"yapmazdı" - Translation from Turkish to Arabic

    • يكن ليفعل
        
    • لن يفعل
        
    • أن يفعل
        
    • تكن لتفعل
        
    • لن يقوم
        
    • كانت لتفعل
        
    • ما كان ليفعل
        
    • ما كانت ستفعل
        
    • ماكانت لتفعل
        
    • لا يمكنه فعل
        
    • لم يكن ليفعلها
        
    • لن تفعل
        
    Bunu bize yapmazdı. Bunu ailesine yapmazdı. Open Subtitles لم يكن ليفعل هذا بنا لم يكن ليفعل هذا بعائلته
    Hayır tatlım. O asla... Bunu asla yapmazdı. Open Subtitles اوه يا إلهي لا ، لا حبيبي هو لم يكن ليفعل ابدا ذلك
    Tom kayıtlı demokrattır ve bunu yapmazdı. Open Subtitles حسنا، توم ديمقراطي أيضاً، و هو لن يفعل ذلك.
    Gerçek arkadaş bunu yapmazdı. Çok kötüsün ve istifa ediyorum. Open Subtitles الصديق الحقيقي لن يفعل ذلك، انت احمق، وانا استقيل
    Bu tür şeyleri hiç yapmazdı. Open Subtitles لا يمكنه أن يفعل تلك الأمور أبداً. يتمنى لو أنه يستطيع أن يسحب كلامه.
    Kendini bir şey sanıp küstahça davranıyorsun ama sen de onu mutlu edemedin yoksa kendisine bunu yapmazdı. Open Subtitles اما انك لم تجعلها سعيدة أو انها لم تكن لتفعل ذلك بنفسها
    İşin gerçeği Edward Darby senin elinde bir koz olmasaydı bu anlaşmayı yapmazdı. Open Subtitles الحقيقة هي ان ادووارد داربي لن يقوم بعمل هذه الصفقة الا اذا كان لديك نفوذ و تعلم ان داربي لا يمكن ان يخسر
    Asla böyle bir şey yapmazdı. Birbirimize aşıktık. Open Subtitles ما كانت لتفعل ذلك بي أبداً كل منا كان مغرماً بالآخر
    Beni gerçekten sevmeseydi bunu yapmazdı. Open Subtitles هو لم يكن ليفعل ذلك لو لم يكن يحبني حقاً
    Sen olmasaydın bir bok yapmazdı, aptal sürtük. Open Subtitles هو لم يكن ليفعل اي شيئ لو لم تكوني انت ايتها العاهرة السخيفة
    Ve biliyorum ki eğer buraya sizi görmeye gelmeseydi bunu asla yapmazdı. Open Subtitles وأنا أعلم انه لم يكن ليفعل ذلك لو لم يأتي ليراك
    Evlenmek istediğim Morgan bunu asla yapmazdı. Open Subtitles مورغان الذي وددت الزواج به لن يفعل هذا ابدا
    Sanki Elaine dekolteli kıyafet giyse aynı şeyi o yapmazdı. Open Subtitles وكأنه لن يفعل المثل إن مرّت (إلين) في رداء مكشوف
    Veya anlaşması bizim inmemiz demek olsaydı, yapmazdı. Open Subtitles أو لن يفعل إن كانت صفقته تعني سقوطنا
    Bunu abisine asla yapmazdı. Sen ne yaptın peki? Open Subtitles ويستحيل أن يفعل ذلك بأخيه فماذا فعلتِ؟
    O bana bunu asla yapmazdı. Open Subtitles لأنه كان من المستحيل أن يفعل هذا بي
    Bir subay bunu yapmazdı. Open Subtitles الضابط لا يمكنه أن يفعل ذلك
    Karılarımdan hiç birisi yapmazdı. Open Subtitles لم تكن لتفعل ذلك أيٍ من زوجاتي
    Tanıdığım Kardinal asla böyle bir şey yapmazdı. Open Subtitles الكاردينال الذي أعرفه لن يقوم بفعل هذا أبداً
    Şey, haklısın. Bunu yapmazdı. Ama biz onun gibi değiliz. Open Subtitles أنتِ محقّة، ما كانت لتفعل لكنّنا لسنا مثلها
    Onu bunu yapmaya zorladın. O asla böyle bir şey yapmazdı. Open Subtitles لقد أمرتَه بفعل ذلك بها، ما كان ليفعل بها شيئاً كهذا.
    Annem karmaşık bir insandı ama bunu asla yapmazdı. Open Subtitles أمّي كانت معقّدة الطباع، لكنّها ما كانت ستفعل هذا أبدًا.
    - Janet bunu yapmazdı. Open Subtitles -جانيت ماكانت لتفعل ذلك -إنها ليست ابنتك
    Zavallı Luigi. Böyle bir şey yapmazdı. Open Subtitles (لويجي) المسكين، لا يمكنه فعل ذلك على الإطلاق
    Yoksa böyle bir şeyi senin önünde yapmazdı. Open Subtitles لم يكن ليفعلها أمامك
    Hayır gömmezdin çünkü bu seni, ondan daha üstün biri yapmazdı. Open Subtitles كلاّ، لن تفعل ذلك، لأنّ ذلك لن يجعلك أفضل منه.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more