Fizik tedaviler sadece ortopedi merkezinde değil, insanların evlerinde de yapılabilir. | TED | العلاجات البدنية يمكن القيام بها ليس في مركز تقويم الأعضاء فقط بل أيضا في منازل الأشخاص. |
Bugün, bu iş yarım saatten az bir süre içine bile yapılabilir. | Open Subtitles | اليوم يمكن القيام بهذه الرحلة فى أقل من نصف ذلك الوقت |
bu alan imkansızmış gibi gelse de aslında kolayca ek kısıtlamalar eklenerek yapılabilir. | TED | وهذا هو مجال الشيء الذي يبدو مستحيلاً، وما يمكن فعله حقيقة ببساطة عن طريق وضع قيود إضافية. |
(Alkışlar) Bu söylediklerim aşırı gibi gelebilir ama gerçekten yapılabilir. | TED | (تصفيق) الآن كل هذا قد يبدو الكثير، لكنه قابل للتنفيذ. |
Soru şu: bu konuda ne yapılabilir? | Open Subtitles | السؤال هو, مالذي نستطيع فعله حول ذلك؟ |
Çabuk bir virüs testi ancak halihazırda enfekte olmuş biri üzerinde yapılabilir çünkü viral yük... | Open Subtitles | و الفحص الفوري للكشف عن الفيروس يمكن عمله فحسب على شخص مصاب بالفعل لأن الحمل الفيروسي يكون مرتفع |
Kozmetik olarak, evet bir şeyler yapılabilir. | Open Subtitles | من الناحية التجميلية أجل يمكن فعل شيء ما |
Ne yapılabilir? | Open Subtitles | ماذا يمكن أن نفعل ؟ |
Bu iş ancak kayıt dışı tutularak yapılabilir. | Open Subtitles | السبيل الوحيدة لنجاح هذه العملية هي عبر موظّف مستقلّ وبشكل غير رسميّ |
Bakın, bunları yapmamız mümkün, hepsi yapılabilir. Hem bunlara özen gösterebilir hem de ticari olabilirsiniz. | TED | الآن، أنظروا، إذا فعلنا كل هذه الأشياء، ونستطيع ذلك، إنها قابلة للتحقيق. يمكن أن تهتم وأن تربح. |
Federal düzeyde bununla ilgili neler yapılabilir? | Open Subtitles | ما الذى يمكن انجازه على المستوى الاتحادى |
Üçü bu markette yapılabilir. | Open Subtitles | ثلاثة منها ممكن ان تتم هنا. |
Kolay olduğunu söylemedim ama yapılabilir. | Open Subtitles | لم أقل أنه سيكون سهل ولكن يمكن القيام به |
yapılabilir demiyorum ama yapılırsa şayet, gerçekten takdire şayan bir araç olurdu. | Open Subtitles | أنا لا أقول أنه يمكن القيام بذلك ، ولكن إذا كان من الممكن ، فإنه سيكون جهازاً رائعاً حقاً |
Ve tamamen belirli bölgelerde bir bütün olarak yoğunlukları çok artırılarak yapılabilir. | TED | وهذا يمكن القيام به عن طريق رفع الكثافة في " نقاط مركزية " الى حد كبير |
İnsanların hayat kalitesini ciddi ölçüde etkileyen bu baş ağrıları için ne yapılabilir? | TED | ما الذي يمكن فعله بشأن هذه الحالات، والتي تؤثر بشكل كبير على نوعية حياة العديد من الناس؟ |
Ne yapılabilir, bilmiyorum, ama işler bu şekilde kalmamalı. | Open Subtitles | لا أعرف ما يمكن فعله الآن. لكن على الأمور ألّا تبقى على هذا الحال |
Nedir, neden olur... ve geliştirmek için ne yapılabilir? | Open Subtitles | ماهو، ولماذا نهتم به وما الذي يمكن فعله لتحسينه ؟ |
Ne diyorsun, K.F., yapılabilir mi? | Open Subtitles | ما الذي تقوله كيف أف , قابل للتنفيذ ؟ |
Tüm bu adamları ortadan kaldırmak yapılabilir bir şey. | Open Subtitles | قتل جميع هؤلاء الرجال قابل للتنفيذ. |
Ne yapılabilir? | Open Subtitles | ماذا نستطيع فعله لها؟ |
Ne yapılabilir? | Open Subtitles | ما الذي نستطيع فعله? |
..biraz gevşedim ama bu yapılabilir. | Open Subtitles | لعام أو اثنين ولكن هذا يمكن عمله |
Doktor Naylor bunu, kitlelerin bilgeliğiyle sebeplendirmiş yani aynı şey çirkin suçlar için de yapılabilir. | Open Subtitles | والان، د.نيلر عللت ذلك انه بواسطة حكمة الناس يمكن فعل نفس الشي بالنسبة للجرائم البشعة |
Ne yapılabilir bakalım. | Open Subtitles | لنرى ما يمكن أن نفعل |
Bu iş ancak kayıt dışı tutularak yapılabilir. | Open Subtitles | السبيل الوحيدة لنجاح هذه العملية هي عبر موظّف مستقلّ وبشكل غير رسميّ |
diyebilmeli. Bunu, her biri kendi başına yapılabilir olan alt hedeflere bölmeli ve alt hedefleri bir araya getirdiğinizde, istediğimiz yere gitmiş olmalıyız. | TED | عليكم تقسيمه إلى أهداف فرعية بحيث يكون كل هدف قابل للتحقيق على حدة، وعندما تجمعون الأهداف الفرعية معاً، نبلغ المكان المنشود. |
Federal düzeyde bununla ilgili neler yapılabilir? | Open Subtitles | ما الذى يمكن انجازه على المستوى الاتحادى |
Tamam, ikisi bu markette yapılabilir. | Open Subtitles | -لا. حسنا، اثنان منهم يمكن ان تتم هنا. |