"yanlıştır" - Translation from Turkish to Arabic

    • خاطئة
        
    • خطأ
        
    • من الخطأ
        
    • خطئ
        
    • الخاطئ
        
    • خاطىء
        
    • أمر خاطئ
        
    • تمت للحقيقة
        
    Ancak bu bir basmakalıp ve basmakalıp tanımlar her zaman olmasa da çoğu zaman yanlıştır. TED لكن هذه نظرة نمطية. والصور النمطية للأشياء غالبا، وإن لم يكن دائما، خاطئة.
    Altmışlarda altı şey yanlıştır, yetmişlerde, yedi... böyle devam eder. Open Subtitles في الـ 60 هناك 6 أمور خاطئة فيك، وفي الـ 70، 7 وهكذا.
    Fark etmemiş olabilirsiniz ama ilk izlenimler genelde tümüyle yanlıştır. Open Subtitles ,انا لا أعرف أذا كنتم قد لاحظتم هذا .لكن الانطباعات الأولى تكون خاطئة فى معظم الأحيان
    Bu tür şeyler sadece insanların haberi olduğunda yanlıştır. Open Subtitles هذه الأمور تصبح خطأ عندما يعلم الناس بها فحسب
    Bu nedenle Peygamberi kendi hareminin bedensel lezzetleri içinde uzanıp tadını çıkaran biri olarak düşünmek yanlıştır. Open Subtitles لذا فإنه من الخطأ التفكير عن النبى بأنه كان يلهث وراء شهواته لإبهاج نفسه مع حريمه
    Yalancılık yanlıştır. Öldürmek yanlıştır. Open Subtitles التربص خطئ القتل خطئ
    Yani HDL kolesterolünü artırmak için balık yemek ya da balık yağı kapsülü almak yanlıştır. Open Subtitles فذلك هو السبب الخاطئ لتناول السمك، أو بأخذ كبسولات زيت السمك لترفع من الكوليسترول الحميد.
    O yüzden, bana kalırsa bu konuya "kesinlikle yanlıştır" derken biraz dikkatli olmanızı tavsiye ederim. Open Subtitles عليك أن تكون حريص إلى حد ما,أنا أعتقد قبل أن تقول هذا خاطىء جداً
    Yaptıklarının da çoğu yanlıştır. Open Subtitles و الكثير مما أنتهيت منه كان قد تم بصورة خاطئة
    Belki gizli görevdeydi ya da gelen bilgi tamamen yanlıştır ama benim evlendiğim adam bir suçlu değildi. Open Subtitles ربما كان يعمل متخفيا أو ربما كانت المعلومات كلها خاطئة و لكن الرجل الذي كنت متزوجة منه لم يكن مجرما
    Hangi tarafın haklı hangi tarafın haksız olduğunu söyleyemeyiz fakat savaş her zaman tamamen yanlıştır. Open Subtitles لن نقول من هو المخطيء ومن المصيب جميع الحروب خاطئة
    Çok beğendiğiniz bir fikir iyi kurgulanmış bir testi geçemiyorsa yanlıştır! Open Subtitles إن فشلت تجربة مُحببة في إختبار جيدُ الإعداد فهي خاطئة عليك تجاوزها.
    - Belki de soruş tarzınız yanlıştır. Open Subtitles ربما أنت تصيغين سؤالك بطريقة خاطئة حسناً
    İçkin olarak yanlış olan şeyler vardır -- mesela yalan söylemek yanlıştır, mesela masum çocuklara işkence etmek yanlıştır. TED هناك أشياء خاطئة في جوهرها -- مثل أن الكذب خطأ ، مثلما أن تعذيب طفل بريء يعتبر خطأً.
    Normalliği kaybetme pahasına erişilen hedefler, girilen yollar yanlıştır. Open Subtitles كل ما يتم تحقيقه على حساب الحياة الطبيعية يكون خطأ
    Doğru doğrudur. Yanlış yanlıştır. İnsanlar neden bunu anlamıyor? Open Subtitles الحق حقاً والخطأ خطأ لماذا الناس لا يروا ذلك؟
    "İş saatleri içinde kişisel telefon görüşmeleri yapmak yanlıştır." Open Subtitles من الخطأ اجراء مكالمات هاتفية شخصية أثناء الدوام الرسمي ؟
    Hırsızlık yanlıştır. Open Subtitles السرقة خطئ
    Belki yaklaşımımız yanlıştır. Open Subtitles ربّما نحن نأخذ الأمور من المنظار الخاطئ
    "Şiddet ve saldırının savunulması yanlıştır... Open Subtitles الدعوة إلى العنف و الاعتداء تصرّف خاطىء
    Çocuklar için bir şeyler yapmak yanlıştır demiyorum. Open Subtitles لا أقول بأنه أمر خاطئ القيام بعمل أشياء للأطفال.
    yanlıştır bunlar, yalandır! Open Subtitles ‬ ‫ولا تمت للحقيقة بصلة يا مولاي!

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more