- Telaşa mahal yok, rahibe. Çünkü bütün bunlar, rezil bir yalandan ibaret. | Open Subtitles | لا حاجة لأن تقلقي يا أختاه لأن كل هذا هو محض كذبة كبيرة |
Annem hep hiçbir şey iyi bir yalandan daha inandırıcı değildir, der. | Open Subtitles | امي دائماً تقول بأن لا شيئاً اكثر معقولاً من كذبة جيدة حقاً |
Ve tüm her şey, yalandan başka bir şey değilmiş. | Open Subtitles | وكل هذا الوقت لم يكن يفعل أيه شئ سوى الكذب |
Ona söyleyecektim. yalandan nefret ederim. Tam da o akşam söylemeyi planlamıştım. | Open Subtitles | لقد كنت انوى اخبارة فى هذه الليلة, انى أكرة الكذب |
Halkına ve partine yaptığın tek hizmet yalandan başka bir şey değil. | Open Subtitles | انت مجموعة من الأكاذيب التي على اساسها وعدت في خدمة الشعب والحزب |
Güreş, kalçanın yere gelmesine izin vermek, yalandan... yalandan balık yakalamak. | Open Subtitles | التصارع، السماح للثمر بأن يقتلع، بشكل مزيف اصطياد السمك بشكل مزيف |
Eğer bir yalandan menfaat sağlarsan, yalancıdan bir farkın olmaz. | Open Subtitles | إن كنت تستفيد بسبب كذبة فأنت بنفس سوء الكاذب |
Ticari bir yalan. Gerçek bir yalandan çok farklı. | Open Subtitles | هذه كذبة عمل و هي مختلفة عن الكذب في الحياة |
Kıymetli kariyerinin bir yalandan ibaret olduğunu açığa çıkaracaktı. | Open Subtitles | كانت ستفضح حقيقة أن مهنتك الثمينة مجرد كذبة |
Daha sonra, bu yalandan dönmemek için başka yalanlar da söylemek zorunda kaldı ve haftalar boyunca herkesi aldatarak kuşkuları üzerine topladı. | Open Subtitles | ثم التزم بهذه الكذبة, بتدعيمها بكذبة وراء كذبة, فى خلال اسبوع وراء اسبوع من الخداع, |
Bizi karışıklığa sokan bu yalandan oluşmuş ağlar bizi beraber yapan kuruma kadar geri götürebilir. | Open Subtitles | شبكة الكذب التي تحيطنا يمكن أن تكون متصلة الآن.. للمؤسسة المطلقة التي جمعتنا معاً. |
Bu çocuk yalandan vazgeçmeyecek. Hala altı yaşında gibisin. | Open Subtitles | هذا الفتى لن يكف عن الكذب علي مازلت تتصرف وكأنك في السادسة من عمرك |
11 Eylül, milyarların üzerine trilyonlarca dolar eklemek için, yalnızca, ölümü yüzlercesinden binlercesine dönüştürerek, uğruna binlerce insanın katledildiği bir yalandan ibarettir. | Open Subtitles | الكذب الذى قتل آلاف الناس وبالتالى قتل مئات الآلف غيرهم، ثم جمع تريليونات من الدولارات |
Bence ifadeniz, intikam duygusuyla körüklenmiş bir dizi yalandan ibarettir. | Open Subtitles | أفترضُ أن شهادتكِ هي نسيج من الأكاذيب التي تمليها عليكِ دوافع الانتقام |
Özellikle de insanların Liberty Valance hakkında anlattıklarını duyduğum onca yalandan sonra. | Open Subtitles | خاصة بعد كل الأكاذيب اسمع ان اناس يتكلمون عن ليبرتي فالنس |
yalandan masalarda oturmak,yemek ve içmek. Hepsi yalandan | Open Subtitles | كله غير حقيقي، الجلوس على الطاولة الأكل والشرب بشكل مزيف |
yalandan başka hiç bir şey duymayız, o bu şekilde eğitildi. | Open Subtitles | نحن سنحصل على لا شيء سوى أكاذيب. ذلك ما هو ربى على. |
Birlikte olduğumuz her an yalandan ibaret. Çünkü o asla... | Open Subtitles | كل لحظة قضينها معاً كانت مزيفة لأنه لم يكن أبداً |
Ya senden korkuyor ya da kendini yalandan güvende hissetmeni sağlıyor ki seni öldürüp öğle yemeği niyetine yesin. | Open Subtitles | ما يعني إما أنها "أ" خائفة منك أو "ب" تعطيك شعور زائف بالأمان لكي تستطيع قتلك ثم أكلك للغداء |
En Pahalı yalandan Gerçek Savaş Filminin Kamera Arkasındaki Gerçek Hikâye ile. | Open Subtitles | للفيلم الحربي المزيف الأغلي تكاليفاً على مر التاريخ |
Eğer yapacaklarsa, yalandan anaokulu listesine yazılsalar iyi olur. | Open Subtitles | حسناً ، إذا فعلوا هذا فمن الأفضل أن . يضعوا أسمائهم في الحضانة الكاذبة |
Ama doğrunun yalandan farklı olması gerekirdi | Open Subtitles | ولكن يفترض أن تبدو الحقيقة مختلفة عن الكذبة |
Sadece her şeyin yalandan önceki gibi olmasını istiyorum, | Open Subtitles | انا فقط اريد ان اجعل الوضع كما كان قبل الكذبه |
Ne kadar çok düsünürsem, o kadar anliyorum mahkemede söylediklerinin yalandan ibaret oldugunu. | Open Subtitles | الاكثر ماافكر فيه, الاكثر مااعتقد انه كل شي قالته للقاضي كان كذبه. |
Hayır, sana aşkım yalandan değildi. Sadece babamın davasında tanıklık etmek istemedim. | Open Subtitles | لم أكن أزيف حبي لكِ لم أرد أن أشهد في محاكمة أبي |
Striptizcinin yalandan ölümünü bile halledemedim. | Open Subtitles | لايمكنني أن أزيّف موت راقصة |
yalandan orgazm olan ilk kadın olabilirim. | Open Subtitles | أجل أنا المرأة الأولى التي أتظاهر بالنشوة |