diyorlar. CA: Ama kelimeler, söyleme şekli, yapıcı da olabilir çok yıkıcı da. | TED | كريس: لكن تلك العبارات المستخدمة، تحمل مضامين، كما تعلم، يمكن أن تكون بناءة. |
Tersine, alternatif fikirler üretmek için oldukça şiddetli fakat yapıcı tartışmalarda bulunmaları gerektiğini biliyorlar. | TED | لا، إنها تعرف كيف تخلق جدالات حامية لكنها بناءة لإنشاء ملف من البدائل. |
Mantıklı, yapıcı eleştirinin çok ötesine gidiyoruz, herhangi bir kadının feminizmini parçalarına ayırıncaya kadar, geriye bir şey kalmayıncaya dek paramparça edinceye kadar. | TED | لنذهب إلى ما هو وراء المنطق والنقد البناء ، لنحلل بدقة أي إمرأة مناصرة لقضايا المرأة نحللها بعمق حت لا يبقى شيء . |
Bence büyük bir şirketin göstergesi meydan okumaya karşı açık olmak ve iyi bir yönetim kurulunun göstergesi ise yapıcı olarak meydan okumak. | TED | اعتقد أن المؤشر لقوة الشركة هو أن تفتح المجال للتحديات، والمؤشر على المجلس الإداري الجيد هو التحدي البناء. |
Tarçın, arkadaş yapıcı, dostça, Jaggi'nin teni gibi kahverengi. | Open Subtitles | سينامون ، صانع الأصدقاء ، حار المذاق لونه بُني كجلد جاجي |
Ama bu öfkeyi kanalize etmeyi, yapıcı yönde kullanmayı öğrenmelisin. | Open Subtitles | لَكنَّ يَجِبُ أَنْ تَتعلّمَ تَحويل ذلك الغضبِ، لإسْتِعْماله بشكل بنّاء |
Hindistan'ın acısının şiddet dışı tek çözümü yapıcı bir programdır. | Open Subtitles | و البرامج البناءة هي الحل السلمي الوحيد لماعاناة الهند |
Burada daha iyi çekiyor. Ayrıca, bu çevreden birinin ekmek yapıcı attığını duydum. | Open Subtitles | إضافة أنني سمعت أن أحداً رمى صانعة الخبز |
Yani, bazen korku "yapıcı" bir tepki üretebilir. | TED | لذلك أحيانا يمكن للخوف أن ينتج عنه إستجابة بناءة. |
veya performansınızla ilgili yapıcı eleştiriler aramak yerine size yardımcı olmak isteyen herkese haksız olduklarını söylemeyi. | TED | أو تصور أنك بدلاً من البحث عن معلومات بناءة حول أدائك، ستخبر جميع من حاول مساعدتك بأنهم كانوا مخطئين. |
Başbakan görüşmelerin yapıcı ve samimi geçtiğini söyledi. | Open Subtitles | و صرح السيد رئيس الوزراء أن المحادثات كانت بناءة و صريحة |
Öncekilerden daha yapıcı bir şekilde. | Open Subtitles | وبطريقة بناءة على نحو أكبر مما كانت عليه مناقشاتنا السابقة |
Ellerindeki sopaları ve ateşleri görüyorsun ve onların yapıcı araçlar olmadığını iyi biliyorsun. | TED | ترى مذاراتهم وشعلاتهم . وتعلم بأنهم ليسو جيدين في أدوات البناء. |
Birinin daha yapıcı bir şekilde davranması gerekir. | Open Subtitles | واحد يجب أن يضعه إلى أكثر الطريق البناء. |
İşim hakkında yapılan yapıcı eleştirilere daima açığım. | Open Subtitles | لطالما تقبلت النقد البناء حول كفاءة عملي |
Hayır. Çocuklar olmak zorunda. Tanrı yapıcı'nın çözümü için hayal gücüne ihtiyacı var. | Open Subtitles | لا، يجب أن يكونوا أطفالاً، فمخيلاتهم مطلوبة لحل معادلة صانع الآلهة |
Tabii ki var. Birileri bizi yarattı ve bu yaratanın ismi Oyuncak yapıcı. | Open Subtitles | انه موجود بالتأكيد ، لقد صنعنا أحدهم و اسمه صانع الألعاب |
Oyuncak yapıcı bu tepenin ardında olmalı. | Open Subtitles | يجب ان يكون صانع الألعاب وراء هذا الحاجز |
Bazen kendime bunun yapıcı olduğunu söylüyorum ama artık o kadar da emin değilim, belki de bırakmalıyız. | Open Subtitles | أحياناً أقول لنفسي بأن هذا أمرٌ بنّاء ولكن أتعلم, لست متأكدة بعد الآن ربما يجب علينا أن نتوقف |
O yüzden bir an önce yapıcı iltifatlarınızı hazırlasanız iyi olur. | Open Subtitles | لذا فيمكنكم وضع مجاملاتكم البناءة بأقرب وقت |
Pinewood Studios'un sahip olduğu en iyi peruk yapıcı. | Open Subtitles | أعظم صانعة باروكات في إستوديوهات ,بين وود |
Benim senaryomu kabul etmemişsin acaba bu konuyla ilgili yapıcı bir eleştiride bulunabilir misin? | Open Subtitles | إنك لم توافق على نصي ولكنني كنت أتسائل فيما لو كان بإمكانك إعطائي بعض النقد البنّاء |
En doğal ve yapıcı şartınız, Bayan Stubbs. | Open Subtitles | أكثر أفكار بنائة وطبيعية آنستي |