Ahlaksızlık yapmasına izin vermesi, onun da istediğini yapmasını sağlıyor. | Open Subtitles | يدعِها تفعل ما تشاء كذلك هي تدعه يفعل ما يشاء |
Hadi ama, biliyorum çizgiyi aştım ama bir polise bunu yapmasına izin veremezsin. | Open Subtitles | بحقك، أعلم بأني تخطيت الحدود وقمتبأمورسيئة،لكن .. لا يمكنك أن تدعها تفعل هذا بشرطي آخر |
Yardım et! Bunu yapmasına izin veremezsin! | Open Subtitles | أمي، ساعديني لايمكنكِ أن تدعيه يفعل هذا |
Bunu yapmasına izin vermeyeceğim. Kağıt ve kalem getir, itirafımı imzalayayım. | Open Subtitles | لن أدعه يفعل ذلك، أعطني قلمًا وورقة وسأوقّع اعترافًا كاملًا. |
Bunu tek başına yapmasına izin vermemeliyiz bence. | Open Subtitles | لا أظن أنه يجدر بنا تركه يفعل ذلك لوحده. |
Bunu yapmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لن أدعها تفعل ذلك |
Sana bunu yapmasına izin vermemelisin. | Open Subtitles | لا ينبغى أن تتركيه يفعل بكى هذا |
Kudurduklarında, erkeğin her şeyi yapmasına izin verir. | Open Subtitles | عندما تأتيهما الشهوة فإنها تدعه يفعل كلّ شيئ من الأمام.. |
Ne söylerse söylesin, kendisinin yapmasına izin verme. | Open Subtitles | لا تدعه يفعل ذلك بنفسه، مهما يقل لك. |
Sana bunu yapmasına izin verme Willie, patlat suratına. | Open Subtitles | (لا تدعه يفعل هذا بك , يا (ويلى " " ألكمه على فكه |
Bunu sana yapmasına izin veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنك أن تدعها تفعل ذلك معك |
Bunu yapmasına izin vermeyin. Beni çıkartacağınızı söylediniz. | Open Subtitles | لا تدعها تفعل ذلك - لقد قلت انك سوف تخرجني - |
Sen böyle bir şey yapmasına izin vermezsin ki zaten. | Open Subtitles | لن تدعيه يفعل شئ كهذا ؟ |
Bunu yapmasına izin veremezsin. | Open Subtitles | لا يمكنكِ أن تدعيه يفعل ذلك |
Dwight'a ne yaptığını gördüm, ve Jesseye de bunu yapmasına izin vermicem. | Open Subtitles | لقد رأيت ما فعله بـ " دوايت " ولن أدعه " يفعل ذلك مع " جيسي |
Bunu merhametten yapmasına izin veremem. Merhamet değil Jonathan. | Open Subtitles | لن أدعه يفعل هذا بدافع الشفقه |
Aman Tanrım, bunu yapmasına izin veremem. | Open Subtitles | يا إلهي، لا يمكنني تركه يفعل هذا |
Bunu yapmasına izin veremem. Clark. Bekle bir dakika. | Open Subtitles | لا يمكنني أدعها تفعل هذا - مهلاً يا (كلارك)، انتظر لحظة - |
Hayır, Alice, yapmasına izin verme! | Open Subtitles | لا، أليس، لا تتركيه يفعل هذا |
Bunu sana yapmasına izin verme, ona bu zaferi verme. | Open Subtitles | لا تتركه يفعل ذلك فيك لا تعطيه ذلك النصر |
Güçlerim olsun ya da olmasın, bana bunu yapmasına izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | قوى أو بدون قوى، لن أتركه يفعل هذا بي. |
Kendini kaybedebiliyor. İstediğini yapmasına izin vermeliyiz. | Open Subtitles | أنه مثير للأهتمام حقاً فأننا ندعه يفعل ما يشاء |
Boland bu şerefsizin peşindeyse bence yolundan çekilelim ve işini yapmasına izin verelim. | Open Subtitles | إلى المخدرات الأفتك بشكل أسرع، طالما (بولاند) تطارد ذلك النذل فأصوت لابتعادنا عن طريقها وتركها تقتله. |
Yerlerini söyle yoksa Kızılderili'nin istediğini yapmasına izin veririm. | Open Subtitles | أخبرني بمكانهم وإلا سأدع الهندي يفعل بك ما يشاء. |
Olay yerini kapatıp itfaiyenin işini yapmasına izin verelim. | Open Subtitles | حسناً , نطوقه بحاجز ونترك فريق الأطفاء ينهي عمله |
Dediğim, bu şeyi yapmasına izin verelim. | Open Subtitles | أقترح بأنّ نتركه يفعل ما يريد. |
Olağan güvenlik riskini göz önünde buldurursak sahada görev yapmasına izin veremeyiz. | Open Subtitles | ، ونظراً للمخاطر الأمنية الكامنة لا يُمكن السماح له بالإستمرار في الميدان |