Hastenedeki gönüllü vaizlerden biriyim, o yüzden gelip sizi görmek ve senin ve ailen için Yapabileceğimiz birşey var mı diye bakmaya geldik. | Open Subtitles | أنا أحد رجال الدين المتطوعين في المشفى لذا أردنا فقط المجيء لرؤية إن كان هناك أي شيء يمكننا فعله لكم ولعائلتكم |
İşe yaramaz. Yapabileceğimiz birşey yok. | Open Subtitles | هذا لن يفيد، لا يوجد شيء يمكننا فعله |
Hastane kurallarında açıkça söylendiğine göre Yapabileceğimiz birşey yok. | Open Subtitles | بما ان الامر واضح في قوانين المستشفى فلا يوجد ما يمكننا فعله |
Yapabileceğimiz birşey yok. | Open Subtitles | لا يوجد ما يمكننا فعله |
Yapabileceğimiz birşey varsa... | Open Subtitles | إذا كان هناك أي شيء نستطيع أن نفعله |
Yapabileceğimiz birşey olmalı. | Open Subtitles | لابد أن هناك شيء نستطيع أن نفعله |
Ama adam yönetmeliğe uygun davranıyor, yani Yapabileceğimiz birşey yok. | Open Subtitles | لكنه يبقى مجرد هذا الجانب من المرسوم، حتى لا يكون هناك شيء يمكننا القيام به. |
Bizim Yapabileceğimiz birşey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكننا القيام به حيال ذلك. |
Birisi yanımıza parketmişti. Yapabileceğimiz birşey yoktu. | Open Subtitles | ركن أحد ما صفّاً ثانياً، لم تكن بيدنا حيلة |
Bu konu da da Yapabileceğimiz birşey yok. Lucinda? | Open Subtitles | و لا شيء يمكننا فعله حيال ذلك أيضاً |
Yapabileceğimiz birşey yoktu. | Open Subtitles | لا يوجد شيء يمكننا فعله. |
Yapabileceğimiz birşey yok. | Open Subtitles | لا يوجد شيء نستطيع أن نفعله |
Bu konuda Yapabileceğimiz birşey var mı bizim? | Open Subtitles | هل هناك شيء يمكننا القيام به حيال ذلك؟ |
Yapabileceğimiz birşey yok. | Open Subtitles | ليس بيدنا حيلة! |