"yanlış değil" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليس خطأ
        
    • ليست خاطئة
        
    • لم يكن خطأ
        
    • ليست مخطئة
        
    • ليس خاطئاً
        
    • ليس خطئاً
        
    • ليس خطئًا
        
    • ليس خاطئ
        
    Fetiş sitesi bu. yanlış değil. Bu da ortada bir konu. Open Subtitles إنه موقع جنسي وكما أن الآمر ليس خطأ وإنما منطقه بينيه
    Aslında, o oyunla yapmaya çalıştığın şey yanlış değil. Open Subtitles اعني, في قلب ما كنتم تريدون محاولة فعله في هذه اللعبة, ليس خطأ
    İyilik gerçekten iyi değil, kötülük gerçekten yanlış değil dipler o kadar da güzel değil. Open Subtitles الخير ليس جيد حقاً والشر ليس خطأ حقاً
    Taub sana teorinin sadece yanlış değil berbat bir fikir olduğunu da söylerdim ama bunu kan ve gaita tahlili yaptırarak kanıtlamak daha eğlenceli. Open Subtitles سأخبرك لم أظن ان نظريتك ليست خاطئة فحسب بل لديها علة في التكوين لكن من المسل أكثر إثباتها
    Madem yanlış değil neden bana söylemedin? Open Subtitles واذا لم يكن خطأ لماذا لم تخبرني؟
    Isabella'nın böyle kör noktamız olacağını düşünmemiştim. Mesele ne biliyor musun? yanlış değil. Open Subtitles لم أعرف أنها ستخوض الجانب المظلم من حياتنا ليست مخطئة
    Ensest sadece toplumsal kural yüzünden yanlış değil. Open Subtitles لكن زنا المحارم ليس خاطئاً بسبب المجتمع
    Biliyorum ki burada yaptıkları şeyler sadece yanlış değil, görmüyor musun? Şeytanca. Open Subtitles أن ما يفعلونهُ هنا ليس خطئاً فحسب بل أنهُ الشر نفسه
    - Hayır baba, yanlış değil. Open Subtitles ما الخطأ به؟ لا، ليس خطئًا يا أبي
    Evlilik yanlış değil. Fakat bir amacı olmalı. Open Subtitles الزواج ليس خطأ ولكن يجب أن يكون له هدف
    Hiç de yanlış değil, benim sorum neden? Open Subtitles ليس خطأ على الإطلاق لكن سؤالي هو لماذا؟
    İyilik gerçekten iyi değil, kötülük gerçekten yanlış değil dipler o kadar da güzel değil. Open Subtitles الخير ليس جيد حقاً والشر ليس خطأ حقاً
    Yaptığın yanlış değil. Sen busun. Open Subtitles هذا ليس خطأ انها طبيعتك
    yanlış değil, amca. Doğru. Open Subtitles ليس خطأ يا عمي بل صحيح
    yanlış değil. Open Subtitles هذا تكميلي ليس خطأ في الحقيقة
    Bence Subhash'ın bakış açısı da tamamen yanlış değil. Open Subtitles أشعر ان وجهة نظر سوبهاش ليست خاطئة كليا
    O yanlış değil. Open Subtitles انها ليست خاطئة.
    - Adam'ın sana anlattıkları yanlış değil. Open Subtitles ما أخبرك به أدم لم يكن خطأ
    Hayallerin yanlış değil, canım. Open Subtitles حُلمكِ لم يكن خطأ, يا بُنيتي
    - Hayır, yanlış değil. Open Subtitles لا. إنه ليس خاطئاً
    Bu asla yanlış değil. Open Subtitles وذلك ليس خطئاً أبداً
    - Hayır baba, yanlış değil. Open Subtitles لا، ليس خطئًا يا أبي
    Hâlâ çok garip, ama tamamen yanlış değil. Open Subtitles مازال الأمر غريباً ، ولكن ليس خاطئ كلياً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more