| Ben de antreman yapabilirim diye düşündüm ki sen belli ki yapmışsın. | Open Subtitles | لذلك ظننت ان أستمتع خارج العمل قليلاً، حيث من الواضح انكِ فعلتِ |
| Gerçekten çıktığından beri çok iyi işler yapmışsın. | Open Subtitles | أفهم وصدقني، لقد فعلت عمل رائع منذ إطلاق سراحك |
| Ama başarına bakarsak, doğru seçim yapmışsın gibi. | Open Subtitles | ولكن , بالنظر إلى إنجازاتكِ فيبدو أنكِ قمتِ بالإختيار الصحيح |
| En sevdiğimiz yemekleri yapmışsın. | Open Subtitles | لقد صنعتِ الأشياء المفضّلة لنا |
| Öz kızının yapabileceğinden fazlasını yapmışsın. | Open Subtitles | عَملتَ أكثر مِنْ امكان ابنتها الحقيقية عملة |
| Tam da burada yapmışsın. Yenilmezler'in SHIELD'dan farklı olması gerekiyordu. | Open Subtitles | يجب أن يكون فريق المنتقمون أشياء أخرى فعلتم. |
| Ben yıllardır bunu yapmayı planlıyorum, sense yapmışsın bile! | Open Subtitles | ،يا إلهي، كنتُ أحلم بفعل هذا لسنوات وأنتَ حقاً فعلتَ ذلك |
| Oradaki Rus ekipleri için çok iyi işler yapmışsın. | Open Subtitles | لقد فعلتِ بعض الأعمال الجيدة لطاقمنا الروسي هناك |
| Hayır, bok gibiyim ve bir şey yapmışsın sen yüzüne. | Open Subtitles | ،لا بل أبدو في حالٍ مريعة و أجل قد فعلتِ شيئاً لوجهك |
| Her şeyi doğru yapmışsın. | Open Subtitles | وأجريتِ أشعة للرأس واستدعيتِ جراح أعصاب ، أي فعلتِ ما بوسعكِ |
| - Sen elinden geleni yapmışsın. - Teşekkürler efendim. | Open Subtitles | ـ لقد فعلت ما في بوسعك ـ شكراً لك، سيّدي |
| - Sen doğru olanı yapmışsın Mulder. - Öyle mi ? | Open Subtitles | " لقد فعلت الشئ الصحيح " مولدر هل فعلت ؟ |
| Bu bakışı biliyorum. Daha önce bunu yapmışsın. | Open Subtitles | أنا أعلم تلك النظرة لقد قمتِ بهذا من قبل |
| GPS izleme cihazı yapmışsın. | Open Subtitles | أنتِ صنعتِ جهاز تتبع لتحديد المواقع. |
| Öz kızının yapabileceğinden fazlasını yapmışsın. | Open Subtitles | عَملتَ أكثر مِنْ امكان ابنتها الحقيقية عملة |
| Baksana, kendine ne yapmışsın! | Open Subtitles | أنظروا ماذا فعلتم لقد إتسخت الملابس |
| Babasına bir şey yapmışsın. | Open Subtitles | و قالت أنكَ قلتَ أو فعلتَ شيئاً لأبيها |
| Mutfağın her yeri un, kurabiye yapmışsın. | Open Subtitles | هناك طحين في جميع أنحاء المطبخ عملتي بسكويت؟ |
| Ve siz de, benim ofisime inanılmaz şeyler yapmışsın. | Open Subtitles | وأنت أبليت بلاء مذهلاً في مكتبي |
| Edindiğimiz bilgiye göre, cinayet gecesi buldozer çocukları su bendine gömerken sen bir konuşma yapmışsın. | Open Subtitles | الأسلوب الذي لدينا في ليلة الجريمة أجريت خطاباَ لماعاَ كما البلدوزر التي دفنت الصبي في الحضيرة |
| Bob Amcana gelmekle iyi iş yapmışsın. | Open Subtitles | أنت فعلت الشئ الصواب جئت إلى عمك بوب مباشرة حسنا .. |
| Burada harika bir şey yapmışsın. Güzel bir iş kurmuşsun. | Open Subtitles | أنت أنجزت عملًا رائعاَ هنا، وبنيت عملًا جميلًا |
| Boyunu çok uzun yapmışsın. | Open Subtitles | لقد رسمتها طويلة للغاية. |
| Benden daha iyi yapmışsın. | Open Subtitles | لقد قمتي بعمل أفضل مما فعلت. |
| Üzerimde deney yapmışsın. Anneler böyle mi yapar? | Open Subtitles | أجريتِ عليّ تجاربًا أهذا ما تفعله الأمّهات؟ |