"yanlış zamanda yanlış" - Translation from Turkish to Arabic

    • الخطأ والوقت الخطأ
        
    • الخطأ بالوقت الخطأ
        
    • والزمان الخاطئ
        
    • والوقت غير المُناسبان
        
    • غير المناسب في الوقت غير
        
    • الخطأ و الوقت الخطأ
        
    • الخاطىء بالوقت الخطأ
        
    • المكان والوقت غير
        
    Yanlış zamanda yanlış yerde olmak diye buna denir işte. Open Subtitles حسناً, هذا ما أسميه أن تكون فالمكان الخطأ والوقت الخطأ.
    Sanırım yanlış zamanda, yanlış yerdeyim. Open Subtitles أظن أني كنت في المكان الخطأ والوقت الخطأ
    Evet, ama bu olayda bu insanlar sadece Yanlış zamanda yanlış yerdeydiler. Open Subtitles أجل، لكن في هذه القضيّة، كان هؤلاءِ الناس في المكان الخطأ بالوقت الخطأ.
    Tek suçum Yanlış zamanda yanlış yerde bulunmaktı. Open Subtitles لقد صادف بأن كنت في المكان والزمان الخاطئ
    Yani demeniz o ki Yanlış zamanda yanlış yerdeydi. Open Subtitles إذن أنت تقول أنّها كانت في المكان والوقت غير المُناسبان.
    Yanlış zamanda yanlış yerde bulunmak bu olsa gerek. Open Subtitles نعم، نعم، أعرف المكان غير المناسب في الوقت غير المناسب
    Ben sadece Yanlış zamanda yanlış yerde olan biriyim. Open Subtitles -أنا فقط رجل كان موجود في المكان الخطأ و الوقت الخطأ
    Mezar taşında şöyle yazacak: Daima, Yanlış zamanda yanlış yerdeydi. Open Subtitles انت دائماً بالمكان الخاطىء بالوقت الخطأ
    Evet, hep Yanlış zamanda yanlış yerlerde gezinirim. Open Subtitles نعم . انا دائما اقع بداخل المكان الخطأ والوقت الخطأ
    İnanıyoruz ki Yanlış zamanda yanlış yerde olma olayı. Open Subtitles نعتقد أنه كان في المكان الخطأ والوقت الخطأ
    Orada büyümenin çok çok tehlikeli olduğunu ve ailenin ya da arkadaşlarının yalnızca Yanlış zamanda yanlış yerde oldukları için her an öldürülebileceklerini biliyorum. Open Subtitles أعرف من حياتي هناك أنها غاية في الخطورة، وأن عائلتك أو أصدقاءك يمكن أن يقتلوا في أي لحظة، فقط بالتواجد في المكان الخطأ والوقت الخطأ.
    Yanlış zamanda yanlış yerdesin! Open Subtitles أنت في المكان الخطأ والوقت الخطأ!
    Yanlış zamanda, yanlış yerde. Open Subtitles المكان الخطأ والوقت الخطأ.
    Bunlar ise masum bir aile sadece yanlış zamanda, yanlış yerdeler. Open Subtitles هؤلاء أسرة بريئه كانوا بالمكان الخطأ بالوقت الخطأ
    Bunu kaderin cilvesine bağlıyor ve sizden, bu bıçağın yanlış zamanda, yanlış yerde yanlış kişinin elinde olduğuna inanmanızı istiyor. Open Subtitles إنه يريد منكم التصديق بأنها كانت من سخرية القدر ,بأنه كان السكين الخطأ ,باليد الخطأ بالوقت الخطأ
    Wedd, kardeşin Yanlış zamanda yanlış yerdeydi. Open Subtitles "ويدو" أخاك كان بالمكان الخطأ بالوقت الخطأ
    Anlıyorum, bu biraz kişisel bir mesele. Burada sadece Yanlış zamanda yanlış yerde mevzusu var. Open Subtitles هذا الأمر شخصي، لكننا نتكلم ببساطة أن المكان الخاطئ والزمان الخاطئ
    Yanlış zamanda yanlış yerde bulundum. Open Subtitles لا شيء , كنت في المكان والزمان الخاطئ
    Yanlış zamanda yanlış yerdeydin. Open Subtitles لقد كنت في المكان والزمان الخاطئ
    Yanlış zamanda yanlış yerdeymiş. Open Subtitles كانت في المكان والوقت غير المُناسبان.
    Yanlış zamanda yanlış yerdeydim... Open Subtitles لقد كنت في المكان غير المناسب في الوقت غير المناسب
    - Yanlış zamanda yanlış yerdeydi. Open Subtitles لقد كان فى المكان الخطأ و الوقت الخطأ
    Daima, Yanlış zamanda yanlış yerdeydi. Open Subtitles "دائماً بالمكان الخاطىء بالوقت الخطأ"
    Yanlış zamanda yanlış yerde değilmiş. Hedef oymuş. Open Subtitles لمْ تكن في المكان والوقت غير المُناسبان، بل كانت الهدف.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more