Eğer ona yalan söyleseydin bunu bilirdi, senin de endişelendiğin gibi, bu bir yalan değildi. | Open Subtitles | كنا نعرف أنها قادرة على كشف إذا كنت تكذبين عليها, لذلك ، فبقدر ما كنت قلقة فلم تكن كذبة, |
Aslında tam olarak bir yalan değildi. Iroh, ustalarla görüşen son kişiydi. Onun buna değeceğini düşündüler ve ona da bazı sırlar verdiler. | Open Subtitles | في الحقيقة لم تكن كذبة كاملة, أيرو كان آخر من واجه الأسياد و قد اعتبروه جديراً و أعطوه السر أيضاً |
Ailen ve senin hakkında düşündüklerim hariç. O yalan değildi. | Open Subtitles | فيما عدا شعوري نحوك ونحو عائلتك هذا لم يكن كذبة |
- Beni sevdiğini söylemen. - Seviyorum. yalan değildi. | Open Subtitles | قلتى انك تحبينى نعم ، لم أكن أكذب |
Aşkım asla yalan değildi. | Open Subtitles | إن حبى ليس كذباً |
Sen benim sebeplerimi düzeltmeye devam et, ama bomba haber yalan değildi. | Open Subtitles | أعز صديقةٍ لديّ؟ مع أنّكِ قد تكونين محقّة في دوافعي، إن المنشور ليس كذبة. |
Bilgin olsun diye söylüyorum, yalan değildi. | Open Subtitles | فقط ليكن في معلوماتك هذه لم تكن كذبة |
- Suratıma yalan söylemen gerekmezdi. - İlk başta yalan değildi. | Open Subtitles | ما كنتِ في حاجة للكذب عليّ بلا خجل - لم تكن كذبة في حينها - |
yalan değildi. Yüzde 100 onun varsayımıydı. | Open Subtitles | لم تكن كذبة كان 100% افتراضها هي |
yalan değildi. | Open Subtitles | حسناً, لم تكن كذبة |
Bu bir yalan değildi. | Open Subtitles | هذه لم تكن كذبة |
Büyük bir yalan değildi. | Open Subtitles | . إنه لم تكن كذبة كذبة |
- Hepsi bir yalandı. - O mahkeme odasında yaptıkların yalan değildi. | Open Subtitles | اكل هذا كذبة ما لم يكن كذبة اداءك فى المحكمة اليوم |
Bu bölüm yalan değildi. | Open Subtitles | الماضي لم يكن كذبة |
Hayır. yalan değildi ki. | Open Subtitles | . لا , لم أكن أكذب |
Sana söylediğim şeylerin tamamı yalan değildi. | Open Subtitles | ما أخبرتك به، ليس كذباً كله |
Gerçek bir polis değilim. Tamamen yalan değildi ama. Akademiye gidiyordum. | Open Subtitles | لست شرطيّة فعلًا، لكنّ ادّعائي ليس كذبة كلّيًّا، كنت في أكاديميّة الشرطة. |
Bana söyledikleri her şey yalan değildi. Öldürmeyi öğrenmiştim. | Open Subtitles | كل شيء قالوه لى لم يكن كذب , علمونى كيف اقتل |
- yalan değildi ve senin başın beladaysa-- | Open Subtitles | - لم يكن هراءً - |
Bu yalan değildi. | Open Subtitles | هذا لم يكن كذبا |
yalan değildi. Kocasından senin için ayrıldı. | Open Subtitles | لم يكن كل شئ عبارة عن كذبة لقد هجرت زوجها من أجلك |
Hayır, onlar yalan değildi. Öyleydi. | Open Subtitles | -كلاّ، لم تكن أكاذيب |