Çünkü yapmaya çalıştığın şey, mevcut durumu çekici hale getirmek ve onları gelecekte ne olacağı düşüncesinin içine çekmek olmalı. | TED | لأن ما تحاول فعله الحالي وحالته السيئة، وأنت تود أخذهم للمستقبل عندما يتبنون فكرتك. |
yapmaya çalıştığın şey için memnunum, gerçekten. | Open Subtitles | أنا أقدر ما تحاول فعله يا جاك ، حقا |
yapmaya çalıştığın şey bu mu ahbap? | Open Subtitles | هذا ما تحاول فعله أنت، يا صاح؟ |
yapmaya çalıştığın şey için teşekkürler, ama gitmeyeceğim. | Open Subtitles | أقدّر ما تحاولين فعله ولكنني لن أغادر |
yapmaya çalıştığın şey çok riskli. | Open Subtitles | ماتحاولين فعله هو فتح ملف كبير |
Hayır, yapmaya çalıştığın şey, değişmezi değiştirmek. | Open Subtitles | لا ، إن ما تحاولين القيام به هو تغيير ما هو واقع |
İyi, yapmaya çalıştığın şey sabahın 5'inde Hindistan'dan birini aramaya çalışmak mı? | Open Subtitles | ما هي بالضبط ما كنت تحاول أن تفعل ... ر يدعو البعض ... |
yapmaya çalıştığın şey için teşekkür ederim. | Open Subtitles | أقدر ما تحاول فعله |
Hayır, yapmaya çalıştığın şey: | Open Subtitles | لا. ما تحاول فعله |
Asıl yapmaya çalıştığın şey bu. | Open Subtitles | هذا هو ما تحاول فعله |
Warren, yapmaya çalıştığın şey çok bariz. | Open Subtitles | انه من الواضح ما تحاول فعله يا (وارين) |
Bak Peter, şu an yapmaya çalıştığın şey... işe yaramayacak. | Open Subtitles | (بيتر) ، أعرف ما تحاول فعله |
Jeff, yapmaya çalıştığın şey için seninle gurur duyuyorum. | Open Subtitles | (جيف)، أقدّرُ ما تحاول فعله. |
Danny, yapmaya çalıştığın şey için sana minnettarım. | Open Subtitles | داني) اقدر ما تحاول فعله هنا) |
yapmaya çalıştığın şey bu mu? | Open Subtitles | أهذا ماتحاولين فعله ؟ |
yapmaya çalıştığın şey için teşekkürler ama bitti artık. | Open Subtitles | شكرا على ما تحاولين القيام به لكن إنتهى الأمر |