"yalnız ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • ووحيدة
        
    • وحيدة و
        
    • ووحيد
        
    • وحيد و
        
    • وحيداً و
        
    • و وحيدة
        
    • بمفردك و بلا
        
    • بالوحدة
        
    • والوحدة
        
    • و وحيد
        
    • وحيدا و
        
    • وحيدة وغير
        
    • وحيداً وغير
        
    • و وحده
        
    • بالنقص
        
    Evet. Arkadaşım şunu söylüyor yalnız ve üzgün olmamalısın Open Subtitles نعم ، ما يحاول صديقى قوله هو أنكى لا يجب أن تكونى حزينة ووحيدة الآن
    yalnız ve üzgün olsan da dayan. Open Subtitles حتي أذا كنتِ وحيدة و حزينة . تحملي الأمر
    yalnız ve kaybolmuş bir İngiliz olduğumu bilmeni isterim. Open Subtitles أريدك أن تعلم أني إنجليزي مسكين ضائع ووحيد
    - ben yalnız ve normal biri olduğuma göre... - Şafakla yola çıkacağız. Open Subtitles بما أنني وحيد و عادي - علينا أن نستيقض عند مطلع الفجر -
    yalnız ve hamileyken neler çektğim hakkında hiçbir fikrin varmı. Open Subtitles انتَ لا تعلمُ كيف تكونُ وحيداً و حاملاً فى نفسِِ الوقت
    Annen çok yalnız ve mutsuz biri. Bildiğin gibi, baban da meşgul bir adam. Open Subtitles كانت امك غير سعيدة و وحيدة حسنا, انت تعلمين
    Neden bu kadar korkuyorsun? Belki de yalnız ve işsiz bir şekilde ölmek istiyorsundur. Open Subtitles ربما تريدي أن تموتي عجوزاً, ووحيدة, وغير موظفة.
    Kaybolmuş, yalnız ve 30 yaşında bir altıncı teker. Open Subtitles عجلة سادسة عزباء ووحيدة بعمر الـ30 عاماً
    Tahmin ediyorum da öyle seksi, yalnız ve kaybolmuş bir kız buraya girse. Open Subtitles لكني أعتقد فتاة شابة مثيرة كهذه تتجول هنا تائهة ووحيدة
    Şimdi, eğer bana izin verirseniz, tatiller insanların yalnız ve ümitsiz oldukları zamandır. Open Subtitles الآن، أئذنا لى الأعياد هى وقت يكون فيه الناس وحيدة و يائسة
    Yüzün çok yalnız ve acılı görünüyor, dayanamıyormuşsun gibi. Open Subtitles وجهك يبدو كأنك وحيدة و متألمة كأنك لا تستطيعين تحمل ذلك
    Şehirde yalnız ve kaybolmuş olduğunu hissediyordum ve bir an önce gelip onu görmem için bana imalarda bulunuyordu. Open Subtitles كنت أشعر أنها وحيدة و تائهة بالمدينة و كانت تلمح لي أن آتي لأراها بأسرع وقت ممكن
    Bu, çok yalnız ve korkmuş bir hayaletin hüzünlü ve acıklı ağlamasıydı. Open Subtitles لقد كَانَت محاولة حزينه ويائسة لطلب المساعدة من شيء خائف جدا ووحيد جدا
    Bense randevu peşinde olan yalnız ve kalburüstü bir adamım. Open Subtitles أنا مُجرّد رجل مُحترم ووحيد وسخيّ يبحث عن موعد.
    yalnız ve sefil bir biçimde beni aradığına göre, 10 yılda o noktaya nasıl geldiğini sana anlatabilirim. Open Subtitles إذا لهذا اتصلت بي وحيد و بائس منذ عشر سنين أستطيع أن أخبرك كيف وصلت إلى ذلك
    Sözü geçen seksi parça yalnız ve perişandı ne yapacağını bilemiyordu ve yeni bir dans koreografisi için aradığımda memnuniyetle yardıma geldi. Open Subtitles لذا فأن صديقك الجذاب هنا كان وحيداً و مشتتاً ليس لديه ما يفعله و كان سعيداً جداً لمساعتدي بتصميم
    Ama yine de koridorları, geceleri son derece yalnız ve sessiz. Open Subtitles و حتى الآن ، كم هي صامتة و وحيدة هذه الدهاليز ليلا
    - yalnız ve silahsız gel demiştim. Open Subtitles طلبت منك أن تأتي بمفردك و بلا أسلحة
    Anneni kaybettiğin için kendini yalnız ve ailen yokmuş gibi hissediyorsun. Open Subtitles بسبب وفاة أمّك الأرجح أنّك شعرت بالوحدة وكأنه ليس ديك عائلة
    Dışarıdaki çoğu insan hayatlarının çoğunda yalnız ve tek başına. Open Subtitles ان معظم الناس بالخارج قضوا معظم حياتهم يشعرون بالعزلة والوحدة
    Ben sadece kendi hırsına saplantılı olan bencil yalnız ve alçak bir adam görüyorum karşımda. Open Subtitles انا ارى فحسب رجل أناني و وحيد و قذر شهواني مهوس و قبيح
    En azından hayatın boyunca yalnız ve perişan olmaktan iyidir. Open Subtitles على الأقل هو أفضل من أن تبقى وحيدا و بائسا لبقية حياتك
    Lizzy,biliyorum kocan seni terk ettiğinden beri kendini yalnız ve itici hissediyorsun Open Subtitles ليزي, اعلم انك تشعرين بانك وحيدة وغير جذابة بعدما تركك زوجك
    Olan sizin düşmanınıza yalnız ve silahsız yaklaşıyor olmanızdır. Open Subtitles وهي تعني الاقتراب من عدوك وحيداً وغير مسلح
    Bir çocuğun görebileceği en yalnız ve acı dolu yıllardı. Open Subtitles كانت أكثر سنوات إيلاماً و وحده لأي طفل
    Çünkü döndüğün için artık kendimi yalnız ve tuzağa düşmüş hissetmiyorum. Open Subtitles لكي لا اشعر بالنقص وانا محاصر بهذا المكان السيء

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more