"yansıması" - Translation from Turkish to Arabic

    • إنعكاس
        
    • انعكاس
        
    • صدى
        
    • تعكس
        
    • ينعكس
        
    • يعكس
        
    • الانعكاس
        
    • قبل المشعوذين
        
    • انعكاسا
        
    • انعكاساً
        
    • الانفصالية
        
    • إنعكاساً
        
    • منعكسة
        
    • الأنعكاس
        
    • انعكاسها
        
    Kadın-erkek ilişkisinde imtiyazlı konumda olan tanrının yansıması olan; kadın. Open Subtitles كلهم ينحنون أمام الراهبة إنعكاس لعلاقة متميزة بين أخ و أخت
    Bu yüzden kendimi aynada göremiyorum. Vampirlerin yansıması yoktur. Open Subtitles لهذا السبب لم أتمكن من رؤية نفسي لا يوجد لمصاصي الدماء إنعكاس بالمرآة
    Sudaki ışık yansıması insanın güzellik kavramıyla eş kabul edilmiş. Open Subtitles انعكاس الضوء على سطح الماء مرادف لمنظور الجمال عند البشر
    İlk resimde görülen telefondaki yazının birinin gözlüğüne yansıması TED ما تروه هنا في رقم واحد هو انعكاس في نظارة أحدهم للهاتف الذكي الذي يكتبون عليه.
    Işık ekosu: Yıldız patlamalarının yansımalarının kozmik tozların üzerine yansıması. TED صدى الضوء: انعكاسات انفجارات النجوم على الغبار الكوني.
    Ve orda Roma'daki mizahın Roma toplumunun yapısının bir yansıması olduğunu söylüyordu. TED وهي تقول أن الفكاهة الرومانية تعكس بناء المجتمع الروماني
    Aynalara bakmaktan korkuyor çünkü yansıması yok olmuş. Open Subtitles تخاف من النظر للمرآة لأنه ليس لها إنعكاس
    İnsan gibi görünen ama yansıması olmayan bu yaratık kimdi? Open Subtitles لقرابة قرن من الزمان من هو هذا المخلوق الذى يسير بهيئة رجل ولا إنعكاس له
    Hiç kendine sordun mu, neden vampirin aynada yansıması olmaz? Open Subtitles أبداً لم تسأل نفسك لماذا مصاص الدماء ليس له إنعكاس على المرآة؟
    Restoran çıkışında, birkaç bardak şarap da içmişim, yolun bir yansıması falan sandım, sağa doğru adım attım ve... ..kanaldayım. Open Subtitles خرجت من المطعم، زوجان من النبيذ ظننت أنه إنعكاس الشارع .. أوشيئاًما، خطيتمباشرةً.
    Onun bir ayna yansıması olduğunu biliyor ama bu canlı bir duyu deneyimi. TED هو يعلم أنها انعكاس مرآة ولكنها تجربة حسية حية.
    Biri Eddie'nin yüzünü oraya koymuş diyorsun? Aslında başkasının yansıması mı? Open Subtitles هل تقولين أن أحدهم وضع وجه إيدي هناك وهو انعكاس لشخص أخر؟
    İlk başta odadaki bir ışık yansıması falan sandım. Open Subtitles في البداية اعتقدت أنه مجرد انعكاس لشيء ما في الغرفة
    Güneybatı ile olan ilişkisinin bir yansıması gibi. Open Subtitles إنها انعكاس لمدة حبها الطويلة للجنوب الغربي
    Bizi yeniden atlattı. Sadece dip yansıması alıyorum. Open Subtitles يعطينى قراءه خطأ مره أخرى إننى أتلقى فقط صدى القاع
    Burada yazanlar tasarımızın merkezindeki ana politikamızın yansıması. Open Subtitles هذه النقاط المهمة تعكس الألواح الرئيسية في قلب مشروع القانون لدينا.
    Aynada ışığın yansıması zaman alır. Open Subtitles حتى الضوء المنعكس من عليك فى المرآة يأخذ بعض الوقت لكي ينعكس من عليك
    Sizlere inanç ihtiyacını ortadan kaldıran bir din öneriyorum kesinliğin dini yarattığımız her mucizenin yansıması. Open Subtitles أنا نقدم لكم الدين أن يزيل الحاجة للإيمان. دين اليقين، أن يعكس عجب من كل ما قد خلقت.
    Sevdiği kişinin yansıması ve kurbanları tahnit ederek... saklaması seri katil Ed Gein'in psikopatolojisine benziyor. Open Subtitles هذا الانعكاس للمحبوبة مصاحبة لحاجته لحفظ ضحاياه يجعله يشابه المرض النفسي
    O sadece yüzyıllar önce ölmüş olan birinin yansıması. Open Subtitles أنه روح مصنوعة من قبل المشعوذين لرجل مات قبل قرنين من الزمان
    Tüm bu gördüklerimiz insan davranışlarının birer yansıması. Open Subtitles كل ما رأيناه هنا ما هو الا انعكاسا لسلوك الإنسان
    Eski görünüşünün korkunç bir yansıması olduğunu ona söyleyemedim. Open Subtitles لم أستطع إخباره بأنه كان انعكاساً مروعاً عن شخصه الماضى
    Yaşadıklarımızı düşününce başından beri ben haklıydım ve cinsiyetler hakkındaki herhangi bir çıkarımın da kadınsı güvensizliğinin bir yansıması. Open Subtitles ونظراً لما مررنا به أظنني كنت محقاً طوال الوقت. حيال كون السياسيين رافضين للنزاعات الأنثوية الانفصالية
    Onlar, benim duygularımın yansıması oldukları için çocuğumu kaybetmiş gibi oldum. Open Subtitles لقد كانت تمثل إنعكاساً لمشاعري وكانت أشبه بفقدان طفل
    Hayatının sihirli bir aynada yansıması gibi düşün. Open Subtitles وكأنها منعكسة في مرآة سحرية.
    Aslında bu gördüğün, detayların yansıması. Open Subtitles في الواقع الأنعكاس هو ما يحدد من التفاصيل
    yansıması suda belirdiğinde, ben kaynaktan su alıyordum. Open Subtitles . لقد كنت اشرب من البركة , عندما ضهر علي انعكاسها فجأة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more