"yalan söylemeye" - Translation from Turkish to Arabic

    • الكذب
        
    • بالكذب
        
    • للكذب
        
    • لتكذب
        
    • نكذب
        
    • تكذبي
        
    • أن تكذب
        
    • أن يكذب
        
    • أن أكذب
        
    • ستكذبين
        
    Eğer bana yalan söylemeye devam edersen, DNA testi yapabilirim. Open Subtitles وبإمكاني فحص الحمض النووي إن بقيتِ مصرّةً على الكذب عليّ
    Parmaklıkların ardından bile diğer kayıp çocukların ailelerine yalan söylemeye devam ediyordu. Open Subtitles حتى من وراء القضبان تابع الكذب على العائلات بشأن أطفال آخرين مفقودين
    Ve herkes onun gelip günü kurtarmasını beklerken yalan söylemeye devam edemem. Open Subtitles ولا تمكنني مواصلة الكذب وأنا أعلم أنّ الجميع ينتظر ظهورها لإنقاذ الموقف.
    Tabii ki, kaynak demirim yok, perçin yok, kablolar yok ve ne yaptığımı soran herkese, yalan söylemeye devam etmeliyim! Open Subtitles ‫بالطبع، ليس لديّ لحام ‫ولا براشيم ولا أسلاك محروقة ‫ويبدو أنه عليّ الاستمرار ‫بالكذب على كل من يسألني عما أفعله
    Beni polise yalan söylemeye zorladın ve ilk endişen ilaç bağlantısını güvene almak. Open Subtitles إليك طريقة أخرى لتوضيح الأمر بعدما جعلتني أضطر للكذب على الشرطة أول شئ تفكر به هو تأمين حصولك على المخدرات
    Bize yalan söylemeye çalışıyorsun çünkü hala ailenin payını almak için beklediğini sanıyorsun. Open Subtitles مازلت تحاول الكذب لأنك تظن أن عائلتك ستأخذ حصتك هم لن يأخذوا شىء
    Çocukların yalan söylemeye başladığı vakit, hikaye anlatımının başladığı vakittir. TED في اللحظة التي يبدأ الأطفال في الكذب تبدأ لحظة قول القصة.
    Bir sistem, tercihleriniz hakkında sizi yalan söylemeye teşvik ederse adil ve iyi olarak adlandırılabilir mi? TED كيف يمكن لنظام أن يكون عادلاً وجيداً إذا كان يحفّز على الكذب بشأن تفضيلاتك؟
    Neden yapamazken sürekli yalan söylemeye çalışıyorsun? Open Subtitles لماذا تكذبين وأنت على علم بعجزك عن الكذب
    Doğduktan sonra otuz saniye bile geçse geçmişin olur ve altmış saniye sonra kendine yalan söylemeye başlarsın. Open Subtitles بعد ثلاثون ثانية من ولادتك يصبح لديك ماضٍ وبعد هذا بـ60 ثانية تبدأ الكذب على نفسك بشأن ذلك
    yalan söylemeye karşı bir yasa olmaması çok kötü. Olsaydı bugün çok büyük paralar kazanabilirdim, Bay Müşteri. Open Subtitles لو كان هناك قانون ضد الكذب لقمتُ بكثير من الأعتقالات اليوم أيها الزبون
    Ancak tek bir şartla: Bana yalan söylemeye bir son vermelisin. Open Subtitles ولكن على شرط واحد أن تتوقفي عن الكذب علي ماتيلدا
    yalan söylemeye zorlandığım için... bana merhamet gösterecek, ama sana acımayacak. Open Subtitles ولأنني أجبرت على الكذب فإنه سيكون أكثر رحمة معي
    Sana sürekli yalan söylemeye dayanamıyorum. Open Subtitles لا يمكنني أن أتحمل الكذب عليك طوال الوقت
    Bana yalan söylemeye devam edersen, bu sabahki taktiğinle ilgili değerlendirmem iyi olmayacak. Open Subtitles إستعراضي لأساليب عملك هذا الصباح لا ينعكس جيداً عليك إذا إستمريت بالكذب علي
    Eğer hayır dersen, asiliğe başlarlar yalan söylemeye ve sır saklamaya başlarlar. Open Subtitles إذا قلت لا سوف يبدأوا بالتمرّد سوف يبدأوا بالكذب و إبقاء الأسرار
    Ayrıca bana sorduğun böcek sorusu senin afacan, ruh halinin yıkıcı ve espriler için yalan söylemeye meyilli olduğunu gösteriyor. Open Subtitles و سؤال الحشرات ايضا اخبرني بانك مزعج و مخرب للروح و مستعد للكذب من اجل روح الدعابه
    Seni böyle bir yalan söylemeye iten neydi, hayal bile edemiyorum. Open Subtitles لا يمكنني تخيل حتى ما الذي قد يدفعكِ للكذب هكذا
    Ne konuda yalan söylemeye mecbur olacağını düşünüyorsun? Open Subtitles ما الذي كنت تشعر بأنك مجبور لتكذب بشأنه؟
    Birbirimize yalan söylemeye başladığımız an... Open Subtitles لكن منذ الدقيقة التي بدأنا فيها نكذب على بعض
    yalan söylemeye çalışma çünkü anlar.Polisi arayacağım. Open Subtitles اخرجي واهربي، لا تحاولي أن تكذبي لأنها ستكشف أمرك سأتصل بالشرطة
    Bana bunun hakkında yalan söylemeye başlamadan, Kyle bilmen gerekir ki, ...Ashley'nin köpeğinin dişlerindeki ısırdığı insana ait doku elimde. Open Subtitles حسناً , قبل أن تكذب علي بشأنهذا"كايل" يجب أن تعلم بأنني وجدت على أسنان كلب " آشلي " لحم بشري
    Belki de bir sonraki kitabına girebilmek için yalan söylemeye çalışıyodu. Open Subtitles ربما كان يحاول أن يكذب طريقه في كتابك القادم.
    yalan söylemeye çalıştım ama yaptıkları şey sana boğuluyormuşsun hissi veriyordu. Open Subtitles لقد حاولت أن أكذب , و لكن يفعلونها بحيث يشعرونك بالغرق.
    Anlamasaydım yine de yalan söylemeye devam eder miydin? Open Subtitles لو كنتِ متيقنة أني لن أكتشف كذبكِ ، هل ستكذبين مجدداً ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more