Bak, Seni kim gönderdi bilmiyorum, ama olay bir yanlış anlaşılmaydı. | Open Subtitles | أنصت، أنا متأكد أن أي من أرسلك لابد أنه سوء تفاهم |
Bize tuvalette yardım ettiniz. Bir yanlış anlaşılmaydı. | Open Subtitles | وأنت ساعدتنا في الحمام على أثر سوء تفاهم |
- O bir yanlış anlaşılmaydı. - Bana bakın. | Open Subtitles | ـ اسمعى، كان مجرّد سوء تفاهم ـ انظر إلىّ |
O yanlış anlaşılmaydı. Kim olduğunuzu bilmiyordum. | Open Subtitles | لقد كان ذلك سوء فهم , فلم أكن أعلم بمن تكونان |
Belli ki konuşmamızdan kötü ve yanlış şeyler çıkarmış. Ama koca bir yanlış anlaşılmaydı. | Open Subtitles | من الواضح أنه فهم محادثتنا بشكل خاطئ لكن الأمر برمته كان مجرّد سوء فهم |
Belli ki konuşmamızdan kötü ve yanlış şeyler çıkarmış. Ama koca bir yanlış anlaşılmaydı. | Open Subtitles | من الواضح أنه فهم محادثتنا بشكل خاطئ لكن الأمر برمته كان مجرّد سوء فهم |
Belki sadece bir yanlış anlaşılmaydı. | Open Subtitles | ربما حصل مجرد سوء تفاهم أو قد يحصل شيء آخر |
Saçmalık. O sadece şanssız bir yanlış anlaşılmaydı. | Open Subtitles | ذلك عديم المعنى, كان ذلك فقط سوء تفاهم مؤسف |
Dinle. O bir yanlış anlaşılmaydı, hepsi bu. | Open Subtitles | اسمع، الامر كان مجرد سوء تفاهم ذلك ما فيه |
Bu hapishaneye girdiğin an kaçmaya çalışman da mı yanlış anlaşılmaydı? | Open Subtitles | وهل كان ايضاً سوء تفاهم عندما حاولت الهروب في اول لحظة لدى دخولك لهذا السجن ؟ |
Kocamın bugün size yaptığı şey-- o bir yanlış anlaşılmaydı. | Open Subtitles | ما فعله زوجي لك اليوم... كان مجرد سوء تفاهم. |
son seferde bana güvenmemenin tek nedeni yanlış anlaşılmaydı. | Open Subtitles | وانت لاتثقين بي بسبب سوء تفاهم حصل |
Hepsi büyük bir yanlış anlaşılmaydı. | Open Subtitles | الموضوع بأكمله كان سوء تفاهم كبير وسخيف |
En sevdiğim kuzenimsin. Öp beni. yanlış anlaşılmaydı. | Open Subtitles | أنت قريبي المفضل صدقني هذا كله سوء فهم بسيط |
Birisi tecavüze uğradıysa o da benimdir ve bütün hepsi yanlış anlaşılmaydı o kadar. | Open Subtitles | المُغتصب هنا هو أنا, والأمر لم يكن سوى سوء فهم كبير |
Senden hoşlandığımı söylemem yanlış anlaşılmaydı. | Open Subtitles | عندما قلت أنني أحبكِ، كان هناك سوء فهم |
Size zarar vermek istemedik. Bu bir yanlış anlaşılmaydı. | Open Subtitles | لم نقصد إيذائكم لقد كان سوء فهم |
Bence bütün bu olanlar yanlış anlaşılmaydı. | Open Subtitles | أعتقد هذا الشيءِ الكاملِ كَانَ a سوء فهم. |
Arkadaşlar arası bir yanlış anlaşılmaydı. | Open Subtitles | لقد كان ذلك مجرّد سوء فهم بين صديقين |
Onların hepsi yanlış anlaşılmaydı. | Open Subtitles | تلك مجرّد سوء فهم أنا مجرّد طالب جامعي |