Bu odadaki herhangi bir savcının yaptığından farklı hiçbir şey yapmamıştır. | Open Subtitles | لم يفعل سوى ما كان اي مدعٍ في هذه القاعة سيفعله |
Eminim çoğu daha önce böyle bir şey yapmamıştır. | Open Subtitles | أنا متأكده أن معظمهم لم يفعل شيىء مثل هذا من قبل |
yapmamıştır, Roxy. O kadar zeki biri değil. | Open Subtitles | انه لم يفعل يا روكسي انه ليس بهذا الذكاء |
Bak, eğer en iyisi o değilse, belki de yapmamıştır. | Open Subtitles | أنا أقول ان لم تكن الأفضل فربما لم تفعل ذلك |
Çünkü o sana verdiyse bunu iyi niyetinden yapmamıştır. | Open Subtitles | لأنّها إن أعطتك إيّاه، فهي لم تفعل ذلك من منبع رأفة قلبها. |
Kardeşim buraya gelmiş olsa bile, biliyorum o da yapmamıştır. | Open Subtitles | ولو أن أخي كان هنا، لعرفت بأنه لم يكن ليفعلها |
Sanmıyorum. Belki yapmamıştır. | Open Subtitles | ـ لا أعتقد ذلك ـ حسناً، ربما لم يفعل ذلك |
Hudsucker hiç bir şeyi kolay yoldan yapmamıştır. | Open Subtitles | اخاف ان السيد "هدسكر" لم يفعل شيئاً قبلاً بالطريقة السهلة |
"Hiç hata yapmayan biri hiçbir şey yapmamıştır." | Open Subtitles | " الرجل الذي لم يخطأ أبداً " " لم يفعل شئ " |
Kimse daha önce bana böyle bir şey yapmamıştı - Umarım yapmamıştır. | Open Subtitles | ـ لم يفعل بي أحد ذلك من قبل ـ آمل ذلك |
O tarihten itibaren müvekkilime ve dört çocuğuna yalan söylemekten, ...onları ihmal etmekten, travma yaşatmaktan başka bir şey yapmamıştır. | Open Subtitles | إلى عشيقته لم يفعل أي شيء إلا أنه كذب وتجاهل وأفزع موكلتي! |
Biliyormusun, kimse daha önce yapmamıştır bunu | Open Subtitles | تعلمين , لم يفعل أحد هذا من قبل |
Kimse bu kadarını yapmamıştır. | Open Subtitles | . لم يفعل أحد كل هذا. |
Shane hayatta böyle bir şey yapmamıştır. Yol üç saat sürdü. | Open Subtitles | شاين لم يفعل هذا بحياته أبدا |
Vince, isteyerek yapmamıştır. | Open Subtitles | فينس, لم يفعل ذلك عن قصد. |
Umarım o yapmamıştır. | Open Subtitles | آمل أنّه لم يفعل ذلك. |
Umarım Lotus bir şey yapmamıştır. | Open Subtitles | أتمنى أن " لوتس " لم يفعل أى شئ |
Belki arkadaki odada yapmamıştır. | Open Subtitles | لكن على الأرجح أنّها لم تفعل ذلك في غرفة النوم الخلفية. |
- Eminim isteyerek yapmamıştır. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنها لم تفعل ذلك عن قصد. |
Ama o böyle yapmamıştır. | Open Subtitles | لم يكن ليفعلها بتلك الطريقة |