"yapabildiğimiz" - Translation from Turkish to Arabic

    • استطاعتنا
        
    • يمكننا فعل
        
    • نستطيع فعله
        
    • استطعنا فعله
        
    • مانستطيع فعله
        
    • التي يمكننا
        
    Eminim Binbaşı Sholto ve ben size yapabildiğimiz kadarıyla yardımcı oluruz. Open Subtitles حسنا .. انا على يقين ان الميجور شولتو و انا نود مساعدتك ان كان فى استطاعتنا
    yapabildiğimiz sürece birlikte çalışmalıyız. Open Subtitles . يجب ان نتفق علي الامر معا بينما في استطاعتنا ذلك
    İstediğimizi yapabildiğimiz eski günler artık geride kaldı. Open Subtitles لم تعد الامور كما كانت عندما كان يمكننا فعل ما نريد
    İstediğimizi yapabildiğimiz eski günler artık geride kaldı. Open Subtitles لم تعد الامور كما كانت عندما كان يمكننا فعل ما نريد
    O günlerde en çok yapabildiğimiz şey bir mesaj göndermek ve diğer seçim için beklemekti. TED كان جل ما نستطيع فعله هو إرسال خطابات. الانتظار حتى الانتخابات التالية.
    "yapabildiğimiz tek şey oturmakdı. Oturmak, oturmak, oturmak. " Open Subtitles لذا كل ما كنا نستطيع فعله هو الجلوس والجلوس
    Tek yapabildiğimiz yaraları iyileştirmek cesetleri gömmek ve buraya bir yol bulmaktı. Open Subtitles كل ما استطعنا فعله ان نضمد الجرحى وندفن الموتى ثم نحاول ان نشق طريقنا الى هنا
    Saldırmayı bırak tek yapabildiğimiz hayatta kalmaya çalışmaktı. Open Subtitles و أن ننسى أن نقاتل لقد كان كل مانستطيع فعله للنجاة
    Ve bunu yapabildiğimiz, buna muktedir olduğumuz ölçüde, toplumu değiştirebiliriz. TED وبالدرجة التي سنفعل بها ذلك، وبالدرجة التي يمكننا بها فعل ذلك، سيمكننا تغيير مجتمعنا.
    Sen gitmeden önce yapabildiğimiz kadar çok yapmalıyız. Open Subtitles نحن مضطرون للانتظار قدر استطاعتنا قبل المغادرة
    Eğer Blair ve ben buna bir son vereceksek, önümüzdeki 24 saat boyunca yapabildiğimiz kadar seks yapmalıyız. Open Subtitles لو أنني و "بلير" سننهي هذا علينا إقامة العلاقات بقدر استطاعتنا خلال الـ24 ساعة المقبلة
    OK, Anya ve ben, Smithson'u yapabildiğimiz kadar oyalayacağız. Open Subtitles حسناً، أنا و(آنيا) سنلهي (سميثسن) بقدر استطاعتنا
    İstediğimizi yapabildiğimiz eski günler artık geride kaldı. Open Subtitles لم تعد الامور كما كانت عندما كان يمكننا فعل ما نريد
    Ben sadece... nihayet bunu yapabildiğimiz için memnunum. Open Subtitles أنا فقط... سعيد بأنه يمكننا فعل ذلك أخيرًا
    Ama yapabildiğimiz çok az şey var. Open Subtitles لكن لا يمكننا فعل الكثير.
    Hepimiz umutsuzluğun eşiğindeyiz tek yapabildiğimiz birbirimizin suratına bakmak birbirimize eşlik etmek, biraz şakalaşmak. Open Subtitles نحن جميعًا على شفا اليأس كل ما نستطيع فعله هو النظر الى وجوه بعضنا و نبقي الجميع في شراكة و نمزح قليلاً
    Şimdi biliyoruz ve yapabildiğimiz tek şey Tanrı'nın müdahalesini dilemek. Open Subtitles ... و الآن علمنا كل ما نستطيع فعله ... هو التمني لشئ من فعل الرب ...
    Bizimse tek yapabildiğimiz sabırla katlanmak. Open Subtitles -وكل ما نستطيع فعله هو أن نتحمل ونكشر.
    Bu yere ve insanlarına. Bertie County gibi bir yerde yapabildiğimiz işe aşık olduk. Çünkü, tasarımcı ve inşaatçı olarak her yerde yapamazsınız. TED وقعنا في حب المكان و الناس و العمل الذي استطعنا فعله في مقاطعة ريفية مثل بيرتي، و هذا، كمصممين و منشئين لا نستطيع عمله في كل مكان.
    Bu nedenle bizim yapabildiğimiz bu rahatsızlıkların beyinin neresinde olduğunu saptamak ve beyindeki bu devrelerin içine onları açmak ya da kapatmak için müdahale edebiliyoruz. TED فالذي استطعنا فعله هو تحديد، بالضبط، مكان هذه الاختلالات في الدماغ و استطعنا أن نتدخل ضمن هذه الدارات في الدماغ، إما لننشطها أو لنثبطها
    Ve onun için tek yapabildiğimiz beklemek. Open Subtitles وكل مانستطيع فعله له هو الإنتظار فحسب
    Elbette kopmuş parmakları ya da kolları ya da uzuvları dikmek yapabildiğimiz önemli operasyonlardan biri. Open Subtitles حسناً الأصابع الأذرع المبتورة من أصعب الأشياء التي يمكننا نعملها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more