"yaptılarsa" - Translation from Turkish to Arabic

• فعلوه
• فعلوا

Önemli olan şu ki, ona ne yaptılarsa bu organizmaya karşı bağışıklık vermiş.
مقصدى هو أيا يكن ما فعلوه لها إنه يعطيها حصانه ضد هذا الكائن

Sana ne yaptılarsa, böyle düşünmeni sağlamak için yaptılar.
مهما كان الذي فعلوه فقد فعلوا ذلك . لإيهامك بأنك ميت

Ona ne yaptılarsa kısa sürmüş.
مهما كان الذي فعلوه له كان قصير الأجل أنا أخشى بأنه لن يصمد لمدة أكثر

Yani eğer onu öldürecek bir şey yaptılarsa ihmalkârlık, her neyse sorumlu tutulmaları lâzım.
لذا إن كانوا فعلوا شيئاً تسبب بقتله إهمال أو أياً يكن، فيجب أن يُحاسبوا

Bunu ona yaptılarsa garanti ederim diğerlerine de yapmışlardır.
لو فعلوا هذا له , انا اضمن لك انك ستفعل هذا للاخرين

Ona dışarıda ne yaptılarsa yemek verip, sağlıklı tutmuşlar.
مهما كان ما فعلوه به هُناك فلقد أمدوه بالطعام وحافظوا على سلامته نسبياً

Aslında minnettarım. Çünkü bana her ne yaptılarsa gözümü açtı.
في الحقيقة, أنا ممتن, لأنه أيًا كان ما فعلوه بي قد جعل الأمر واضحًا, حسنًا؟

Ona ne yaptılarsa düzeltmeliyiz.
أياً كان الذي فعلوه بهِ، يجب علينا تغيره.

Tamam, eminim ne yaptılarsa o andaki en iyi seçenek olduğu içindir.
مُتأكّدة أنّ أياً كان ما فعلوه كان أفضل خيار مُتاح في تلك اللحظة.

Her ne yaptılarsa, paçalarını bundan kurtaramayacaklar.
أيّا كان الذي فعلوه فلن يفلتوا بذلك

Bize her ne yaptılarsa, uzun süre devam ettirdiler.
مهما فعلو إلينا لقد فعلوه لوقت طويل

Psikiyatrist değilim ama ona Çin'de her ne yaptılarsa onu bir tür olay sonrası travmatik tepki durumuna sokmuş.
لست طبيباً نفسياً .. "لكن مهما كان ما فعلوه بها في "الصين فقد تركها بنوع من رد الفعل الناتج من صدمة

Eğer yaptılarsa, seni kurtarmış olurlar.
إذا فعلوا ذلك، فقد فعلوه لانقاذك

Hayır, o insanlara ne yaptılarsa, bana da yaptılar.
ما فعلوه لأؤلئك الناس فعلوه بي أيضاً

Eğer bana bir şey yaptılarsa, ... bunun ne olduğunu bilmek isterim.
لو أنهم فعلوا بي شيئاً فأريد أن أعرف ما هو.

Sana her ne yapıyorlarsa veya yaptılarsa bu tehlikeli ve hemen gitmeliyiz Cooper.
أي ما كانوا يفعلون لك، أي ما فعلوا لك، فهو خطير، وعلينا حقاً أن نذهب من هنا الآن، كوبر.

Ama ona ne yaptılarsa bana da yapmalarına müsaade edecek değilim.
لكن مهما فعلوا به... لن أدعهم يكرروه معي

Ya ona bir şey yaptılarsa?
ماذا اذا كانوا قد فعلوا شيئا لها؟

Dediğim bir şey yüzünden bunu yaptılarsa.
إذا كانوا قد فعلوا هذا... بسبب شيء قلته.