Bak, kızgın olduğunu biliyorum, ama bütün bunları yapmamın tek sebebi bana erkekliğimden şüphe ettirmiş olman. | Open Subtitles | انظري اعلم انك غاضبه ولكن السبب وراء قيامي بكل هذا لانك تشعريني بنقص رجولتي |
Bunu yapmamın tek nedeni onun için iyi olanın bu olduğunu bilmem. | Open Subtitles | السبب الوحيد وراء قيامي بذلك, لأني أعلم أن هذا هو الأمر الصواب بالنسبة لها |
Ve yapmamın tek nedeni 5 dolarlık bir hesaptı. | Open Subtitles | و السبب الوحيد في أنني فعلتها كان إيصالا بخمس دولارات |
Ve yapmamın tek sebebi 5 dolardı. | Open Subtitles | و السبب الوحيد في أنني فعلتها كان إيصالا بخمس دولارات |
Öyle yapmamın tek nedeni, olup olmayacağına bakmak içindi. | Open Subtitles | نعم، السبب الوحيد لقيامي بذلك كان لأرى إن نجح الأمر، حسناً؟ |
Ama bunu yapmamın tek sebebi bu masaya oturmak için uzun bir yol katetmiş olmam. | Open Subtitles | ولكن السبب الوحيد لقيامي بذلك لأنّني... ناضلت كثيراً... |
Bütün bunları yapmamın tek sebebi bu, bu arada. | Open Subtitles | و السبب الوحيد لقيامي بذلك على أيه حال |