. | Open Subtitles | انا تتملق لي فجأة ادرك اني شخص لا يستهان به |
| Erkek şempanzeler genellikle yavrulara pek ilgili olmaz ama konu siyaset yapmaya geldiğinde yavrulara çok ilgili olur, onlarla oyun oynarlar ve dişilere yalakalık yaparlar. | TED | ذكور الشمبانزي بالأحوال العادية ليس لديهم اهتمام خاص بالصغار، لكنهم عندما يقومون بحملات من هذا النوع، فانهم يولون اهتماما خاصا للصغار ويداعبونهم، ويحاولون تملق أمهاتهم. |
| Oh, Farkındayım patrona yalakalık senin tarzın değil, bu yüzden senin yerine ben yapabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | أوه، أَعْرفُ كَلام بلباقة الرئيس لَيسَ حقاً أسلوبَكَ، لذا إعتقدتُ بأنّني أعْمَلُ هو لَك. |
| Herkes sana yalakalık etti, ama karargahın başına beni getirdin. | Open Subtitles | كلها مسألة لعق قضيب يجب أن تكون سيد الخداع |
| O da "yalakalık yapmak"'ın kısaltması. | Open Subtitles | قصيرة "ليرضع حتى". |
| "Her sabah 5:30 da kalkar ve bütün gün benden yalakalık bekleyen bir patronum olan, taa 1 saat uzaktaki boktan işime giderim. | Open Subtitles | أني أستيقظ ب5: 30 و أمضى ساعة و نصف بالطريق لوظيفة سيئه و رئيسي الأحمق يريدني أن أتملقه طوال اليوم |
| Çalışanlarımıza yalakalık yapalım ki, kimse çalışmasın ve dava edilmeyelim. | Open Subtitles | التملق للموظفين، لذا لا عمل يتم ولا نُقاضى |
| yalakalık seni her yere götürür. | Open Subtitles | سيحصل التملق عليك في كل مكان |
| Ggan gerçekten üstün takip yeteneğini ve yalakalık koşusunu gösteriyor ki, bunlar onun en çok bilinen özellikleri. | Open Subtitles | يظهر (دوجان) نشاطه في العدو و التملق المشتهر به |
| Birşeyler ters gittiği zaman... yalakalık yapıp, rüşvet veriyorsunuz. | Open Subtitles | إذا حدث خطأ ما أحياناً تعطي بعض الرشاوي و تقوم تقبيل بعض الأيادي |
| - Evet, Beyaz Saray'a yalakalık ediyor. | Open Subtitles | نعم، انه هناك تقبيل البيت الأبيض الحمار. |
| - Yüzbaşı Simon neden yalakalık yapıyorsun? | Open Subtitles | - - النقيب سيمون ، لماذا أنت تقبيل مؤخرتي؟ |
| Tatlım, ona yalakalık yapmana gerek yok. | Open Subtitles | عزيزتي لن يتوجب عليك أن تتملق لها |
| Demek istediğim, daha önce asla yalakalık yapmamış gibi yalakalık yap. | Open Subtitles | تملق كما لم تتملق في حياتك |
| Herkes ona yalakalık yapınca, o olsa gerek diye düşündüm. | Open Subtitles | ,بسبب طريقة تملق كل الاشخاص له اعتقدت بأنه كذلك |
| Yeni yönetici ortağa yalakalık yapmaya çalışma. | Open Subtitles | هل تحاول تملق الشريك الإداري الجديد |
| Lütfen sırf gitmesin diye Peter Crane'e yalakalık yapacağız deme. | Open Subtitles | رجاءاً لا تقولي اننا سوف نقوم بالتحدث بلباقة مع هذا الشخص وايضا اجباره على البقاء |
| Zaten bildiğim şeyleri anlatarak nefesini boşa tüketme, vergi kesintileri ilçe işlerini sallamama, valiyle yapılan her işte yalakalık yapma. | Open Subtitles | لا تزعج نفسك بإخباري بما أعرفه مسبقًا عن إقتطاعات ضرائبنا وإلقاء اللوم على المقاطعات و لعق أحذية رجال الأعمال |
| O da "yalakalık yapmak"'ın kısaltması. | Open Subtitles | قصيرة "ليرضع حتى". |
| Çünkü ona yalakalık yapmıyordum. | Open Subtitles | لأنني لم أكن أتملقه |
| yalakalık yapmanız gereken kişi Dr. Chernov. | Open Subtitles | الدكتور تشيرنوف هو 1 سيكون لديك لتملق. |
| Buraya geldiğinden beri ona yalakalık yapıp duruyorsun. | Open Subtitles | انت تخضع له منذ ان اتى الى هنا. |
| Bana yalakalık mı yapıyorsun, yoksa bana asılıyor musun bilmiyorum ama kendine gel de birbirimizi küçük gören halimize geri dönelim. | Open Subtitles | إذا كنت تتملقني أو تحاول القيام بخطوة جريئة معي ولكن سأقول دع عنك ذلك ودعنا نستمر في الإحتقار المتبادل |
| Ona yalakalık yapmaktan bıkmıştım. | Open Subtitles | لقد أشعل الأمر حماستي فأنا سئمت من تملقه |