"yaptığın şeyin" - Traduction Turc en Arabe

• ما تفعله
• ما تفعلينه
• فعل ما فعلته
• ما فعلتيه
• ماتفعليه
• مافعلته في

Benim için hepiniz aynısınız. Bitik haldesin ve yaptığın şeyin bunu değiştireceğini sanıyorsun.
جميعكم متشابهون بالنسبة لي، أنت محطم وتعتقد أن ما تفعله سوف يصلح الأمر

Burada yaptığın şeyin ne kadar tehlikeli olduğunun farkında değil misin?
"ألا ترى الخطر يا "جون المتأصل فى طبيعة ما تفعله هنا؟

En kötü yanın... yaptığın şeyin abesliğinin farkındasın ama gene de yapmaya devam ediyorsun.
أسوأ جزء عنك، مونتي تدرك عبث ما تفعله وتفعله على أية حال

Şu anda yaptığın şeyin adalet gibi hissettirdiğini biliyorum ama değil.
ما تفعلينه الآن، أعلم أنّكِ تشعرينه وجهًا للعدالة، لكنّه ليس كذك.

Bay Daniels ile yaptığın şeyin gerçekten seni perişan edeceğinin farkındasın değil mi?
أتدركين أن ما تفعلينه مع السيد دانييلز هو أمر سيئ جداً , أليس كذلك؟

Bir bakıma mantıksız davrandığımı, orada kalmaya çalıştığını ve yaptığın şeyin neden iyi bir fikir olduğunu düşündüğünü anlayabilirim.
وأفهم أنّني كنتُ غير منطقية بشكل ما محاولة البقاء هناك... ولمَ إعتقدت أنّ فعل ما فعلته بدا فكرة جيّدة.

yaptığın şeyin senin için ne kadar zor olduğunu anlıyorum.
و اتفهم ان ما فعلتيه كان صعبا للغاية بالنسبة لك

yaptığın şeyin saçma olmadığını bilmem gerek.
أحتاج إلى معرفة أن ماتفعليه بمنطقي

Ama yaptığın şeyin sorumluluğunu hala üstünde taşıyorsun.
لكن من الواضح انك مازلت تحمل عبء مافعلته في الماضي

Dürüstçe, şu an yaptığın şeyin, bu ülke için en iyi şey olduğunu düşündüğüne inanıyorum ama seçim sana kalmış değil.
بصراحة أنا أعتقد أنك تفكر أن ما تفعله الان هو في مصلحة هذا البلد

yaptığın şeyin tek seçenek olduğunu düşünme sadece.
فقط لا تتظاهر بأن ما تفعله هو الخيار الوحيد.

Gene de yaptığın şeyin doğru olduğunu düşünmüyorum ama bilemiyorum belki de ben yanılıyorumdur.
هذا لا يعني أنّي أعتقد أنّ ما تفعله هو الصواب، ولكنّي لا أعرف. ربما أكون مخطئة.

Bu yaptığın şeyin biraz komik olduğunu biliyor musun? Sadece gözlerime bakıyorsun.
أتعرف ما تفعله الأن ، أنه مضحك نوعاً ما أنت تنظر في عيناي فقط

Yaşadığın karışıklığı anladım. Ben hiçbir zaman yaptığın şeyde iyi olmadığını söylemedim. Olay, yaptığın şeyin, yapılmaya değer olmaması.
أنا أفهم الإرتباك ، أنا لم أقل أبداً أنك لست جيداً فيما تفعله ، أنه ما تفعله لايستحق أن تفعله

İstediğin kadar mantıklı açıklamalar getirebilirsin ama derinlerde, yaptığın şeyin yanlış olduğunu biliyorsun.
بإمكانكِ أن تبرّري قدرما تشائين، لكنّكِ تعرفين بالصميم أنّ ما تفعلينه خاطئ.

Bak, yaptığın şeyin asilce olduğunu düşündüğünü biliyorum, ama değil.
أعلم أنّ ما تفعلينه يبدو نبيلاً، لكنّه ليس كذلك.

yaptığın şeyin cezasının okuldan acilen atılmak olduğunu biliyor musun?
أنتِ تعرفين أن ما فعلتيه يُعاقب عليه بالطرد الفورى من هذه المدرسه

yaptığın şeyin saçma olmadığını bilmem gerek.
أحتاج إلى أن أعرف أن ماتفعليه منطقي