Şunu unutma yaşlı adam, yalan söylüyorsan, direk cehenneme gidersin. | Open Subtitles | تذكر أيها العجوز إن كنت تكذب فستذهب مباشرة نحو الجحيم |
Eğer koordinatlar hakkında yalan söylüyorsan, bu galakside saklanacağın hiçbir yer olamaz. | Open Subtitles | إنك لن تستطيع الاختباء مني في هذه المجرّة إن كنت تكذب عليّ |
yalan söylüyorsan ve patlarsa hiçbir şey alamayacağını biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | .. أتعرف إن كنت تكذب .. هذا الشئ سينفجر ولن تحصل على شئ، صحيح ؟ |
Bana yalan söylüyorsan... bugünü, ömrünün en kötü gününe çeviririm. | Open Subtitles | لو كنتِ تكذبين سأجعل هذا أسوا أيام حياتكِ |
Bunun geri dönüşü olmayacak ve... Eğer yalan söylüyorsan, ölürüm kızım ben! | Open Subtitles | و نحن و من بعدنا الطوفان و من ثم كنت تكذبين فسأموت |
Evet, hepsi iyi hoş da ya bana yalan söylüyorsan? | Open Subtitles | , نعم , كل هذا جيد جداً لكن ماذا لو كنت تكذب على ؟ |
Şimdiden söyleyeyim, Junior bana yalan söylüyorsan, şu lânet fıçıya sokacağım seni. | Open Subtitles | أنا أخبرك يا جونيور إذا كنت تكذب علي سوف أضعك في ذلك البرميل |
Ama, annemin üzerine yemin ederim ki eğer yalan söylüyorsan işini orada bitiririm. | Open Subtitles | لكني أقسم بالله، أنك إذا كنت تكذب سوف أتركك هُناك |
Yani bana yalan söylüyorsan seni arbeletlerin önüne çıkarmam. | Open Subtitles | اذا كنت تكذب علي لن أرسلك إلى الرماه فقط |
Eğer bana yalan söylüyorsan bu kamyonet üç hafta burada kalır ve kamyonetle zaman harcarsın. | Open Subtitles | أن كنت تكذب علي، ومكثت هذه الشاحنة هنا، لمدة ثلاثة أسابيع ، فستبقى طول هذه المدة في صندوق سيارتي. |
Eğer yalan söylüyorsan, azıcık olsa bile, gözetim memurunla bir konuşma yaparım. | Open Subtitles | إن كنت تكذب ولو قليلاً، فأتحدث إلى ضابط إطلاق سراحك المشروط |
yalan söylüyorsan, onun hayatıyla ilgili büyük bir risk alıyorsun, farkında mısın? | Open Subtitles | اذا كنت تكذب علي فأنت تخاطر على حياته اتعرف هذا ؟ |
Ya yalan söylüyorsan? Daha önce de yalan söyledin, öyle değil mi? Ha bire yalan söyledin durdun. | Open Subtitles | ماذا لو كنت تكذب, لأنك فعلتها سابقاً, أليس كذلك؟ |
Eğer yalan söylüyorsan ve bu insanların zarar görmesine neden olursa acından daha fazlasını almak için gelirim. | Open Subtitles | لو كنت تكذب علىّ و أدى هذا إلى أذية المزيد من الناس سوف أعود لآخذ منك أشياءاً أكبر من الألم |
Peki, yalan söylüyorsan diye, diğer her şeyde söylediğin gibi kendime bir güvenlik poliçesi buldum. | Open Subtitles | حسناً ، إذا كنتِ تكذبين كالعادة فقد وجدت لنفسي بوليصة تأمين |
Ve eğer bana yalan söylüyorsan, ...seni bulur, derini yüzerim. | Open Subtitles | قولي ذلك مجدداً وأعلمي إن كنتِ تكذبين عليّ فسأجدك وسأجلدك! |
yalan söylüyorsan, derdini polise anlatırsın. | Open Subtitles | لو كنتِ تكذبين علي، ستضطرين للإستجابة لمكتب المارشال |
Ve yalan söylüyorsan hiçbir şey seni kurtaramaz. | Open Subtitles | وإذا كنت تكذبين, فلا أعرف إن كان هناك ما يمكنه إنقاذك. |
Ve eğer bana yalan söylüyorsan Bu, cezai soruşturmaya engel olduğun anlamına gelir. | Open Subtitles | ولو كنت تكذبين علي يعني أنك تتدخلين في تحقيق جنائي |
Ödülünü istemiyorum. yalan söylüyorsan çok kızarım, hırçın bir kedi gibi olurum. | Open Subtitles | سأغضب كثيراً إن كنت كاذباً ستجعلني أمزق الستائر من الغضب |
Eğer başka bir amacın varsa, eğer bana yalan söylüyorsan... | Open Subtitles | إن كنتَ تعمل بطريقةٍ مختلفة.. إن كنتَ تكذب عليّ.. |
ama eğer bu Big Red ile ilgili yalan söylüyorsan | Open Subtitles | لكنى أخبرك ، إذا كُنت تكذب بشأن هذه الأشياء الحمراء الكبيرة |
Eğer bana şu an yalan söylüyorsan, ...bebeğin de bir yalancı olarak dünyaya gelecek. | Open Subtitles | إن كذبت عليّ الآن، فإن طفلك سوف يصبح كاذباً. |
- Eğer yalan söylüyorsan... | Open Subtitles | إن كُنتَ تكذِب بخصوصِ هذا... |