"yapamazlar" - Translation from Turkish to Arabic

    • يمكنهم فعل
        
    • يستطيعون فعل
        
    • أن يفعلوا
        
    • لا يمكنهم
        
    • لا يستطيعون
        
    • يستطيعوا فعل
        
    • يَستطيعونَ
        
    • لايمكنهم فعل
        
    • لا يُمكنهم
        
    • يُمكنهم فعل
        
    • يمكنهم عمل
        
    • يستطيعون فعلها
        
    • يمكنهم ذلك
        
    • يمكنهم فعلُ
        
    • لايستطيعون فعل
        
    Tabi ki böyle bir şeyi bugün birçok nedenden dolayı yapamazlar. TED في الواقع،لا يمكنهم فعل ذلك اليوم لإسباب كثيرة.
    Hemen bir şey yapamazlar, değil mi? Open Subtitles لا يمكنهم فعل أى شئ فى الحال أليس كذلك ؟
    Hemen bir şey yapamazlar, değil mi? Open Subtitles لا يمكنهم فعل أى شئ فى الحال أليس كذلك ؟
    Artık bunu yapamazlar, öyle değil mi, Barnes? Open Subtitles لا يستطيعون فعل ذلك الآن اليس كذلك يا بارنز
    Bunu henüz yapamazlar. Ne kadar ilerlediler? Open Subtitles ليس من المفترض أن يفعلوا ذلك الى أين وصلوا؟
    Yeni doğmuş bebekler çok fazla bir şey yapamazlar ama gerçekten iyi oldukları tek şey emmektir. TED الأطفال حديثي الولادة لا يمكنهم القيام بالكثير من الأشياء، عدى شيئا واحدا يجيدونه حقا ألا وهو المص.
    Gidebilecekken git. Bana bir şey yapamazlar. Open Subtitles إذهبي طالما تستطيعين لا يمكنهم فعل شئ لي
    İnsanlar bunu yapamazlar çünkü suda yaşamıyorlar. Open Subtitles البشر لا يمكنهم فعل ذلك لأنهم لا يعيشون تحت الماء.
    -Biz birbirimize kenetlenirsek seyredip küfretmekten başka bir şey yapamazlar. Open Subtitles إذا أتحدنا معاً لن يمكنهم فعل شئ لقد عدنا إلي التحقيق
    Kanıt olmadan bir şey yapamazlar. Bu da onlara karşı kanıtımız olacak. Open Subtitles لا يمكنهم فعل شيء بدون دليل الكثير قد فعلوها قبلي
    Zaten ömür boyu hapis cezası var. Ona herhangi bir şey yapamazlar. Open Subtitles لديها بالفعل حكم بالسجن مدى الحياة لا يمكنهم فعل شيئ لها
    Bunu yapamazlar! Open Subtitles ويوجد به قائمة بالمواعدات لأخر 5 سنوات لا يمكنهم فعل هذا
    Yani olay şu ki, bize bunu yapamazlar. Open Subtitles لكن ما أقصده, هو أنهم لا يستطيعون فعل هذا فى الحقيقة بالناس.
    Böylece kimse bana ağlayıp sızlanamıyor. yapamazlar çünkü. Open Subtitles إنه يجعلني مطمئناً لهؤلاء الذين يشتكون و يبكون لأنهم لا يستطيعون فعل ذلك
    İndir şunu. Eğer indirirlerse, o zaman hiç bir şey yapamazlar. Open Subtitles إذا أنزلتم هذه، لا يمكنهم أن يفعلوا أيّ شيء.
    ama yapamazlar. Kitlendiler çünkü birçok eklenti ve diğer şirketlerin ürünleri 1982 iskeletine kenetlendi. TED لكن لا يمكنهم ذلك. مكفوفين الأيدي ﻷن الكثير من الإضافات و أمور أخرى للشركة متعلقة بأساس 1982 القديم.
    Hem de bu düşünmeyi istemediklerinden değildir. Düşünmezler çünkü gerçekten yapamazlar. TED وذلك ليس لأنهم لا يريدون القيام بذلك، إنه حقًّا لأنهم لا يستطيعون.
    Bir bok yapamazlar, vato! Open Subtitles لن يستطيعوا فعل شيئ يا رفيق, راقبني
    Böylece en kötü durumda... ..karının avukatlığını yapamazlar. Open Subtitles ذلك الطريقِ، إذا أسوأ يَحْدثُ، هم لا يَستطيعونَ أَخْذها على كa زبون.
    - Avukat da tutacaklarmış. - Hiçbir şey yapamazlar. Open Subtitles والآن لقد عينوا محاميا - لايمكنهم فعل أي شئ -
    Ama galayı bu kadar erken yapamazlar, değil mi? Open Subtitles لكنهم لا يُمكنهم إفتتاح الفيلم بهذة السرعة ، أليس كذلك؟
    Orası yardım vakfı. Öyle bir şey yapamazlar. Open Subtitles إنه منزل خيري ، لا يُمكنهم فعل هذا
    Kanıt olmadan hiçbir şey yapamazlar. Open Subtitles لن يمكنهم عمل أي شيء من دون دليل
    O olmazsa işi yapamazlar. Open Subtitles لا يستطيعون فعلها من دونه.
    Taşıyıcı annelik sonlandırılmadan bunu yapamazlar. Open Subtitles لا يمكنهم فعلُ ذلك حتى تنتهي فترة تأجير الرحم
    Ölü insanlar hoş şeyler yapamazlar. Open Subtitles الاشخاص الميتون لايستطيعون فعل الاشياء الرائعة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more