"yanımda oturan" - Translation from Turkish to Arabic

    • يجلس بجانبي
        
    • يجلس بجواري
        
    • جالساً بقربي
        
    • جلس بجانبي
        
    yanımda oturan kişi Müfettiş Chan Ka-kui. Open Subtitles يجلس بجانبي مفتش الشرطة الشاب جــاكـي شـــان
    yanımda oturan çocuk uygunsuz davranışlar sergiliyor. Open Subtitles إن الفتى الذي يجلس بجانبي يتصرف بطريقة غير لائقة.
    Olay şu ki son gittiğim de yanımda oturan bir adam vardı. Open Subtitles واليك هذا شيء , آخر مرة ذهبت كان هناك رجل يجلس بجواري
    İyi bir koltukmuş. Yıllardır yanımda oturan kimse olmamıştı. Open Subtitles حصلت علي مقعد جيد ، ولم أحظي بأحد يجلس بجواري لسنوات
    Bunu okurken yanımda oturan kişiyle. Open Subtitles شخص سيكون جالساً بقربي ويقرأ المقال
    Ama uçakta yanımda oturan genç adamda bir kopyası vardı. Open Subtitles لكن الشاب الذي جلس بجانبي في الطائرة كان لديه نسخة
    Arkanı dönüp yanımda oturan birini görüp görmediğini söyle bana. Open Subtitles أريدك أن تدير رأسك وتخبرني إن كنت ترى شخص ما يجلس بجانبي .الآن
    *Cumartesi saat 9:00 * * hep sıradan kalabalıklar * * yaşlı bir adam var * * yanımda oturan * * toniği ve ciniyle sevişiyor * * bize bir şarkı söylüyor * * sen, piyano adamısın * * bize bir şarkı söylüyor bu akşam * Open Subtitles "إنها التاسعة بعشية يوم السبت" "والحشود قد احتشدت" "وهنالك رجلٌ عجوز يجلس بجانبي"
    * yanımda oturan yaşlı adam * Open Subtitles ♪ هناك رجلٌ عجوز يجلس بجانبي
    Ofiste benim yanımda oturan bir pislik. Open Subtitles انه الغبي الذي يجلس بجانبي في المكتب
    Arkanı dönüp yanımda oturan birini görüp görmediğini söyle bana. Open Subtitles أريدك أن تدير رأسك وتخبرني ! إن كنت ترى شخص ما يجلس بجانبي
    Gecen hafta, ucakla Memphis'den Orlando'ya yol alırken yanımda oturan inayetli bey bana donup soyle dedi: Open Subtitles "الاسبوع الماضي ،سافرت بالطائرة من (ميمفيس)" "الى (اورلاندو) ،وكان يجلس بجانبي رجل طيب التفت الي وقال "
    O tahtı hak eden tek kişi, yanımda oturan adam. Open Subtitles الشخص الوحيد الذي يستحق أن يكون العرش الذي هو الشخص الذي يجلس بجواري.
    Birinci sınıfta yanımda oturan adam ona yardım etmem için para teklif etti. Open Subtitles الرجل الذي كان يجلس بجواري في الدرجة الأولى، عرض عليّ الكثير من المال لمساعدته.
    Sınıf arkadaşlarımın çoğunda, tuhaf bir sessizlik vardı. Ta ki yanımda oturan arkadaşlarımdan biri, okulun en havalı çocuklarından Steven, bana doğru eğildi ve başıma öyle bir darbe indirdi ki... TED ثم عم الصمت الغريب من معظم زملائي، حتى أحد أصدقائي الذي يجلس بجواري واحد من الأطفال ، ستيفن، توجه نحوي ولكمني على وجهي بقوة
    Bu işi yapmadığından emin olduğum tek kişi, yanımda oturan adam. Open Subtitles هو الشخص الذي كان جالساً بقربي
    Benim en güzeli, fen dersinde yanımda oturan çocuğun koridorda beni kesmesi ve benden hoşlandığını sanmamdı. Open Subtitles أحلى لحظة هو ذلك الشاب الذي جلس بجانبي بحصة العلوم راني في الممر اليوم وبدا عليه أنه يلاحظني

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more