Doktor Gould, her gece yaptığı gibi sayım çizelgesini alıyormuş. | Open Subtitles | حسنا، الدكتور جولد كان يجرد المخزون كما يفعل كل ليلة |
Bir kanka diğerinin evini kankaların hep yaptığı gibi temizleyemez mi? | Open Subtitles | ألا يستطيع اخ ان ينضف شقة أخ آخر؟ كما يفعل الأخوه |
Her 10 yılda bir yaptığı gibi oğullarını ziyarete gelmişti. | Open Subtitles | لمقابلة أبنائها الإثنان كما تفعل مرة واحدة كل عشر سنوات |
Babamın, onun babasının ve bugüne kadarki tüm şeflerin yaptığı gibi. | Open Subtitles | مثلما فعلت أنا ومثلما فعل والدي ووالد والدي وكل زعيم سبقهم |
İnsanlar tarafından kullanılan bu tür yalanlarsa siz ve diğerleri arasında tampon görevi görüyor, kâhyaların bir dönemler yaptığı gibi. | TED | إذاً هذه الأكاذيب تستخدم من قبل الناس لإنشاء منطقة عازلة, كما يفعل كبير الخدم. بيننا وبين الاتصالات إلى أي شخص آخر. |
sonra diğeri silahı burnuna sokup beynine ufak bir kapsul enjekte eder ki daha sonra onu öldürmek için kullanacak, kötü adamların yaptığı gibi. | TED | و يدس مسدسه فى أنفه و يطلق تلك الكبسولة الصغيرة داخل مخه الكبسولة التى سيستخدمها لاحقا لقتله ، كما يفعل الأشرار. |
Dışarıda değildir; bazı insaların gecenin bu köründe yaptığı gibi kapıya cevap vermiştir. | Open Subtitles | ربما لم يكن بالخارج ربما لم يكن يريد ان يفتح الباب في هذا الوقت المتأخر كما يفعل بعض الناس |
Birazdan zilimizi çalacaktır, yıllardır her gün yaptığı gibi. | Open Subtitles | سيقرع الجرس قريبا كما يفعل دوما طوال السنين الماضية |
Efendinin demek istediği, burada çalışmak için kimsenin kalmadığıdır, ve o da yeni makinalar kiralamak zorunda kaldı, tahıl için para ödedi, hepinizin yaptığı gibi. | Open Subtitles | ما يعنيه السيد أنه لم يكن هناك أحد ليعمل هنا لذا,أضطر ليؤجر ماكينات جديدة والتى دفع ثمنها بالحبوب كما يفعل معكم جميعاً |
Sonuçta sedece onlar, tıpkı dünyanın geri kalanındaki insanların yaptığı gibi... sadece ülkeleri için savaşmışlardı. | Open Subtitles | بعد كل شيء هم كانوا يقاتلون لموطنهم كما يفعل بقية العالم أجمع |
Benim fotoğraflarımı biriktirirdi, annelerin yaptığı gibi. | TED | كانت قد جمعت صوراً لي، كما تفعل جميع الأمهات. |
Ulusal televizyonda sıradan ailelerin yaptığı gibi bütün sırlarımızı dökelim. | Open Subtitles | نفصح عن إختلالنا الوظيفي الشجاع على التلفزيون الوطني كما تفعل العوائل العادية |
İsteyerek yapmadım, televizyon izliyorduk ve sonra uyuya kalmışız, her film izleyişimizde annemin yaptığı gibi. | Open Subtitles | كما أنه كان حادث وليس عن قصد كنا نشاهد التلفاز فغفونا كما تفعل أمي كلما شاهدنا فيلماً |
Aggie, her zaman yaptığı gibi onu kendine getirir. | Open Subtitles | اجى سوف تعود اليه ثانيه بالضبط مثلما فعلت دائما |
Senin zayıf yanına yükleniyor, tıpkı ,VR da yaptığı gibi, | Open Subtitles | إتهيهاجمضعفك، تماماً كما فعل في الحقيقة الظاهرية. |
Biz de Moğolların yaptığı gibi onu öldürüp yapılması gerekeni yapmalıyız. | Open Subtitles | ينبغي أن نفعل ما يفعله المغول. قتل هو وينبغي القيام به. |
...fakat daha önce buradaki tayfaların yaptığı gibi bir şey görmedim. | Open Subtitles | لكنى ما رأيت أبداً أى شىء كما فعلوا هذه الفرق هنا |
Atalarının yaptığı gibi kötü olanları avlamalısın. | Open Subtitles | عليكَ ان تصطادَ الأشرارَ السيئين كما فعلَ اسلافكَ |
Kardeşimin yaptığı gibi sana rüşvet veremem ama senin için daha iyi şeyler düşünebilirim. | Open Subtitles | لا استطيع ان ادعك تمر هكذا مثل ما فعل اخى ولكن لدىّ شئ جيد لك |
Polis, yükselen her siyahiye yaptığı gibi, onu yakalamaya ve parmaklıklar arkasına koymak istiyor. | Open Subtitles | الشرطة تحاول أن تسقطهُ وتضعهُ بالحبس، كما يفعلون مع أيّ شخص أسود يشتهر. |
New York Post ve Wall Street Journal'ın yaptığı gibi. | Open Subtitles | تماماً مثلما تفعل جريدة النيويورك بوست وجريدة شارع المال |
Bunu aynen sürdürüyordum, hepimizin yaptığı gibi. | Open Subtitles | وأن أستمر بمجاراتها كما فعلنا جميعا |
Neredeyse Bay Wilson'ın ölmeden önce hep yaptığı gibi depoda uyuduğunu sanacağım. | Open Subtitles | حتى أنني أكاد أتوقع أن يكون السيد ويلسون نائماً في غرفة البضائع كما كان يفعل دائماً قبل موته |
Genelde tüm insanların yaptığı gibi işleri fazla karmaşıklaştırma. | Open Subtitles | لا تعقّد من الأمور كما تفعلون أنتم البشر. |
Hatta diğer insanların yaptığı gibi sosyal medyada kişiliğimi tekrardan inşa etmeyi denedim. | TED | حتى أني حاولت إعادة بناء هويتي على وسائل الاعلام الاجتماعية مثلما يفعل الآخرون. |
İlk ormanların yaptığı gibi, oksijen seviyesinin yükselmesiyle herşey ilginçleşmeye başlıyor. | Open Subtitles | زَاَدت َالأوكسيجين، تماما كما فعلت الغابة الأولى، واصبحت الامور مثيرة للاهتمام. |