Öyleyse yapmamız gereken şey küçük bir mikroçipe tüm potansiyel aydınlatma cihazlarını yerleştirmek. | TED | اذا كل ما علينا فعله هو وضع رقاقة صغيرة لكل جهاز اضاءة محتمل |
Ancak yapmamız gereken şey, bizi ahlâkın üstüne koyuyor. | Open Subtitles | و لكن ما يجب أن نفعله يبعدنا تماماً عن الجانب الأخلاقي |
yapmamız gereken şey bu değil. | Open Subtitles | هذا ليس ما يجب علينا أن نفعله. |
Tek yapmamız gereken şey özel yaşamı daha ulaşılır yapmak için çalışmak. | TED | ما يجب علينا فعله حقا هو العمل على جعل الخصوصية سهلة التحقيق. |
Bu bir yalan, Enrique. İşte yapmamız gereken şey. | Open Subtitles | انه كذبة يا أنريكه اليكم ما علينا أن نفعله |
Tek yapmamız gereken şey kendimize inanmalıyız ve biz bu dünyayı değiştirebiliriz. | Open Subtitles | كلُّ ما علينا القيام به هو الإيمان بأنفسنا وبقدرتنا على تغيير العالم. |
Şimdi, ilk yapmamız gereken şey tüm bu işleri bitirmek. | Open Subtitles | حسنٌ , أولَ شيءٍ نحتاجُ فعله هو إنهاءُ كلّ هذا العمل. حسنٌ. |
Tek yapmamız gereken şey bir açığını yakalayıp oradan saldırmak. | Open Subtitles | كل ما علينا فعله هو أن نحدث شرخا في حائطها. |
Öncelikle yapmamız gereken şey kıyafetleri geri dönüşebilir olarak tasarlamak. | TED | وفي رأيي، كل ما علينا فعله هو تصميم ملابس قابلة لإعادة التدوير عندما ينتهي عمرها الافتراضي. |
Bu yüzden yapmamız gereken şey etkili olmaktır. | TED | لذا، فإن ما علينا فعله هو أن نؤثر فيها. |
Belki de yapmamız gereken şey, bu odadaki herkesin ifşa olduğunu bildiği bir şeyi kabul edip söylemesidir. | Open Subtitles | ربما ما يجب أن نفعله هو أن نسمح لكل شخص بهذه الغرفه بالإعتراف بشيء واحد تم فضحه و محاولة تبريره |
İşte ben bunu yapardım. Bizim yapmamız gereken şey bu. | Open Subtitles | هذا ما سأفعله هذا ما يجب أن نفعله |
yapmamız gereken şey gerçekten bu mu? | Open Subtitles | أهذا ما يجب علينا أن نفعله حقا؟ |
Pekâlâ, ilk yapmamız gereken şey veriyi yeniden analiz etmek. | Open Subtitles | حسنًا، أول ما يجب علينا فعله هو إعادة تحليل البيانات.. |
yapmamız gereken şey... onu istediğimiz yere çekmek. | Open Subtitles | ما علينا أن نفعله هو أن نجعله يأتى إلى حيث نريده أن يأتى |
Aslında tek yapmamız gereken şey amaca yönelik işlevleri ve de beyin davranışlarını açıklamak ve böylece izah edilmesi gereken her şeyi aydınlatmış olacağız. | TED | في الواقع، كل ما علينا القيام به هو شرح الوظائف الموضوعية، وسلوكيات المخ، ثم نكون قد شرحنا كل شيء يحتاج الى شرح. |
Şimdi, ilk yapmamız gereken şey tüm bu işleri bitirmek. | Open Subtitles | حسنٌ , أولَ شيءٍ نحتاجُ فعله هو إنهاءُ كلّ هذا العمل. |
Bazen sadece, yapmamız gereken şeyi yaparız ve bu, bu durum yapmamız gereken şey. | Open Subtitles | أحياناً, علينا فقط.. فعل ما علينا فعله وهذا ما سنقوم بفعله |
Gerçekten yapmamız gereken şey, hepimizin oturup her şeyi masaya yatırmamız. | Open Subtitles | ما نحتاجه هو ان نجلس معه جميعنا، ونضه كل شيئ على الطاولة. |
Pekala. Şimdi, sanırım burada yapmamız gereken şey... | Open Subtitles | حسنا الآن، أعتقد أن هذا الشيء أننا ما ينبغي أن نفعله هنا هو |
Pekâla, yapmamız gereken şey cam kabın içine girip elmasları sahteleri ile değiştirmek. | Open Subtitles | حسنا كل المطلوب منا ان ندخل القفص ونضع الماس المزيف مكانه |
Şimdi yapmamız gereken şey, Dünya'ya yakın uzay boşluğunun haritasını çıkartmak | TED | ما نحتاج إلى القيام به الآن هو خريطة للفضاء القريب من الأرض. |
Bunlar iklim krizimizi çözecek kadar büyük değil ve yapmamız gereken şey aslında ne yapabileceğini düşünmemiz gerektiği. | TED | فهذه ليست كبيرة بما فيه الكفاية لحل أزمة المناخ، ولذا فإن ما يتوجب علينا فعله هو أننا بحاجة للتفكير في الواقع بما يمكن أن يستلزم ذلك؟ |
yapmamız gereken şey, daha azla daha fazla şey yapmayı öğrenmek. | TED | ما يجب ان نفعله هو ان نتعلم ان نفعل الكثير بالقليل |