Cerraha göre, kurtarmak için ellerinden geleni yapmışlar ama mermi hayati organları dağıtmış. | Open Subtitles | لقد فعلوا كل ما بوسعهم لأنقاذه, لكن الرصاصة حولت أعضاء الداخلية الي حساء, |
Aynı şeyi geçen yıl Meksika Gizli Servisi'nde de yapmışlar. | Open Subtitles | لقد فعلوا الأمر ذاته لجهاز الخدمات السرية المكسيكي العام الماضي |
Tapyocayı alıp mutfağa getirmişler, ince ince dilimleyip leziz cipsler yapmışlar. | TED | أقتفوا أثر جذور التابيوكا حتى المطبخ، قاموا بتقطيعها لأجزاء صغيرة وصنعوا رقائق لذيذة. |
Amarra insanları kol düğmesi veya kemer tokası yapmışlar mıdır? | Open Subtitles | هل جماعة ""أمارا"" صنعوا خاتم آخر أو سوار لليد ؟ |
Ne yaptıklarını duydum. Baskın yapmışlar. | Open Subtitles | لقد سمعت بما فعلوه سمعت أنهم قاموا بمداهمتكم |
Şurası ana giriş, karşısına da çift kat duvar yapmışlar. | Open Subtitles | هذا هو الباب الرئيسي و في المقابل بنوا حائطا مزدوجا |
Ne yapmışlar, ayaklarını testereyle mi kesmişler? | Open Subtitles | ماذا فعلوا ، هل قاموا بنشر أرجل هذه الطاولة؟ |
Bellingham'a çok kötü bir şey yapmışlar. | Open Subtitles | وقد فعلوا شيئاً سيئاً جداً في حق بيلينجهام. |
Annem oyun yaptıklarını söylüyor. Kendileri yapmışlar. | Open Subtitles | أمى تقول أن هذة خدعة وأنهم فعلوا هذا بأنفسهم |
Ne gerekiyorsa yapmışlar, ve onların sayesinde hayattayım. | Open Subtitles | لقد فعلوا كل الاجراءات صحيحة وبهذه النتيجة مازلت حي |
Kanaldan sürat motoruyla getiriyorlar. Bunu yüz kere yapmışlar. | Open Subtitles | يتم إدخالها عن طريق القناة على مركب سريع لقد فعلوا ذلك اكثر من 100 مرة |
- Ona bir şey yapmışlar, yardım etmelisin. | Open Subtitles | لقد فعلوا لها شيئاً يجب أن تساعدها, أرجوك |
Sonra Romalılar bu inanılmaz su kemerlerini yapmışlar. | TED | والرومان بعد ذلك، قاموا ببناء قنوات مائية مدهشة. |
Onun bir kopyasını yapmışlar.Nasıl görünüyorsa aynen o şekilde. | TED | وقد قاموا بصنع نموذج للمنصة .. وهي بحجمها الحقيقي |
Tanrım, bu kemerleri herhalde Fransız süper modeller için yapmışlar! | Open Subtitles | عجباً ، لمن صنعوا هذا الحزام؟ عارضي أزياء فرنسيين؟ |
Sonra da onu öldürmüşler, derinizi yüzüp, haşlamışlar. Derisinden kano yapmışlar. | Open Subtitles | بعدها، قاموا بسلخوه، حرقوه و صنعوا .منه قارباً |
Ama ne yapmışlar.. Tabii tedavi çok karışık ve pahalı olduğundan, bunu yalnızca, henüz 1 yaşını doldurmamış bebekler ve 1 yaşındakiler üzerinde uygulamışlar | TED | ولكن ما فعلوه ، بطبيعة الحال ، منذ كان معقدا جدا وباهظ الثمن أنهم كانو يستخدمونه فقط على الأطفال الرضع وذوي السنة الواحدة |
İspanyol beyefendiler burayı 300 yıl önce yapmışlar. | Open Subtitles | أن سادة أسبانيا بنوا هذا قبل أكثر من 300 عام |
Sırtlan kakasını nasıl bu kadar yuvarlak yapmışlar acaba? | Open Subtitles | كيف جعلوا فضلات حيوان الهايينا مدورة بهذا الشكل؟ |
Bunu daha önce de yapmışlar . Hoşçakalın, geyler . | Open Subtitles | لقد فعلوها من قبل مع السلامة أيها الرجال الشواذ |
Evet, kalp kriziydi ama otopsi yapmışlar, ama direkt kalpten değil, zehirden ölmüş. | Open Subtitles | بلى، كانت نوبة قلبية، ولكنهم أجروا تشريحاً، ولم السبب ذبحة قلبية، بل السم |
Sadece altı ay görev yapmışlar ve sanırım, tek uğraştıkları evlatlık olayı seninkiymiş. | Open Subtitles | لكن الجزء الغريب، أنهم عملوا لمدة 6 شهور ومما عرفته، حالتك كانت الوحيدة التي تمت |
Hey, hastanelerde kullanılan o defibrilatörler var ya onların ev versiyonunu yapmışlar duydun mu? | Open Subtitles | هل تعرف إذا كنوا يصنعون نسخة للمنازل من أجهزة الصدمات الكهربية الموجودة في المستشفيات؟ |
Çünkü Ayaklanma'dan önce Merkez'le anlaşma yapmışlar. | Open Subtitles | وذلك لأنهم عقدوا صفقة مع المجلس قبل الانتفاضة |
Uçağı sadece buradan havalandırmamışlar burada yapmışlar. | Open Subtitles | إنَّهم لم يطلقوها من هنا فحسب بل إنَّهم قد صنعوها هنا |
Onu Vali Yardımcısı yapmışlar. Kongreye girmeye çalışıyormuş. | Open Subtitles | لقد جعلوه مساعد حاكم الولاية للشئون القانونية يزمع الترشح لمجلس الشيوخ بحق الرب |
Banka soygunundan araba soygununa kadar her şeyi yapmışlar | Open Subtitles | لقد قامو بسرقة كل شيئ ، من البنوك الى غسيل السيارات |
-Doğru. Adam için o kadar şey yapmışlar, ama asistanı kimdi? | Open Subtitles | حَسَناً، لذا هم جميعاً عَمِلوا أشياءَ لَهُ، لكن مَنْ كان المُساعد؟ |