"yalnız değildi" - Translation from Turkish to Arabic

    • يكن بمفرده
        
    • يكن وحده
        
    • تكن وحدها
        
    • يكن لوحده
        
    • لم تكن بمفردها
        
    • لم يكن وحيدا
        
    • لم يكن وحيداً
        
    • ليس لوحده
        
    • تكن لوحدها
        
    • هذا لوحده
        
    • لم تكن وحيدة
        
    • تكن الوحيدة
        
    Fakat bu kez yalnız değildi, ve mutluydu. Open Subtitles ولكن هذة المرة لم يكن بمفرده وكان سعيداً
    Ve o yalnız değildi, ona yardım edecek arkadaşlara sahipti. Open Subtitles ولم يكن وحده ، لقد كان لديه أصدقاءه الذين يساعدوه
    - Yani tetik çekilirken yalnız değildi. Open Subtitles بمعنى إنها لم تكن وحدها عندما قتلت نفسها
    Kardeşim ailemizin para-utanç döngüsüne yakalanmıştı ve bunda kesinlikle yalnız değildi. TED قبض على أخي في دورة الخجل المالية لعائلتنا ولم يكن لوحده في هذا.
    Evet, bir çok başarıyı elde edildi çünkü o yalnız değildi. TED حسنا لقد حقق الكثير لأنها لم تكن بمفردها.
    Ve sonra fark ettim ki, kardeşim karanlıkta yalnız değildi. Open Subtitles وبعدها ادركت ان شقيقي لم يكن وحيدا في الظلام
    Burhan örgüte katılan en genç kişiydi, ama yalnız değildi. TED وبينما كان برهان أصغر المجندين لم يكن وحيداً.
    Yani rus yalnız değildi. Open Subtitles لذا الروسي ليس لوحده.
    Çünkü yalnız değildi.Arabada onunla birlikte bir adam vardı. Open Subtitles لأنها لم تكن لوحدها كان هناك رجل معها في السيارة رأيتهما يقبلان بعضهما
    Ama yalnız değildi. Evde başka biri daha vardı. Open Subtitles لم يكن بمفرده, احد ما كان معه.
    Ne yazık ki ahırda yalnız değildi. Open Subtitles ولسوء الحظ لم يكن بمفرده في الحضيرة abdo780
    Ne yazık ki ahırda yalnız değildi. Open Subtitles - [ Clucking ] للأسف لم يكن بمفرده في الحظيرة [ Shouts ]
    O kruvazörü koruyan iki Wraith vardı ve o yalnız değildi. Open Subtitles كان اثنان من الرايث يحرسان المركبة ولم يكن وحده.
    Ama Lehman yalnız değildi. Open Subtitles و لكن ليمان لم يكن وحده لويد بلانكفين مدير جولدمان ساكس
    Çünkü büyükbabam yalnız değildi. Open Subtitles لأن جدي لم يكن وحده من الآخرون ؟
    Diyordum ki, anlatması biraz zor... Kızımız yalnız değildi. Open Subtitles كنت أقول, من الصعب الشرح ولكن ابنتنا لم تكن وحدها
    Olay olduğunda o yalnız değildi minnettar ben. Open Subtitles أنا ممتنة أنه لم يكن لوحده عندما حصل هذا
    Yani, arabada yalnız değildi diyorsunuz. Open Subtitles إذاً , هل تقصد بأنها لم تكن بمفردها في السيارة ؟
    Ve bu düşüncelerinde yalnız değildi. Open Subtitles وفي مثل هذه التطلعات لم يكن وحيدا
    Belki diğer Kriptonlularla değildi ama kesinlikle yalnız değildi. Open Subtitles ربما لم يكن بين كريبتونيين آخرين، لكنّه لم يكن وحيداً بالتأكيد.
    - yalnız değildi... Open Subtitles هل ضربك ؟ - ليس لوحده -
    Yanında biri vardı, yalnız değildi. Open Subtitles كان لدينا احد معها لم تكن لوحدها
    Suikastçi tetiği tek başına çekmiş olabilir ama yalnız değildi. Open Subtitles القناص رُبَما سَحب الزنادَ لَكنَّه لَمْ يَفْعلْ هذا لوحده
    O sizin düşündüğünüz kadar yalnız değildi. Open Subtitles لم تكن وحيدة كما ظننت أنها كانت
    Ama o gün Marie yalnız değildi, 4,000 çocuk daha ishalden öldü, ve ölmeye devam ediyor. TED لكنها لم تكن الوحيدة ذلك اليوم لأن أربعة آلاف طفل آخرين ماتوا بسبب الإسهال و يموتون كل يوم.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more