Artık ne yaptığımızın pek bir önemi yok. Onları durduramayız. | Open Subtitles | لا يهُمّ ما نفعله على أيّةِ حال، لا يُمكننا إيقافهم. |
Ama eğer asfalta büyümemiz olarak bakarsak, o zaman tüm yaptığımızın gezegenin özündeki temel işletim sistemini tahrip etmek olduğunu fark ederiz. | TED | لكن إذا نظرنا إلى الأسفلت كنمونا ، فإننا ندرك أن كل ما نفعله هو تدمير نظام التشغيل الأساسي لكوكب الأرض. |
Ama bu konuda tüm yaptığımızın bu konuda fikir alışverişi yapıyormuşuz gibi göründüğünden endişeliydi. | TED | ولكنه كان يشعر بالقلق من أن كل ما يبدو أننا نفعله هو تداول الآراء حول هذا الموضوع. |
Hemen onu arayıp, bu yaptığımızın çıIgınlık olduğunu söylemeliyim. | Open Subtitles | يجب أن أتصل بها وأقول لها بأن ما فعلناه هو جنون |
yaptığımızın yanlış olduğunu biliyoruz, fakat seçme şansımız var mı? | Open Subtitles | نعلم بأنّ ما نقوم به خاطئاً, لكن أي خيار لدينا؟ |
H2O artı NO2 geçen gün yaptığımızın aynısı. | Open Subtitles | إتش 2 أو زائد لا 2 بينما نحن عَمِلنا قبل أيام، إذا تَتذكّرُ. |
Halofitlerle yaptığımızın aynısı yaptık ve bu da iklimsel adaptasyon. | TED | نفعل نفس الشيء الذي نفعله مع النباتات الملحية، ألا و هو التكيف المناخي. |
Biliyordu! Her zaman ne yaptığımızın farkında olduğumuzu anlayacaklar. | Open Subtitles | سيرون بأنّنـا كنّـا نعرف بالضبط مـا كنّـا نفعله طوال الوقت |
Sonunda gerçekte yaptığımızın, okyanusla dans etmek... olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | عندها .. أدركت ما الذى كنا نفعله حقاً لقد كنا نرقص مع المحيط .. |
yaptığımızın dalgalanma etkisini düşünüp düşünmediğimi sordu. | Open Subtitles | لقد سأل عن ما إذا كنت فكرت في تأثير ما نفعله على الأخرين |
Ne yaptığımızın önemi olmadığı, o gününün gelmesinden korkuyorum. | Open Subtitles | أخشى أن هذا اليوم سيأتي برغم كل ما نفعله |
Ne çeşit bir medeniyet ve insanlığa sahibiz ki biz? Şimdi tek yaptığımızın yalvarmak olduğunu düşünecekler. | Open Subtitles | ما نوع الانسانية الذي لدينا ؟ سيظنو ان كل ما نفعله هو الصلاة |
Artık ne yaptığımızın bir önemi yok. | Open Subtitles | مليء بالأشخاص الجزيرة و لم يعد يهم ما نفعله الآن |
Görevimiz gereği normalde yaptığımızın tam zıttın yapmamız gerekiyor. | Open Subtitles | الفكرة من المهمّة أن نعمل العكس تماماً مما نفعله عادة |
Bak, yaptığımızın doğru olduğunu düşünmeseydim benim adım da diğerlerinin hemen yanında "Gidenler" listesinde olurdu. | Open Subtitles | إسمعي , إذا لم أدرَ ما الذي نفعله لكان إسمي ضمن قائمة المغادرين مع الاّخرين |
Ne yaptığının, daha doğrusu yaptığımızın farkında mıyız? | Open Subtitles | أنت تعلم مالذي تفعله, مالذي نفعله, أليس كذالك؟ |
Arada bir, yaptığımızın oldukça büyülü olduğu hatırlatıIır. | Open Subtitles | كل مرة لفترة، نذكر ما نفعله هو سحري حقاً |
Eğer mahkeme yaptığımızın yanlış olduğu kararına varırsa o zaman ne ceza verirlerse kabul ederim. | Open Subtitles | إن قررت المحكمة أن ما فعلناه خطأ سنتقبل عندها العقاب الذي يعطوه لنا |
Bana döndü ve bu yaptığımızın kirli bir iş olup olmadığını sordu. | Open Subtitles | استدارت إليّ وسألتني هل اعتقتد ان ما فعلناه مشين |
Ama hiçbir şekilde, yaptığımızın normal veya kabul edilir bir şey olduğunu düşünmeni istemiyorum. | Open Subtitles | ولا أريدك أن تعتقد أن ما فعلناه كان طبيعي أو صائب علي أي حال من الأحوال |
Ve aslında tıpta ve genel olarak hayatta yaptığımızın çoğu musluğu kapatmadan yeri paspaslamak üzerine yoğunlaşmıştır. | TED | وبالتالي, فإن الكثير من الذي نقوم به في الطب والحياة بشكل عام يشبه الذي يقوم بمسح الأرضية دون إغلاق الصنبور |
H2O artı NO2 geçen gün yaptığımızın aynısı. | Open Subtitles | إتش 2 أو زائد لا 2 بينما نحن عَمِلنا قبل أيام، إذا تَتذكّرُ. |