"yapmam için" - Translation from Turkish to Arabic

    • للقيام
        
    • لأفعل
        
    • لأجري
        
    • لأقوم
        
    • على فعل
        
    • لأعمل
        
    • لكي أفعل
        
    • لأصنع
        
    • لي أن أفعل
        
    • لكى افعل
        
    Ama hipnotize edebiliyorum, çünkü Tanrı bunu yapmam için beni seçti. Open Subtitles لكن يمكنني أن انوم مغناطيسيا لأن الله اختارني للقيام بعمله
    Kendini küçük düşürdü ya da bunu yapmam için beni tahrik etti. Open Subtitles لقد جلبت ذلك على نفسها ودفعتنى للقيام بذلك.
    Bunu söylediğim için üzgünüm, ama benim birşey yapmam için çok geç. Open Subtitles آسف لقولي هذا, لكن الوقت تأخر بالنسبه لي لأفعل أي شيء لأبنك
    Seni kontrolümden kurtaracak bir büyü yapmam için beni yanlış yönlendirmeyeceğini bilemem. Open Subtitles ما لمْ تغرر بي لأجري تعويذة تحررك من سيطرتي.
    Tercüme yapmam için beni yanına alırdı. TED فقامت بأخذي معها لأقوم بالترجمة بينها وبين النساء،
    FBI gerekli olan bir çok şeyi yapmam için bana asla izin vermeyecekti. Open Subtitles المكتب الفيدرالي ما كان ليوافقني على فعل الشيء الضروري للغاية لإنجاح تلك العملية
    Beni, iş arkadaşının çocuğu Violet'e bakıcılık yapmam için tuttu. Open Subtitles لقد وظفنى لأعمل مربية لفيوليت أبنة شريكه ..
    Ama bunu yapmam için önce bu hayatı terk etmeliyim. Open Subtitles لكن لكي أفعل ذلك، يجب أن أرحل عن هذه أوّلاً
    Şöyle diyelim. Bla bla için çalışıyorum. Ve bana bla yapmam için izin verdiler. Open Subtitles لنقل فحسب أني أعمل لحساب عُصبة ما و هؤلاء العُصبه منحوني ترخيصًا للقيام بعمل ما
    Diyelim ki bilmem kim için çalışıyorum ve bana bilmem ne yapmam için yetki verdiler. Open Subtitles لنقل فحسب أني أعمل لحساب عُصبة ما و هؤلاء العُصبه منحوني ترخيصًا للقيام بعمل ما
    Sanki Tanrı bana bu sefer doğru şeyleri yapmam için ikinci bir şans vermişti. Open Subtitles وكأن الله منحني فرصة ثانية للقيام بالأمور بشكل صحيح هذه المرة
    Kendi müziğimi tek başıma yapmam için beni zorlamana memnunum. Open Subtitles انا مسرور انك دفعتيني للقيام بموسيقى خاصة بي
    Kendine sor bunu yapmam için neler yapmak gerekecek ve bu olduktan sonra dünya nasıl olacak? Open Subtitles سِل نفسك، ما الذي سيلزمه الأمر للقيام بهذا؟ أو: ماذا سيكون شكل العالم بعد الإنتهاء منه؟
    Deli gibi iş yaptığım işyerimden şehrin diğer ucuna her gün her an yapabileceğim bir şey yapmam için gitmemi mi istiyorsun? Open Subtitles إذاً انت تريدنى أن أترك العمل فى ساعاته المزدحمة للذهاب لمنتصف المدينة لأفعل شئ يمكننى أن افعله فى أى وقت وأى مكان؟
    500 adam, yapmamam gereken bir şeyi yapmam için bekliyor. Open Subtitles 500شاب ينتظروني لأفعل شيئاً لا يتوجب عليّ فعله
    Bana yapacaklarımı yapmam için belirli bir süre vermeli, ve biraz daha zaman tanımalısın. Open Subtitles يجب ان تعطيني مساحه لأفعل ما أجيد فعله وزيادة قليل من الوقت
    ShaSha, arama yapmam için yardım et bana. Open Subtitles شاشا، ساعدني لأجري إتصالاً مماثلاً
    Başkan Richmond, beni değişiklikler yapmam için atamıştı. Open Subtitles الرئيس "ريشموند" عيّنني لأجري تغيير مؤثرًا
    Bayan. Video gözetlemesi yapmam için beni işe aldı. Open Subtitles أنثى، استأجرتني لأقوم ببعض التصوير بالفيديو
    Bayan. Video gözetlemesi yapmam için beni işe aldı. Open Subtitles أنثى، استأجرتني لأقوم ببعض التصوير بالفيديو
    Wing Chun öğrenmek yada okulda yardımcı olmak konusunda bir şeyler yapmam için asla beni zorlamadı. Open Subtitles انا لم اجبره على فعل اي شيء? اي شيء ولكنني ايضا لم اتعلم من وينج تشون
    Annem modellik yapmam için beni japonya'ya göndermişti. Open Subtitles أمى أرسلتنى الى اليابان بمفردى لأعمل عارضه
    Ama bunu yapmam için önce bu hayatı terk etmeliyim. Open Subtitles لكن لكي أفعل ذلك، يجب أن أرحل عن هذه أولاً ترحل'' ؟
    Şirketin sahibi, daha atletik robotlar yapmam için baskı yapıyordu. Open Subtitles صاحبة الشركة كانت تضغط عليّ لأصنع آلي أنيق
    Doğru olanı yapmam için beni ikna etmeye geldiğini sanıyorum. Open Subtitles أفترض جئت هنا لمحاولة اقناع لي أن أفعل ما هو صواب.
    Ama bunu yapmam için kayda değer bir savunmaya ihtiyacım var. Open Subtitles و لكن لكى افعل ذلك , انا فى حاجه لدفاع مقنع.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more