| Ve kelimenin tam anlamıyla her konuşmayı kaydediyoruz. Böylece herkes her şeyi görebiliyor. Bu şekilde yapmasaydık, bir fikir meritokrasisi oluşturamazdık. | TED | ونقوم بتسجيل جميع المحادثات حرفياً والسماح للجميع برؤية كل شيء. لأننا إن لم نفعل ذلك، لن نتمكن من نشر ثقافة الجدارة. |
| Yapmamamız gereken hiçbir şeyi yapmasaydık, yapmamız gerekenleri yaparken iyi hissedemezdik. | Open Subtitles | إذا لم نفعل أي شيء لا يتوجب علينا فعله لن نشعر بإرتياح عندما نفعل الأشياء التي يجب أن نفعلها |
| Düşünürsek, eğer biz tarama yapmasaydık... | Open Subtitles | للإعتقاد , كان هذا سيبقى ...غير مكتشف لو لم نفعل |
| Eğer bir şeyler yapmasaydık, giderek aptallaşırdık. | Open Subtitles | إن لم نفعل شيئآ فسنصبح أغبياءا |
| Biz yapmasaydık, bir başkası yapardı. | Open Subtitles | إذا لم نفعل ذلك، سوف شخص آخر قد. |
| Peki yapmasaydık kaç kişi ölecekti? | Open Subtitles | كم شخصاً كان قد مات لو لم نفعل ذلك ؟ |
| Eğer bunu yapmasaydık, öğrenciler asla başka bir kuruma... | Open Subtitles | إذا لم نفعل ذلك، فلن يذهب هؤلاء الطلاب |
| Peki ya bunu yapmasaydık? | TED | ماذا لو لم نفعل ذلك؟ |
| o şekilde yapmasaydık sen ölmüştün. | Open Subtitles | إذا لم نفعل ذلك لقتلت هناك |
| Çünkü biz yapmasaydık insanlar ölürdü. | Open Subtitles | لأنه اذا لم نفعل ، الناس . سوف تموت . |
| - Ya yapmasaydık? | Open Subtitles | ماذا لو لم نفعل ذلك؟ |
| Eğer bunu yapmasaydık. | Open Subtitles | إذا لم نفعل ذلك. |
| Mitchersonlar'ın evinin dışında, park ettiğim kamyonda işi pişirerek bitti. Anladım. - Doğrusu, keşke bunu yapmasaydık. | Open Subtitles | وانتهى الأمر بنا بالوقوف أمام منزل (ميتشرسنس) وتبادل القبل بالشاحنة بالحقيقة أتمنى بأننا لم نفعل ذلك. |
| Ya bunu yapmasaydık? | Open Subtitles | ماذا لو لم نفعل هذا؟ |
| yapmasaydık, Emerson seni öldürecekti. | Open Subtitles | إن لم نفعل ذلك، لكان (إيمرسن) قتلك |
| * Keşke bunu yapmasaydık. | Open Subtitles | -ليتنا لم نفعل ذلك . |