Lanet olsun! Şimdi bana doğruyu söyle! yalan söyleyerek bir şey kazanamazsın! | Open Subtitles | قولي الحق، اللعنة لن تستفيدي شيء بالكذب عليّ |
Anladım, fakat bize yalan söyleyerek kendini daha savunmasız bir duruma düşürüyorsun. | Open Subtitles | لكنك الٓان تعرّض نفسك للخطر بالكذب علينا |
Doğum günüm hakkında yalan söyleyerek büyümeme engel olamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنكَ منعي من النمو بالكذب حول يوم عمري |
Çünkü yalan söyleyerek seni görevinden alıkoymanın doğru olmadığını düşünüyorum. | Open Subtitles | لأنـّي لا أؤمن بأنّ من الصواب منعكَ عن إكمال مسعاك بكذبة. |
Ve şuan yalan söyleyerek onun şerefini lekeleyemem. | Open Subtitles | و لا يمكنني أن أجلب له، العار بكذبي الآن |
Herkes bencili oynuyor fakat o bana yalan söyleyerek ve köpek gibi davranarak son zamanlarda oldukça kötü kararlar veriyor. | Open Subtitles | كل شخص يمر من خلال فترة تمرد لكنه كان يفعل الكثير من الخيارات الفقيره مؤخرا الكذب على,تمثيل كا أنه كلب |
Neden yalan söyleyerek üniversite kariyerimi tehlikeye atayım? | Open Subtitles | لماذا سأخاطر بمستقبلي الجامعي مقابل الكذب ؟ |
Asla uzağa gitmediğini biliyorum yalan söyleyerek beni aşağılama. | Open Subtitles | أعلم بأنك لم تذهبي إلى السجن لذا لا تهينني بالكذب علي. |
Bir kadına yalan söyleyerek yatağa atmayı başardın mı hiç? | Open Subtitles | هل نجحت يوما في ان تقنع امرأة بمضاجعتك بالكذب عليها ؟ |
Karıma yalan söyleyerek ve onu kanıksayarak Meryem Ana evliliğimi mermi manyağı yaparken ben gözlerimi kapıyor olabilirim. | Open Subtitles | بالكذب على زوجتي، و الاستهانة بها، قد أغفل عن المشاكل التي ستخترق زواجي. |
Ancak bunu, bana yalan söyleyerek ve Lemon'u kullanarak yaptı ve-- | Open Subtitles | علي بالكذب ذلك فعل لكنه و ليمون, بـ وبالتلاعب |
Adam benim için hayatını tehlikeye attı ama sen benden yalan söyleyerek ve görevini engelleyerek karşılık vermemi istiyorsun. | Open Subtitles | لقد خاطر بحياته من أجلى وأنتِ تطلبى منى أن أرد له الجميل بالكذب وتعطيل مهمتهم ؟ |
Avucunu yalamış olabilirsin ama en azından herkese yalan söyleyerek karmanı harekete geçirmedin. | Open Subtitles | أنك استفدت من البيع لكن على الأقل لم تتخلى عن كرامتك بالكذب على الجميع |
Nasıl tanıştığımız hakkında koruyucu aileme yalan söyleyerek mi? | Open Subtitles | بالكذب على أهلي بالتبنّي بشأن طريقة التقائنا؟ |
Bu doğru değil. yalan söyleyerek başlamak istememiştim. | Open Subtitles | هذا ليس صحيح لا أريد أن ابدأ بكذبة |
yalan söyleyerek bana yanaştığını ve suç işlemek için beni kullandığını biliyorum. | Open Subtitles | تقربتَ مني بكذبة و استغليتني في جريمتك. |
Peki o bana nasıl karşılık verdi? Arka arkaya yalan söyleyerek. | Open Subtitles | بكذبة تلو أخرى. |
Özür dilerim. Burada olmamın asıl sebebi konusunda yalan söyleyerek kırdım mı seni? | Open Subtitles | آسفة، هل جرحت مشاعرك بكذبي حيال نواياي الحقّة من تواجدي هنا؟ |
Sana yalan söyleyerek kazanacağım birşey yok Claire. | Open Subtitles | لا يوجد ما أجنيه بكذبي عليكِ يا (كلير)! |
Ve sen karına yalan söyleyerek ne yaptığını sanıyorsun. | Open Subtitles | وأنت، بِحقّ الجحيم ما الذي تفعله الكذب على زوجتِكَ؟ |
Neden üniversite kariyerimi yalan söyleyerek çöpe atayım ki? | Open Subtitles | لماذا سأخاطر بمستقبلي الجامعي مقابل الكذب ؟ |
Yakalamak için, onu kendi oyununda yenmeniz gerekir, ...ondan daha iyi yalan söyleyerek. | Open Subtitles | وللتمكن منه يجب أن تهزمه في ملعبه وأن تكون أمهر منه في الكذب |
yalan söyleyerek daha da kötüleştiriyorsun. Yalnızca kendini kandırıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تجعل الأمر أسوأ بكذبك أنت تخدع نفسك فقط |