"yaptığımız gibi" - Translation from Turkish to Arabic

    • كما كنا نفعل
        
    • كما نفعل
        
    • ما فعلنا
        
    • كما فعلناها
        
    • كما فعلنا
        
    • مثلما نفعل
        
    • نفعل عندما
        
    • مثلما كنا نفعل
        
    • كما إعتدنا
        
    • كما كنت أقطعها و أنا
        
    • كما كنّا نفعل
        
    • مثلما فعلنا
        
    • بنفس الطريقة التي
        
    Tıpkı okul zamanı haftasonları yaptığımız gibi. Open Subtitles كما كنا نفعل عندما نخرج من المدرسه أيام الأسبوع
    Tıpkı okul zamanı haftasonları yaptığımız gibi. Open Subtitles كما كنا نفعل عندما نخرج من المدرسه أيام الأسبوع
    Bence oraya kendimiz olarak gitmeli... ve her zaman yaptığımız gibi eğlenmeliyiz. Open Subtitles أعتقد أنه علينا العودة إلى هناك كما نحن ونستمتع كما نفعل داىما
    Ve seni temin ederim... Japonlara yaptığımız gibi onları bir stadyuma dolduracağız. Open Subtitles وضعتموهم في ملعب مثل ما فعلنا مع اليابانيين
    Aynı önceden yaptığımız gibi. Dal ve bir, iki, üç say nefes al. Bir, iki, üç, nefes al. Open Subtitles كما فعلناها من قبل, اربع حركات ثلاثة داخل الماء وواحدة تنفس
    - Tamam, eğer frekansı ayarlarsan bu sabah yaptığımız gibi yerini tespit edebilirsin. Open Subtitles يمكنك مسح غاما راي توقيع الطائرة، ويمكنك العثور عليه كما فعلنا هذا الصباح.
    Genelde yaptığımız gibi, basit bir deney yapmaya karar verdim. TED لذا، مثلما نفعل عادةً، قررت أن أقوم بتجربة بسيطة
    Sen çok tatlı bir çocukken, yani geçmişte yaptığımız gibi beraberce daha fazla vakit geçirmemizi isterdim. Open Subtitles أتمنى .. أتمنى لو أننا نمضي مزيدًا من الوقت معًا كما كنا نفعل حين كنت طفلا لطيفًا
    Tabii daha önce yaptığımız gibi laflamak istemiyorsan. Open Subtitles ما لم ترغب أن ندردش، كما كنا نفعل من قبل
    Hadi,her zaman yaptığımız gibi onun sırtında seks yapalım. Open Subtitles لنمارس الجنس على ظهره كما كنا نفعل مسبقاً
    Zaman makinesi bu. Randevularında hep yaptığımız gibi tam zamanında dönebiliriz. Open Subtitles إنها آلة زمن، يمكننا العودة مباشرة كما نفعل دائماً مع مواعيدك
    Bir dükkana gidip, dilediğiniz güç barlarından, bizim yaptığımız gibi, size uygun olanı alacağınızı mı düşünüyorsunuz? TED هل تعتقد أن بإمكانك الذهاب للمتجر وأن تتخير من مجموعة من أطعمة الطاقة، كما نفعل نحن، وتختار منها المناسب؟
    Ama her zaman yaptığımız gibi bir dükkana girip almak yerine bir internet sitesine girdi, bilgisayarına bir dosya indirdi ve bir yazıcıda bastırdı. TED لكن بدلا من الذهاب إلى متجر وشرائها، كما نفعل نحن في العادة، ذهب لهذا الموقع وقام بتحميل ملف، ومن ثم طبعه على هذه الطابعة.
    Biz sadece yaptığımız gibi rağmen muhtemelen kadar değil. Open Subtitles على الرغم من أننا ربما ليس بقدر ما فعلنا للتو
    Civardaki her takım aynen bizim... - ...yaptığımız gibi yapardı. - Benden yalan söylememi isteme. Open Subtitles كل فريق في المقاطعة فعل بالضبط ما فعلنا
    Bir dakika önce orada yaptığımız gibi tekrar yapacağız. Open Subtitles - سنفعلها مجددًا كما فعلناها قبل دقيقة هناك
    Sonra iş verileri harekete çevirmekte, tıpkı ABD'de yaptığımız gibi. TED حينها سوف يتوقف الأمر على تحويل البيانات إلى فعل، كما فعلنا بالضبط في الولايات المتحدة.
    Bizim burada yaptığımız gibi, gri çizgiye odaklanabilirsin. Open Subtitles لكن يُمكنكَ أن تحاول التركيز على المعدن الحقيقي، مثلما نفعل نحن هنا
    Belki de bu hafta sonu seninle beraber eskiden yaptığımız gibi buz patenine gidebiliriz. Open Subtitles ربما في نهاية هذا الأسبوع يمكننا الذهاب للتزلج على الجليد مثلما كنا نفعل
    En yakın polis merkezi 20 dakika uzaklıkta, o yüzden eskiden yaptığımız gibi buradan idare edeceğiz. Open Subtitles أقرب مركز شرطة يبعد 20 دقيقة لذا، سنعمل من هنا على السريع كما إعتدنا
    Gerçek bir ağaç alacağız ve çocukluğumda yaptığımız gibi kendimiz keseceğiz. Open Subtitles سنذهب لجلب شجرة حقيقية و سنقوم بقطعها كما كنت أقطعها و أنا صبي
    Tıpkı bizim yaptığımız gibi. Open Subtitles كما كنّا نفعل في عملية المراقبة.
    Bu yüzden ben Kosta Rika'nın bu ilhamı vereceğine inanıyorum. Aynı geçen sene elektriğimizi üretmek için günlerce hiç fosil yakıt kullanmadığımızı açıkladığımızda yaptığımız gibi. TED لذا، أعتقدُ أن كوستاريكا تستطيع إلهام الآخرين، مثلما فعلنا في السنة الماضية حين كشفنا أننا ولأيام طويلة لم نحرق أي وقود أحفوري لتوليد الطاقة الكهربائية.
    Bu doğal bir olgu, aynen burada TED'de yaptığımız gibi, insanları biraraya getirerek fikirleri tartışmak. TED انها عنصر طبيعي للتقريب بين الناس، ومناقشة الأفكار - بنفس الطريقة التي نقوم به هنا في تيد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more