"yapmaya çalıştım" - Translation from Turkish to Arabic

• حاولت فعل
• حاولت القيام
• كنت أحاول أن
• حاولت جعله
• حاولت عمل
• حاولت فعلها
• أحاول فعل
• وحاولت فعل
• حاولت أن أصنع
• حاولت ان اقوم
• حاولتُ أن أكون

Evet, doğru şeyi yapmaya çalıştım ama sonunda onun yerine kız kardeşinle yattım.
نعم , لقد حاولت فعل الامر الصحيح , لكن في النهاية لقد عاشرت اختك

"Biliyorum bu beni iyi birisi yapmaz." "Ama doğru olanı yapmaya çalıştım."
"أعلم أنّ ذلك لا يجعل منّي رجلًا صالحًا، لكنّي حاولت فعل الصواب"

Biliyorsun, bunu önce doğru yoldan yapmaya çalıştım.
تعلم , حاولت فعل هذا بالشكل الصحيح أولاً

Bak, ben güzel bir şey yapmaya çalıştım. Ama bir aile olacaksak eğer, senin de bazı konularda uzlaşman gerek.
اسمعيني، لقد حاولت القيام بشيء لطيف ولكن إن كنا سنكون عائلة..

Kodese ilk girdiğimde kendime oral yapmaya çalıştım.
كنت الأول بالسجن، كنت أحاول أن أثوي من نقسي، صحيح؟

Elimden geldiğince rahat yapmaya çalıştım.
حاولت جعله مريحاً بقدر الإمكان

Doğru olanı yapmaya çalıştım ama polisler onu bıraktı.
حاولت عمل الصواب. وأطلقت الشرطة سراحه.

Kolay yoldan yapmaya çalıştım.
ترين، حاولت فعلها بالطريقة السهلة

Senin istediğin herşeyi yapmaya çalıştım ama asla yeteri kadar iyi değildi.
أحاول فعل كل ما تريده، لكن يبدو أن ذلك ليس جيداً بما يكفى

Yapabileceğim herşeyi yapmaya çalıştım.
حاولت فعل كل ما كان يمكنني فعله

Senin için güzel bir şey yapmaya çalıştım.
لقد حاولت فعل شيئاً لطيفاً لأجلك.

Ben gidiyorum. Güzel bir şey yapmaya çalıştım.
انا خارج من هنا لقد حاولت فعل شئ جيد

Doğru olanı yapmaya çalıştım.
أنني حاولت فعل الصواب

En iyisini yapmaya çalıştım.
أعني، حاولت فعل ما بمقدوري.

Dediğin olayı yapmaya çalıştım.
تعرف . حاولت فعل مانصحتني به

Benim suçum değil. İyi bir şey yapmaya çalıştım.
ليست غلطتي حاولت القيام بشيء لطيف

Doğru şeyi yapmaya çalıştım ama çok aptallık ettim.
لقد حاولت القيام بالأمر الصائب لكن... يا لي من أحمق

Senin için güzel bir şey yapmaya çalıştım ve ben...
حاولت القيام بشيء لطيف منأجلك...

Kodese ilk girdiğimde kendime oral yapmaya çalıştım.
كنت الأوّل بالسجن، كنت أحاول أن أقوّي من نفسي، صحيح؟

Bu evi Jerry için mutlu bir yuva yapmaya çalıştım.
حاولت جعله منزل سعيد له من أجل "جيري"

Doğrusunu yapmaya çalıştım.
حاولت فعلها جيداَ

ancak ben bu insanlarla kaldım ve bir şeyler yapmaya çalıştım. yapabileceğim en küçük şeyleri bile.
لكني بقيت مع أؤلئك الناس، وكنت أحاول فعل شئ -- أقل شئ أستطيع فعله.

Doğru olanı yapmaya çalıştım ama şu an, yaptığımdan emin değilim.
وحاولت فعل الصواب ولست متأكدة من فعلي إياه

Size herhangi bir şekilde bunu yapabileceğimizi göstermek istedik, bu nedenle bu şekli yapmaya çalıştım.
الآن لكي أثبت انه يمكن القيام بأي شكل او مجسم حاولت أن أصنع هذا الشكل

Doğru olan şeyi yapmaya çalıştım.
حاولت ان اقوم بالأشياء بشكل صحيح

Bir kadının yapması gereken her şeyi yapmaya çalıştım.
لقد حاولتُ أن أكون كلّ ما يجب على الزوجة أن تكونه