"yanlıştan" - Translation from Turkish to Arabic

    • والخطأ
        
    • آن يكون
        
    Doğruyu yanlıştan ayırt edemiyor, sonuçların idrakinde değil. Open Subtitles لم يستطع التمييز بين الصواب والخطأ أو أن يفهم عواقب أفعاله
    Bunu hiç söylememeliydim... çünkü doğruyu yanlıştan ayırt etmedeki mükemmel yeteneğinle... kendini işbirlikçi gibi hissetmiş olursun. Open Subtitles لا , عليّ الا أقول هذا لأنكِ ستشعرين بما لديك من حس للصواب والخطأ بأنكِ كاملة بشكل أو بآخر
    Burada doğru ve yanlıştan bahsediyorum. Open Subtitles أَتحدّثُ عنه الصواب والخطأ هنا.
    Doğruyu yanlıştan ayırmayı ve kanunların insanların rahat yaşaması için olduğunu hiç unutmadım. Open Subtitles في عجلة بإن سيارة الدواسة , كآن يجب علي آن آثبت لنفسي بإن القانون يمكن آن يكون صحيح ومستقيم ولمصلحة البشر
    Doğruyu yanlıştan ayırmayı ve kanunların insanların rahat yaşaması için olduğunu hiç unutmadım. Open Subtitles في عجلة بإن سيارة الدواسة, كآن يجب علي آن آثبت لنفسي بإن القانون يمكن آن يكون صحيح ومستقيم ولمصلحة البشر
    Bütün insanlar yanlıştan doğruyu bilmeli. Open Subtitles ان كل رجل قد يعلم الصواب والخطأ
    McNaughton Kuralı der ki... bir insanın akıl hastası olarak tanımlanabilmesi için... doğruyu yanlıştan ayırt edemiyor olması ya da... davranışlarının sonuçlarının bilincinde olmaması gerekir. Open Subtitles تنص قاعدة (ماكنوتون) على أن الشخص يجب ألا يكون قادرا على التفريق بين الصواب والخطأ و/أو ألايكون مدركا لعواقب أفعاله
    Yani, Bay Hailey yaptıklarının bilincinde olmadığına göre... doğruyu yanlıştan ayırt edemiyordu. Open Subtitles وبما أن السيد (هيلي) كان غير مدركا لما يفعل لم يستطع التمييز بين الصواب والخطأ
    Doğru ve yanlıştan bahsediyorum burada. Open Subtitles أنا أتحدث عن الصواب والخطأ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more