Benim için hepiniz aynısınız. Bitik haldesin ve yaptığın şeyin bunu değiştireceğini sanıyorsun. | Open Subtitles | جميعكم متشابهون بالنسبة لي، أنت محطم وتعتقد أن ما تفعله سوف يصلح الأمر |
Burada yaptığın şeyin ne kadar tehlikeli olduğunun farkında değil misin? | Open Subtitles | "ألا ترى الخطر يا "جون المتأصل فى طبيعة ما تفعله هنا؟ |
En kötü yanın... yaptığın şeyin abesliğinin farkındasın ama gene de yapmaya devam ediyorsun. | Open Subtitles | أسوأ جزء عنك، مونتي تدرك عبث ما تفعله وتفعله على أية حال |
Şu anda yaptığın şeyin adalet gibi hissettirdiğini biliyorum ama değil. | Open Subtitles | ما تفعلينه الآن، أعلم أنّكِ تشعرينه وجهًا للعدالة، لكنّه ليس كذك. |
Bay Daniels ile yaptığın şeyin gerçekten seni perişan edeceğinin farkındasın değil mi? | Open Subtitles | أتدركين أن ما تفعلينه مع السيد دانييلز هو أمر سيئ جداً , أليس كذلك؟ |
Bir bakıma mantıksız davrandığımı, orada kalmaya çalıştığını ve yaptığın şeyin neden iyi bir fikir olduğunu düşündüğünü anlayabilirim. | Open Subtitles | وأفهم أنّني كنتُ غير منطقية بشكل ما محاولة البقاء هناك... ولمَ إعتقدت أنّ فعل ما فعلته بدا فكرة جيّدة. |
yaptığın şeyin senin için ne kadar zor olduğunu anlıyorum. | Open Subtitles | و اتفهم ان ما فعلتيه كان صعبا للغاية بالنسبة لك |
yaptığın şeyin saçma olmadığını bilmem gerek. | Open Subtitles | أحتاج إلى معرفة أن ماتفعليه بمنطقي |
Ama yaptığın şeyin sorumluluğunu hala üstünde taşıyorsun. | Open Subtitles | لكن من الواضح انك مازلت تحمل عبء مافعلته في الماضي |
En kötü yanın... yaptığın şeyin abesliğinin farkındasın ama gene de yapmaya devam ediyorsun. | Open Subtitles | أسوأ جزء عنك، مونتي تدرك عبث ما تفعله وتفعله على أية حال |
Dürüstçe, şu an yaptığın şeyin, bu ülke için en iyi şey olduğunu düşündüğüne inanıyorum ama seçim sana kalmış değil. | Open Subtitles | بصراحة أنا أعتقد أنك تفكر أن ما تفعله الان هو في مصلحة هذا البلد |
yaptığın şeyin tek seçenek olduğunu düşünme sadece. | Open Subtitles | فقط لا تتظاهر بأن ما تفعله هو الخيار الوحيد. |
Gene de yaptığın şeyin doğru olduğunu düşünmüyorum ama bilemiyorum belki de ben yanılıyorumdur. | Open Subtitles | هذا لا يعني أنّي أعتقد أنّ ما تفعله هو الصواب، ولكنّي لا أعرف. ربما أكون مخطئة. |
Bu yaptığın şeyin biraz komik olduğunu biliyor musun? Sadece gözlerime bakıyorsun. | Open Subtitles | أتعرف ما تفعله الأن ، أنه مضحك نوعاً ما أنت تنظر في عيناي فقط |
Yaşadığın karışıklığı anladım. Ben hiçbir zaman yaptığın şeyde iyi olmadığını söylemedim. Olay, yaptığın şeyin, yapılmaya değer olmaması. | Open Subtitles | أنا أفهم الإرتباك ، أنا لم أقل أبداً أنك لست جيداً فيما تفعله ، أنه ما تفعله لايستحق أن تفعله |
İstediğin kadar mantıklı açıklamalar getirebilirsin ama derinlerde, yaptığın şeyin yanlış olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | بإمكانكِ أن تبرّري قدرما تشائين، لكنّكِ تعرفين بالصميم أنّ ما تفعلينه خاطئ. |
Bak, yaptığın şeyin asilce olduğunu düşündüğünü biliyorum, ama değil. | Open Subtitles | أعلم أنّ ما تفعلينه يبدو نبيلاً، لكنّه ليس كذلك. |
Bir bakıma mantıksız davrandığımı, orada kalmaya çalıştığını ve yaptığın şeyin neden iyi bir fikir olduğunu düşündüğünü anlayabilirim. | Open Subtitles | وأفهم أنّني كنتُ غير منطقية بشكل ما محاولة البقاء هناك... ولمَ إعتقدت أنّ فعل ما فعلته بدا فكرة جيّدة. |
yaptığın şeyin cezasının okuldan acilen atılmak olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أنتِ تعرفين أن ما فعلتيه يُعاقب عليه بالطرد الفورى من هذه المدرسه |
yaptığın şeyin saçma olmadığını bilmem gerek. | Open Subtitles | أحتاج إلى أن أعرف أن ماتفعليه منطقي |