Teknik olarak da yapmasını istedikleri şeyi yaptı. | TED | ومن الناحية التقنية فقد قام بفعل ما طلبوا منه |
Kahretsin! O bir köpek, pisliklerin etrafta dururken ne yapmasını bekliyordun? | Open Subtitles | إنه كلب، ماذا يفترض أن يفعل بوجود كل أغراضك العديدة هذه؟ |
Rae, benim bozukluğum ve ben Archie'nin yapmasını istiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | على آيه حال راي, انها نقودي وأريد ارتشي ان يفعلها, حسنًا؟ |
Yani genelde veri aracılığıyla yapay zekâya kazara yanlış şeyi yapmasını söylüyoruz. | TED | ذلك عن طريق البيانات التي غالباً نعطيها للذكاء الاصطناعي عن طريق الخطأ ليفعل الشيء الخطأ. |
Böylece medya şirketleri yalvarıp yakararak Meclisten birşeyler yapmasını istedi. | TED | وبالتالي فإن صناعة الإعلام أصرت وتوسلت وطالبت من الكونغرس أن يقوم بشيء. |
Ona söylemek ister misin yoksa bunu senin için Dr. Disiplin'in yapmasını mı istersin? | Open Subtitles | هل تريدي إخباره أم تريدين من الطبيب التأديبي ليقوم بذلك؟ |
Beni eve götüren polisten test yapmasını istedim. | Open Subtitles | انا طلبت من الشرطى الذى وصلنى الى البيت بالقيام بذلك |
Onun sayesinde o sokakta alışkın olunan durumun geçirdiği ufak bir değişim annemin ve ailesinin o dönemde sıra dışı olan bir şeyi yapmasını sağladı. | TED | لأنه بسببه، تغيير بسيط لما كان تقليديًا في ذلك الشارع سمح لها ولعائلتها بفعل أشياء ليست تقليدية بالكلية. |
Kasabadakiler, onun, bunu yapmasını söyleyen sesler duyduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | يقول الناس انه قد سمع أصوات تأمره بفعل ذلك انه مجنون. |
Sapıkça bir şey yapmasını mı istiyordun? | Open Subtitles | هل كنت تحاول جعلها تقوم بفعل غريب لأجلك؟ |
Aralarında topladıkları parayla şoförden akla hayale gelmeyecek bir şey yapmasını istemişler. | Open Subtitles | صه وبالمال الذي جمعوه معاً طلبوا منه أن يفعل شي لا يُتصور |
Hiçbirimiz kendimizi güvende hissetmiyoruz. Birinin bu konuda bir şeyler yapmasını istiyoruz sadece. | Open Subtitles | جميعنا نشعر بعدم الآمان، فقط نود أن يفعل شخص ما شيء حيال هذا |
Şimdi gelip birisinin size 9 Eylülümsü bir şeyler yapmasını ister misiniz? | Open Subtitles | هل تريدوا أن يفعل بكم أي شخص شيء مثل أحداث 11 سبتمبر؟ |
Bunu yapacaksa evde yapmasını ona ben söyledim. | Open Subtitles | أنا من أخبره إذا كان سيحشش، من الأفضل أن يفعلها بالمنزل |
Onun, önünde bir şey olmadan, tek bir kez yapmasını istiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط أريده أن يفعلها مرة بدون أى شئ امامه |
Sanki küçükken oturup babamın doğru olanı yapmasını beklerken ki gibi. | Open Subtitles | كما عندما كنت صغيرة انتظر والدي ليفعل الشيء الصحيح |
10 yıldır birisinin bunu yapmasını bekliyordum. | Open Subtitles | إنتظرت حوالي 10 سنوات لشخص ما ليفعل ذلك. |
Tıpta yelken yapmasını mı öğretiyorlar doktor? | Open Subtitles | هل كنت سأتعلم صناعة الأشرعة إذا أنا درست الطب، دكتور؟ |
Ondan bunu yapmasını istememiştim yapmak için para da almıyordu. | Open Subtitles | لم أطلب إليه أن يفعل ذلك ولم يتقاضَ مالاً ليقوم بذلك |
Babama gelmişler ve hesaplarda oynama yapmasını istemişler. | Open Subtitles | جاءوا لأبي و أمروه بالقيام بحسابات بارعه |
- Adam, arkadaşından bir şeyler yapmasını istedi. Ne olduğunu bilmiyorum. | Open Subtitles | هذا الرجل يريد صديقه ان يقوم بشئ لا اعلم ما هو |
Ama büyü yapmasını biliyor. | Open Subtitles | نعم ، لكن سحر الهودو يحتاج إلى حركة عليك مزج أهشاب و حبوب ، و أن تبني مذبحاً |
Ben de onun kahrolası konuşmayı yapmasını isterim, ve belki yapar. | Open Subtitles | اتمنى لو يدلي بالتصريح كذلك وربما يفعل، لكن إذا لم يفعل |
Sabırla insanların meşhur şeyler yapmasını bekliyor. | Open Subtitles | لكن تجلس، تنتظر بفارغ الصبر للناس ليفعلوا أمور مشهورة |
Nasıl olur da bir insan başka birinden böyle bir şey yapmasını isteyebilir? | Open Subtitles | لماذا قد يطلب شخص من شخص اخر ان يفعل شيىء مثل هذا ؟ |
Problem, Batı'ya doğru baktığınızda. Batı'nın yapmasını istediği şeyi yapmıyor. | TED | والمشكلة هي أنه عندما ننظر للغرب، فإنه لا يفعل ما يريد الغرب أن يفعله. |
Döndüğünde Marshall'dan DNA testi yapmasını iste. | Open Subtitles | ( عندما تعودي ، أُطلبي من ( مارشال أن يُجري تحليل للحمض النووي |
Bak anlıyorum. Onun yeniden işkence yapmasını istemiyorsun. | Open Subtitles | اسمع , أفهم ذلك فأنتَ لا تريده أن يخوض أساليب التعذيب مجدداً |