"yankı" - Translation from Turkish to Arabic

    • صدى
        
    • الصدى
        
    • ايكو
        
    • يتردد
        
    • صداه
        
    • صداها
        
    • أصداء
        
    • كصدى
        
    • انعكست
        
    Sesler yankı yapıp başka uyumsuz seslerin çıkmasına yol açıyormuş. Open Subtitles جميع الأصوات تُحدثُ صدى تُحدث الأصوات الكثيره تأثيرات غير متوافقه
    Bilimsel eğitim döneminin ilk günü büyük kültürel yankı sahibidir. Open Subtitles اليوم الأول في الفصل الدراسي . يحمل صدى ثقافي كبير
    Eğer cinsiyet hatlarını bölersek, kadınların daha çok yiyecek ekonomisi, umut ve iyimserlikte yankı bulduklarını görebiliriz. TED إذا فرقنا بين الجنسين، يمكننا أن نرى للإناث صدى بشكل كبير مع اقتصاد الأغذية، ولكن هناك أيضا في الأمل والتفاؤل.
    Bazen taraf tutmak, yankı odalarında sıkışmak ve bir daha hiçbir zaman aynı fikirde olmamakla lanetlenmiş gibi görünebiliriz. TED قد يبدو الأمر أحيانًا أننا محكوم علينا بالانحياز، وأن نكون عالقين في غُرف الصدى وألا نتفق مرة أخرى أبدًا.
    Ve biz onu alabilirsek, kulaklarımıza müzik gibi gelecek, çünkü gözlemlenebilir evrenin, yaradılışımızın o anındaki sessiz yankı olacaktır bu. TED و إذا تمكنا من تسجيله، فسيكون موسيقى لآذاننا، لأنه سيكون الصدى الهادئ للحظة الخلق، خلق كوننا المنظور.
    Sesi yavaşlatabilir, hızlandırabilir, derinleştirebilir, yankı ekleyebilirim. TED أستطيع أن أبطئه أو أُسرّعه أو جعله أعمق أو إضافة صدى.
    Umarım ki size şimdi anlatacaklarım aramızdaki yer ve kültür farklarını aşar ve sizde yankı bulur. TED ولكنني آمل أن ما سأخبركم به سيلقى صدى واسعًا، رغم فرق المسافات واختلاف الثقافات بيننا.
    Bu keşifler geniş bir kitlede yankı uyandırdı. TED لاقى هذا الاستكشاف صدى لدى الكثير من الناس.
    Bakıcıların bu durumuna karşı sahip olduğum kişisel ilgi ve hevesimin, kendi çalışma alanımda bir yankı bulmasından dolayı gururluyum. TED أنا فخور بكون إلتزامي الشخصي والحماس الذي أبديته بشأن هذا الموضوع وجد له صدى في مكان عملي.
    Kayalardan oluşan bu yerde yankılanan, gizlenemeyecek bir yankı. Open Subtitles صدى صوت مميز ناتج عن تخبط الصوت في التجويفات الصخرية.
    Ondan tekrarlamasını rica et. Orada yankı olduğunu söyle. Open Subtitles اطلب منه أن يكرر ما قاله أخبره أنه كان يوجد صدى في ذلك الوقت
    Bu oda da yankı odası. Bunu bildiğinizden eminim. Open Subtitles إن هناك صدى صوت هنا أيضا أنا واثق أنكم تعرفون هذا
    Belki de sebebi balinaların yankı yer mekanizmasıdır. Open Subtitles ربما يكون صدى تولده الحيتان لتحدد موقعها
    Şimdiye kadar böyle bir kozmik yankı bulamadık. TED ومع ذلك، حتى الآن لم نجد هذا الصدى الكوني.
    Sosyal medya; yanlış haberleri, söylentileri, yankı odalarını ve nefret söylemlerini daha da güçlendirdi. TED وضخّمت وسائل التواصل تلك الحالة بتسهيل انتشار التضليل والشائعات، غرف الصدى الإعلامية و خطاب الكراهية.
    Tamam, bu ideal bir durum değil, çünkü salon ve eşyalar yankı yapıyor. TED للأسف هذا ليس مكان المناسب الأنسب، لأنه يلتقط الصدى من القاعة و أمور أخرى.
    Ama Carnegie Hall gibi odalardaki yankı yüzünden müzik belki de biraz daha az ritmik ve biraz daha yapısal olmak zorundaydı. TED و لكن بسبب وجود الصدى في القاعات كقاعة كارنيجي، كان يجب أن يكون الإيقاع في الموسيقى أقل، و نسيج موسيقي أكثر.
    Yakın zamana kadar benim de bir evim vardı Adı da yankı Madeni'ydi. Open Subtitles حتى فترة قريبة، أنا،أيضاً،كان عندى بيت. كان يدعى منجم "ايكو".
    Şimdi senin adını söyleyeceğim ve kaç kez yankı yapacağına bakacağız. Open Subtitles الآن سوف أنادي بإسمك و أنظري أي إسم يتردد
    Bu unvan hala Müslüman dünyasında yankı bulur. Open Subtitles لايزال للّقب صداه بأرجاء العالم الإسلامي
    Pezevengin hakkında yazdıkların, bende yankı buldu. Open Subtitles حسناً، الأشياء التي كتبتها عن قوادكِ، لقد تردّدت صداها معي.
    Burada ne yapıyorsak, dünyanın her tarafında yankı buluyor. Open Subtitles ترن أصداء كل ما نفعله هنا بكل أنحاء العالم
    Defalarca tekrar eden duyulmayı bekleyen bir yankı gibi. Open Subtitles يبدو يبدو كصدى صوت يتكرر مرارا... ... ينتظر أن يسمعه أحد
    Orta Doğudaki altı gün savaşı, Arap cephesinde yankı uyandırmıştı. Open Subtitles حرب الايام الستة فى الشرق الاوسط انعكست لصالح الجبهة الثانية

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more