"yaparak" - Translation from Turkish to Arabic

    • بفعل
        
    • بالقيام
        
    • من خلال
        
    • عن طريق
        
    • بإستخدام
        
    • بإجراء
        
    • بجعل
        
    • بصنع
        
    • بالتظاهر
        
    • بفعلي
        
    • بفعلنا
        
    • اننى سأجرى
        
    • يقوم بهذا
        
    • وأنا أفعل
        
    • نحن لن نسمح لهم
        
    Böyle yaparak sanki ona sembolik olarak "hoşça kal" diyorduk. Open Subtitles ربما رمزيا كقول الى اللقاء له في عقلي بفعل هذا
    Unutulmayacak bir şey yaparak, sonsuza kadar minnettar kalınacak bir şey... Open Subtitles بفعل أشياء لا تنسي شئ سأكون ممتن لك به إلي الأبد
    Çünkü böyle yaparak onun gücünü alıyorum ve kırılganlığımın teşhiri de bazı durumlarda diğer erkeklere aynısını yapma yolunu açabilir. TED لأن القيام بذلك أسلبُ بعيدا قوتها، ويظهرُ ضعفي ويمكن في بعض الحالات أن يعطي الرجال الآخرين الإذن بالقيام بنفس الشيء.
    Donmuş kutup toprağında araştırma yaparak buldukları şey bu bakteri. TED و قد وجدوا من خلال بحثهم في الطبقات الجليدية البكتيريا
    İşini yaparak polis olursun sahnede yürüyerek değil, değil mi? Open Subtitles انت اصبحت شرطيا ,عن طريق عملك ليس المشى حول المنصة؟
    Sizi oraya hipnoz yaparak göndereceğim. Ah! Open Subtitles و سأعيدك إلى هناك بإستخدام التنويم المغناطيسي
    Bir gözlem yaparız, o gözleme bir açıklama tahmin ederiz ve sonra diğer gözlem ve deneyleri yaparak test edebileceğimiz bir öngörüde bulunuruz. TED إذ نقوم بإجراء ملاحظة، ونقوم بتخمين تفسير لها، ونقوم بخلق تنبؤ يمكننا اختباره من خلال تجربة أو عملية ملاحظة أخرى.
    O halde, ilk olarak benzin kullanmayan otomobiller yaparak başlayalım. TED لذا دعونا نبدأ بجعل السيارات خالية من النفط.
    Hayatta kalmak için her ağacın yapması gerekeni yaparak başarılı oldu. Open Subtitles لقد نجحت بفعل ما يتوجب على كل شجرة فعله حنى تنمو
    Bunu yaparak süperlif geliştirmiş olacağız, %380 daha güçlü, %300 daha esnek. TED بفعل ذلك أصبحنا قادرين على صنع ألياف خارقة ألياف أكثر قوة بنسبة 380 في المئة، وأكثر مرونة بنسبة 300 في المئة
    Satışlarını reklam vererek değil dikkate değer bir şey yaparak katlamışlardı. TED لم يقوموا بمضاعفة مبيعات ثلاثة مرات عبر الإعلانات، لقد قاموا بمضاعفتها بفعل شئ ملحوظ.
    Bunu yaparak, büyük kitlelere gerçekten teknoloji sunabileceğimize inanıyorum. TED بفعل هذا، أعتقد أنه يمكننا حقاً جلب التكنلوجيا الى الجماهير.
    Sahip oldukların ile yapabileceklerini yaparak olduğun yerde ve kendi yönteminle başla. TED ابدأ بفعل ما بمقدورك وبما لديك، حيثُما كنت وبأسلوبك الخاص.
    Hayatımı yapmak zorunda olmadığım şeyleri yaparak geçirdim. Open Subtitles أنني اقضي حياتي بفعل أشياء ليس عليّ فعلها
    Bunu yaparak, orjinal detayı kaybetmiyorum. Aslında, geçmişi kayıt bile ediyor olabilirim. TED بالقيام بذلك، لا أفقد البيانات الأصلية. في الواقع، قد أسجل التاريخ
    Ve bu müthiş Sedef hastalığı devriminin işleri farklı şekilde yaparak, sürecin bu ters şekli ile elde edildiğini göruyoruz. TED ويمكنك ان ترى هذا الإنجاز الهندي لعلاج الصدفية من خلال عكس النموذج التقليدي لعلم الدواء و القيام بالأشياء بطرق مختلفة
    Hepimiz gibi senin de fişi çabalayıp fedakarlıklar yaparak hak etmen lazım. Open Subtitles عليك أن تستحق هذه القطعة كما فعلنا عن طريق الدم والعرق والدموع
    Victoria döneminden alıntılar yaparak kaç kadını kendime bağladığımdan haberin var mı? Open Subtitles ألديك أيّ فكرة كم من النساء قد تودّدتُ إليهنّ\ بإستخدام إقتباسٍ من الأدب الفيكتوري؟
    Ve bilimde, iki taraflı deneyler yaparak veya sonuçlarımıza istatistiksel olarak bilinemezci yaklaşarak, önyargılarımızı deniyor ve ortadan kaldırıyoruz, evet. TED وفي العلم، نحاول أن نزيل تحيزنا، صحيح، بإجراء تجارب مزودجة أو أن نكون ملتزمين إحصائياً فيما ستظهره نتائجنا.
    Arabaları adım adım akıllı yaparak, gerçekten ihtiyacımız olan kazanımları görmeyeceğiz. TED لذا فقط بجعل السيارة أكثر ذكاء، لن يمكننا أن نرى الفوز الذي نريده بالفعل.
    Kartondan bir kontrol paneli yaparak başladım, TED بدأتُ بصنع لوحة التحكم من الورق المقوى.
    Terk canavar taklidi yaparak iyi bir maymun olmayı öğretiyordu. Open Subtitles تيرك, كان يعلمنى كيف اكون قردا جيدا بالتظاهر بانه وحش
    En azından bunu yaparak Kraliçeme, ülkeme ve aileme yardım ederim. Open Subtitles . على الاقل , بفعلي هذا سأستطيع مساعده .ملكتي , عائلتي . ودولتي
    Bence böyle yaparak daha çok dikkat çekiyoruz. Open Subtitles يارفاق ، أعتقد أننا نشد الكثير من الأنتباه بفعلنا ذلك
    Sana borcumu öderim faiziyle, senin için dolandırcılık yaparak. Open Subtitles سأحصل على ما ادين لك به بالاضافة الى اننى سأجرى معك اتفاق يسهل عليك الامر
    yaparak öğrenirsin. Open Subtitles الجميع يقوم بهذا.
    Son altı haftayı beraber yaşayabilelim diye söz verdiğim her şeyi yaparak geçirdim. Open Subtitles لقد قضيت الست أسابيع الماضيه وأنا أفعل كل شيء وعدته لكي نكون سويًا
    Manevra yaparak kaçabiliriz. Open Subtitles نحن لن نسمح لهم بتطويقنا هناك قاذفات ذات طيران مرتفع

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more